beş

5.5K 555 258
                                    

"Günaydın. İçeri gelmeyi düşünmüyor musun?"

Chanyeol yatağından kalkar kalmaz üstüne basit bir tişört ve altına da ince bir eşofman altı geçirmiş, montunu giyip daireden çıkmış ve asansörü çağırmıştı. E evi 6. kattaydı, 6 kat aşağı merdivenle inecek hâli yoktu ya.

Aynı anda üst katındaki Baekhyun da aceleyle dersine yetişmeye çalışıyordu, biraz geç uyanmış ve Kyungsoo'dan sonra daireden çıkmıştı. O da asansörü çağırmıştı ve bunu Chanyeol'den önce yaptığı için asansör ilk önce 7. kata gelmişti.

Asansör 6. katta durduğunda ve kapısı yavaş yavaş açıldığında Chanyeol karşısında üç gündür konuşmadığı minik, oldukça zayıf ve sarı saçlı çocuğu görmeyi beklemiyordu. Başta ne yapacağını bilmeden çocuğu baştan sona incelediğinde Baekhyun boğazını temizledi ve ondan önce konuştu.

Chanyeol karşısındaki çocuğu incelemeyi onun sesini duymasıyla bırakmayı başarmıştı. Gözlerini kırpıştırdı ve asansörden içeri girdi. "Günaydın."

Baekhyun Chanyeol'ün verdiği karşılıkla ilgilenmedi ve önüne bakmaya devam etti. Chanyeol de bu sırada onu incelemeye yeniden başlamıştı.

Üstüne giydiği taba rengi olan ve önünü açık bıraktığı pardesüsü dizlerinin tam altında bitiyordu, içine açık kahverengi bir kazak giymişti ve kazak da oldukça büyük görünüyordu. Bacaklarını saran siyah pantolonu oldukça hoş görünüyordu. Ancak bu çocuk çok zayıftı ve üstündeki her şey her ne kadar hoş dursa da üstünden uçup gidecek gibiydi. Chanyeol içinden bunları geçirdi ve gözlerini yeniden sarı saçlara çıkarırken konuştu. "Nereye gidiyorsun?"

Baekhyun düğmelerin üstündeki hangi katta olduklarını belirten aletten gözlerini çekip Chanyeol'e döndü. "Okula. Sen?"

"Markete gidiyorum. Evde yiyecek hiçbir şeyim kalmamış." Üç gün önce Baekhyun'a sert çıkışının ardından ne Baekhyun ona yazmış, ne de evde paten sürmüştü ve Chanyeol de kendinde saçma bir şekilde yazacak yüz bulamamıştı. O yüzden şimdi bu birkaç saniyede bu güzel çocuğa iyi davransa hiçbir şey olmazdı. Hem, bu kadar minik bir şey olduğunu tahmin etmemişti bile.

Baekhyun Chanyeol'ün verdiği cevaba kafa sallamakla yetinirken Chanyeol yeniden konuşmuştu. "Bu arada, ne okuyorsun?"

"Psikoloji." Chanyeol küçüğün ona bakmadığını bile bile kafasını salladı ve önüne döndü. Ama yeniden gözleri küçüğü bulmuştu, bu asansör aşırı yavaş mı ilerliyordu yoksa ona mı öyle geliyordu?

"Okula nasıl gidiyorsun?" Aslında bunu neden sorduğunu kendisi bile bilmiyordu.

"Kyungsoo ile. Ölmek üzere olan bir arabası var, onunla okula gidip geliyoruz. İkimiz de aynı bölümdeyiz ve bu yüzden sıkıntı olmuyor." Baekhyun cümlesini tamamladığında sonunda asansörde zemin kata geldiklerini gösteren zil sesi geldi ve Chanyeol derin bir nefes aldı. Neden bu kadar kasıldığını ve gözlerini bu çocuktan alamadığını bilmiyordu aslında.

Chanyeol'ün cevap vermesine kalmadan Baekhyun asansörden çıkmadan yeniden ona bakmayarak konuştu. "Böyle karşılaşacağımızı biliyordum. Görüşürüz."

Ve asansörden çıkmadan önce son söyledikleri bu oldu. Ardına da yüzünde pis bir sırıtışla asansörden çıktı çünkü Chanyeol'ün gözlerini onun üstünden çekemediğini elbette biliyordu.

Baekhyun'un gitmesinin ardından Chanyeol asansörün içinde dondu kaldı, sonra hemen telefonundan Instagram'ı açıp en son üç gün önce konuştuğu çocuğa takip isteği attı.

Telefonunun ekranını kapattıktan sonra arkasını dönüp aynadan kendisine -daha doğrusu kızarmış yanaklarına- baktı. Bu da neydi ki şimdi?

"Kendine gel aptal," dedi aynadan kendine bakarken ve yanağına hafif bir tokat attı. "Sevgilin var senin."

...

hadi bakalım böyle yüz yüze geldiler vE CHANYEOL'ÜN DİBİ DÜŞTÜ DİBİ SALYALARI AKTI

günümün tek boş zamanı olan gecede yazıyorum bu bölümü, bundan sonra böyle olacak sanırım ders saatlerim böyle giderse eğer hatam olursa beni uyarın

hadi öptüm 🌸

skate // chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin