---------------------------------------------
Seungmin mutluluğunun bölünmesine bozulsada hiç istifini bozmadan babasının arabasına binmişti. Yüzündeki büyük gülümsemeyle babasına selam verirken ondan buruk bir tebessüm almıştı.
Babası için ise durum çok daha üzücüydü. Canının bir parçası olan oğlunun kendi yüzünden zarar gördüğünü düşünmek onu kahrediyordu. Bu iş daha kötüye gitmeden engel olmak şuan ki tek isteğiydi.
Radyodaki eski bir şarkı sesinin arabayı doldurmasıyla sakin bir yolculuktan sonra babası yavaşca arabayı park etmişti. Seungmin kemerini çıkartırken şaşkınlıkla geldikleri yere bakıyordu, kaşları çalışırken "Buraya neden geldik?" diye sordu.
Babası yutkunup "Son zamanlarda çok fazla şey yaşandı hem sınav senen, biriyle konuşursan rahatlarsın diye düşündüm. Benimlede konuşabilirsin elbet ama uzman biriyle konuşman senin için daha güvenli olur birtanem." bunlar içinden geçenlerin sadece bir kısmıydı. Seungmin gerek olmadığını düşünsede babasının üzgün bakışlarına karşı çıkamadı.
Küçük bir tebessüm ile onayladı onu ,aldığı onayla mutlu olan adam oğlunun saçını okşayıp arabadan indi. Seungmin ise hiçbir şey söylemeden babasını takip ediyordu. Burda olmaktansa Chris'in yanında olmayı tercih ederdi.
Babası danışmayla konuşurken bir köşeye çekilip etrafı inceledi. Hastaneye geldiklerini gördüğünde ilk olarak babası hakkında olduğunu düşünüp korkmuştu ama şükürler olsun bu korku babasından aldığı cevapla geçmişti. Etrafı izlemeye dalmışken asansörün sesiyle dikkati oraya gitmişti.
Tanıdık okul formasıyla çıkan kişiye bakınca sınıf arkadaşı Lee Minho olduğunu görmüştü. "Ne işi var burda?" diye düşünürken yanına gelen babasıyla hastaneden çıkmak üzere olan arkadaşından gözlerini çekmişti.
Söylenilen odaya doğru ilerlerken "Aslında seni başka bir psikoloğa götürmeyi planlıyordum ama bu doktor hakkında çok iyi şeyler duydum ve buraya gelmek daha iyi olur dedim " sessizliği bozmaya çalışmıştı.
Seungmin gülümseyerek "Fark etmez baba senin için rahat etsin diye kabul ettim zaten " demişti. İçi kan ağlayan babası da ona gülümseyerek karşılık verdi. Psikiyatri servisine geldiklerinde randevu saatlerini beklemek için boş bir yere geçip oturmuşlardı.
Oda kapısının üzerinde duran küçük ekranda Kim Seungmin yazınca ikiside ayaklandı. Önden gidecekken babasının kolunu tutmasıyla durmuştu "Önce ben bir konuşayım sonra sen gidersin." diyen babasını ne kadar garipsesede onaylayarak kalktığı yere geçip oturmaya devam etmişti.
Babası kapıyı çalıp içeri girdiğinde doktorla selamlaşıp koltuğa oturmuştu. "Ben Seungmin'in babası Kim Heejun o kapıda bekliyor ondan önce benim gelip bazı şeyleri anlatmam gerektiğini düşündüm. " diyerek açıklamada bulunmuştu.
Doktor gülümseyerek "Çok iyi düşünmüşsün bay Kim " dediğinde ise rahatlıkla "Oğlum son sıralar biraz garip aslında ben bunu hiç fark etmemiştim yeğenim gelip benle konuştu. En başta hiç inandırıcı gelmemişti, bana şaka falan yaptığını düşündüm çünkü gayet normal davranıyordu " cümleleri kurmak zor geliyordu, boğazı düğümleniyordu.
"Dün elinde kamera görüntüleriyle geldi ve ne yapacağımı şaşırdım randevu alıp apar topar buraya getirdim onu." sonunda cümlelerini bitirebilmişti. Önündeki deftere not alırken "Kamera kayıtlarında ne gördünüz bay Kim?" diye sormuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Believe Me
FanfictionCHANMİN " Herkes delirdiğimi düşünüyor, kimse bana inanmıyor ama ben eminim sen benim Chris'imsin..." @DreamWwitch