•3

51 5 2
                                    

Allegation
Kim Namjoon

Y/N pov.

Gözlerimi açtığımda karşımda uyuyan Namjoon'u görmek gülümsememe sebep olmuştu. Öyle masum, öyle huzurlu uyuyordu ki onu saatlerce izleyebilirdim. Kolları arasından onu rahatsız etmemeye özen göstererek kalktım, banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim. Küçük mırıltılar ile kahvaltıyı hazırlamaya başladım.

Bir süre sonra belimde hissettiğim bir çift kol ile irkildim.

"Benim.."

Başımı çevirip ona baktım, yeni uyanmış olmalı ki gözlerinde hâlâ uyku mahmurluğu vardı. Gülümseyip yanağını öptüm.

"İyi uyuyabildin mi?"

Başını salladığında gülümsedim ve işime döndüm ama Namjoon'u bana sarılması yüzünden rahat haraket edemiyordum.

"Joon, sevgilim masaya otur hadi."

"Sana sarılarak beklesem olmaz mı?"

"Bebeğim durabilirsin tabii ki ama ben işimi rahat yapamıyorum ki. Masada bekle hadi."

Uysalca başını salladığında gülümsedim. Boynuma sulu bir öpücük bıraktıktan sonra benden ayrılıp masaya oturmuştu.

Kısa sürede ufak ama doyurucu bir kahvaltı hazırlamış masayı kurmuştum. Birlikte güzelce kahvaltı yaptıktan sonra etrafı toparladık.

Birlikte salona gelmiş ve koltuğa oturmuştuk. Bu gün ne yapacağımızı düşünürken kapı çalmıştı.

"Birini mi bekliyordun güzelim?"

Başımı olumsuzca salladım.

"Tamam, ben bakarım."

Namjoon kalkıp kapıyı açmaya gitmişti.

Namjoon pov.

Kapıyı açtığımda karşımda ki Yoongi hyung ile tek kaşımı kaldırdım.

"Hyung? Ne işin var senin burada?"

"Size bir şey demeye geldim, içeri girebilir miyim?"

"Tabii, gel."

Onun içeri geçmesi için çekildim. Salona geçtiğinde Y/N ile selamlaştılar. Koltuğa oturup ona baktım, ciddi bir şey diyecek gibi bir hali vardı. Gerçi hep öyleydi.

"Hyung, bir şey mi oldu? Sanki kötü bir şey diyecek gibi görünüyorsun?"

"Hayır, hayır kötü bir şey demeye gelmedim merak etmeyin. Bu akşam Jimin'e sürpriz doğum günü hazırladık, siz de gelmek ister misiniz diye sormaya gelmiştim?"

"Olur, tabii ki geliriz."

Benden önce davranıp cevap veren Y/N'ye bakıp gülümsedim ardından geri Yoongi hyunga döndüm.

"Olur hyung. Sen bana saati ve konumu atarsın."

"Tamamdır."

Onunla vedalaştıktan sonra gitmişti.

{...}

Y/N hazır olduğunda evden çıktık ve parti alanına gittik. Yolda Yoongi hyung aramış ve pastanın mahvolduğunu pasta almamız gerektiğini falan söylemişti.

Parti alanına geldiğimizde içeri girdik, herkesle selamlaştıktan kısa bir süre sonra Jin hyung konuşmak istediğini söylemiş ve beni mutfağa çekmişti.

"Namjoon, yetmez mi?"

"Ne?" Ne diyorsun hyung?"

"Y/N ile sevgili olman diyorum, yetmez mi?"

Yutkunup, derin bir nefes aldım.

"Ondan ayrılmak zorundasın biliyorsun, değil mi? Onu gerçekten sevmiyorsun bile ve bu yalan daha fazla devam edemez eninde sonunda bir yerde açıklık verirsin. Bunu Y/N öğrendiğinde çok üzülür. O öğrenmeden ondan ayrıl."

"Hyung, ben bilmiyorum. Ondan ayrılmak istemiyorum."

"Ne diyorsun oğlum sen? Ne demek ondan ayrılmak istemiyorum? Namjoon sen sadece onunla iddia için çıkıyorsun kendine gel."

Tam ağzımı açmış ona Y/N'yi sevdiğimi söyleyecekken kapıdan ses gelmişti. Bakışlarım ışık hızında kapıya dönerken gördüğüm kişi ile dişlerimin arasından sessizce bir küfür savurdum.

"G-gerçekten sevmiyorsun beni... Ben de aptal gibi.."

"Hayır, hayır."

Yanına gideceğim sırada arkasını dönmüş ve hızlıca çıkışa ilerlemişti.

"Lanet olsun!"

Peşinden koşar adımlarla ilerlemeye başlarken, ona da sesleniyordum.

"Y/N! Bekle! Dinle beni!"

O ise durmamıştı, yavaşlamamıştı bile. Aksine daha da hızlanmıştı. Parti alanından çıktığında bende bileğini tutmuştum.

"Y/N dinle beni, lütfen."

Sinirle bana döndüğünde, kızarmış ve dolmuş gözlerini görmek kendimden nefret etmemi sağlamıştı.

"Ne diyeceksin!? 'Y/N seni çok seviyorum' mu!? Neyim ben Namjoon? Oyuncak mı? Ya da iddiaya girebileceğin bir mal mıyım? Neyim ben senin için!?"

Ağlamaya başladığında yutkundum.

"Hayır hayır, güzelim.."

Onu kendime çekip yüzünü avuçlarım arasına aldım ve göz yaşlarını sildim.

"Sen benim bu boktan hayatımda ki tek güzel, tek masum şeysin. Tamam başta seninle iddia için sevgili olmuş olabilirim, ama şu iki ay içinde ben gerçekten sana bağlandım. Ben seni deli gibi seviyorum Y/N. Sen benim vazgeçilmezimsin, inan bana seni gerçekten çok seviyorum."

Gözlerinden hâlâ yaş akarken bana baktı.

"Ben sana nasıl inanabilirim ki? Bunu öğrendikten sonra sana nasıl güvenebilirim? Bunu bildikten sonra nasıl inanayım beni sevdiğine?"

Haklıydı, evet çok haklıydı.

"Haklısın, inan bana çok haklısın ama sana yalan söylemiyorum. İnan bana ben, seni gerçekten çok seviyorum."

"B-bana, bana biraz zaman ver Namjoon. Aklımı, kafamı toparlayayım, aynı şekilde sen de toparla."

Ellerini yanaklarında olan ellerimin üzerine koymuş ve ellerimi yanaklarından kurtarmıştı. İç çekmiş ardından ise bana arkasını dönmüş ilerlemeye başlamıştı. Ben ise öylece kalakalmıştım. Ayrılmış mıydı? Yoksa sadece ara mı vermişti?













COMEBACK YAPTIM!

Öncelikle bunu benden isteyen kişiden (lahmajooncunamjoon) gerçekten çok özür dilerim. Bir sürü şey oldu ve ben burayla ilgilenemedim, tamamen unutmuştum. Gerçekten çok özür dilerim, umarım beni affedersin.

    Bu arada Instagram'da dreaammix diye bir sayfa açtım, burda ki yazdığım hikâyeleri orada da paylaşıyorum, fan sayfalarına gt de yapıyorum isterseniz beni oradan da takip edebilirsiniz💜

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın!💜



(TEKRARDAN ÇOK ÖZÜR DİLERİM🥺)

Allegation (Kim Namjoon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin