❝ Oh, boy, you make me shy, shy, shy.
You make me run and hide, hide, hide.
Feel like I get lost in time
Whenever you're near me..❞"Pekala.. Jungkook, sanırım bu düşünce karşılıklı." Jimin sırıtarak konuştu ve Jungkook'un şaşkınlıkla kafasını kaldırıp kendisine bakmasını sağladı.
Ardından Jimin'in dünya üzerindeki en güzel manzarası ortaya çıktı.
Jungkook'un güzel gülümsemesi.
"Eee, yani bu bir randevu hyung. Değil mi?" Jungkook utangaçça sordu.
"Eğer öyle olmasını istiyorsan.." Jimin ise yumuşak bir şekilde yanıtladı.
"İstiyorum."
"Öyleyse, bu bir randevu Kookie." Jimin büyük gülümsemesi ile konuştu ancak taktığı lakabın karşısındaki çocukta bıraktığı etkinin farkında değildi.
Güneş pırıl pırıl parlıyordu, kuşlar sakince cıvıldıyordu, çiçekler muhteşem görünüyordu ve her şey fazlasıyla geydi.
Bir dakika..
Jimin, kendisini merakla izleyen çocuğa bakarken nefesinin altından mırıldandı. *"Siktir... Gey değil harika demek istemiştim..."
"Efendim? Bir şey mi dedin hyung?" Jungkook, büyük tavşan gözleriyle Jimin'in gözlerine bakarak sordu.
Pekala, Jimin'in, Jungkook hakkında sevdiği şeyler bitmiyordu ancak o tatlı gözleriyle kendisine bakması aklını başından almıştı. O gözleri ne zaman görse sanki tekrar aşık oluyordu.
Tekrar ve tekrar
Tehlikeli bir döngüydü.
Ardından Jimin'i tamamen zihinsel bir çöküşe sokacak bir şey oldu.
Jungkook, büyüğünü delirtmeye yetecek kadar suratını astı ve dudaklarını büzdü.
Bu dudaklar ve gözler oldukça tehlikeli bir kombinasyon olmuştu.
"Kusan insanları düşün.. seks yapan yaşlı insanları düşün.. Bu çocuğun dudaklarından başka bir şeyler düşün. Sakın dudaklarına bakma.." Jimin, içinden çığlıklar atıyordu ancak dışarıdan sadece nazik bir şekilde gülümsemeye çalışıyordu.
Ama karşısındaki çocuk ona bir köpek yavrusu gibi bakarak kalbinde büyük delikler açarken nasıl başka bir şey düşünebilirdi ki.
Jimin, gidip Jugnkook'a kocaman bir ayıcık almak ve ardından sonsuza kadar saçlarını okşamak istiyordu.
Hah, kimi kandırıyordu ki.
Tek istediği küçük olanın tatlı pembe dudaklarına yapışmak ve sertçe öpmekti.
Aniden arsız düşüncelerini yok etmek için yüzüne sert bir şekilde şaplak attı.
Jungkook'un gözleri yaşadığı şokla daha da genişlerken Jimin, kendisini muhteşem Jeon Jungkook'un önünde bir kez daha rezil ettiği için intihar etme yollarını gözden geçiriyordu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
NOT: "Siktir... Gey değil harika demek istemiştim..." Cümlesi belki kafanızı karıştırır ondan şey edeyim dedim. Harika yani great yazıyordu gay ve great kelimesinin okunuşu benzediği Jimin karıştırdı. Şey gibi birisiyle konuşurken aklınızdan bambaşka bir şey geçer de düşündüğünüz şeyle ilgili bir kelime çıkar ya ağzınızdan onun gibi oldu. Not bitti by.
NOT 2:Eğer dediğimi anlamadıysanız sorun lütfen çünkü tam anlatamamış gibi hissediyorum:)
Sizi seviyorumm *bir sürü öpücük*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shy | jikook (Çeviri)
Fanfiction❝boy you make me shy shy shy you make me run and hide hide hide feel like i get lost in time whenever you're near me ❞ Jimin, çıkış yapmak üzere olan gay ve utangaç bir stajyer. Düz olduğuna inandığı Jeon Jungkook'tan hoşlanıyor ancak fazlası...