Karakolun önünde ellerim hala bağlı şekilde indirildim ekip otosundan.Tahmin ettiğimden daha kalabalıktı.Arabayı kullanan memur sol kolumdan tutup çekiştirerek kapıdan içeriye soktu beni.Merdivenlerden çıkarken hala ne diyeceğime dair bi fikir yoktu kafamda.Merdiven bitince solunda beni sandalyelerin olduğu yere bırakıp "Bir yere kaybolma!" emrini verdi.Nasıl yapmamamı gösterir gibi kayboldu ortadan.
Karşımdaki sandalyede iki suçlu daha vardı.Benim aksime onlar gayet sakindiler.Sanki burası ikinci evleriymişçesine hareket ediyolardı.Onların bu sakinliği yinede ellerimin titremesine engel olamıyordu.Çok geçmeden ikisnin ifadesini almak için arkadaki odadan çağırdılar.İyice sesizleşti koridor ve bu sessizlik beni derin düşüncelere yönlendirdi.Fakat bi nokta üzerinden netlemiyordum çünkü bilinmezlik içindeydim ve bu bilinmezlik çaresiz bıraktı beni.
Gözümü iki sanalyenin arasına dikmiştim ki birinin tepemde belirdiğini farkettim.Başımı çevirince "Tuvalatin gelmiştir senin şimdi, merdivenlerin karşında" dedi.Hayır anlamında salladım başımı."Gelmiştir dediysem gelmiştir" dedi bakışlarına daha fazla ciddiyet katarak.
+Kesinlikle bi gariplik var.Kesinlikle!
- Herşeyi zorla yaptırmaya alışmış insanlar , diye söylenerek bakışlarımı yere indirdim.
Emrini yerine getirmeyişim zoruna gitmiş olcak ki kolumu fazlasıyla sıkıp "Yürü" dedi alışkın olduğu emir tonuyla.İlk ben girdim tuvalate ardımdan o.Girer girmez içerde kimsenin olup olmadığını kontrol edip kimsenin olmadığındn emin olunca bana döndü.
- beni iyi dinle! Seni torbacılıkla suçlayacaklar. Burdan çıkış anahtarın benim.
+Torbacılık mı?
+Torbacılık için fazla çulsuz değil mi yaktığın kişi?
+Nası bi belaya bulaştın?
Adamın ilk sadık kalıp dinlemeye devam ettim he onu hem kendimi hem de sesleri.
-Şimdi sana bi kağıt vereceğim ve harfiyen ezberleyeceksin.
-Ne için?
-Bu senin vereceğin ifaden olacak.
-Kağıttakileri söylersem nerden bileyim başımın yanmayacağını?
-Çok soruyosun delikaknlı , ben kağıdı verdim gerisi sana kalmış. 5 dakikan var kapıda bekliyorum.