Tesadüflere inanır mısınız? Ben pek inanmam çünkü tesadüf yoktur, var olan şey kaderdir.
Daha üniversitenin ilk yıllarındaydım, üniversite demek yeni arkadaşlar yeni bir çevre demekti benim için. Hep ailemden farklı bir şehir de okumak istemişimdir birazda öyle oldu aslında. Ailemle aramdaki o iki saatlik mesafe gözümde büyüyordu. Yalnız hissediyordum, biraz da muhtaç. İhtiyaç duyuyordum yanımda olacak birine belki de rahat bir hayat için seçmiştim farklı bu şehri.
Daha önce birçok ilişkim olmuştu ailemden habersiz, çoğuda hüsran...
İlk senemde birini istemiyordum hayatımda ağır kız ayakları işte. Ben basketbolu severim, oynayanı da severim hele oynayan kişi yakışıklıysa daha çok severim. Tam olarak anlattığım gibi birini de buldum aslında. Sonra da ah o klasik kız tripleri işte... Ben de girdim hemen. Ay ne kadar tatlı, canım benim ağızun bal yesin! Analar neler doğuruyor bee.
Benim üslup diğer kızlara göre farklıydı tabi özünde romantik de olsam bir ağır ablalık vardı.
İsmini bile bilmediğim o yakışıklının ilgisini çekebilmek için her gün bir şeyler kurar oldum kafamda, evet yapabilirdim ilgisini çekebilirdim. Aslına bakarsak biraz da hedef seçtim onu kendime şu ana kadar beni reddeden olmamıştı. Kendimden çok emindim iyi bir fiziğim esmer bir tenim vardı uzun siyah saçlarım ve tabi dolgun göğüsler. Daha uzaktan farkederdi insanlar beni.
Günün sonunda hemen bir kuaföre uğradım yarın çok güzel olmalıydım. Saçlarıma renk attırmıştım ince belimde sallanan saçlarım seksi bir hava katıyordu bana.
Her şey yarın için tamamdı. Erkenden yatıp güzel bir uyku çektim uyandığım an duşa girip kısa ve dar elbisemi üzerime geçirdim saçlarımı düzleştirip makyajımı da bitirdikten sonra yola koyuldum. Şimdiden üzerimdeki gözleri hissetmiştim kendime güvenim iyice artmıştı.
Bu halde otobüse binemezdim. Taksiye vereceğim parayı bile gözden çıkarmıştım. Kampüsün önünde arabadan inerken adeta kırmızı halıda yürüyecekmiş gibi hissediyordum kendimi. İnerken topuğumun arabaya takılmasıyla kendimi yerde bulmam bir oldu. Başımı kaldırdığım da bir de ne göreyim süslendiğim o yakışıklı elini uzatmış beni kaldırmayı teklif edercesine yüzüme bakıyordu. Ellerinden tutup kalkmama yardım etmesine izin verdim. Bir erkeğe nazaran yumuşak elleri vardı. Berbat görünüyordum çorabımın yırtıldığını farkettim, çok utanıyordum. Bana gülümsemesiyle kendime geldim beni evime bırakmak istiyordu belli ki amacı da evimi öğrenmekti bana kalırsa, ya da bir tür paranoyalarımdan biriydi bu da.
