Dil hem bizzat çıkardığı felsefi problemler nedeniyle, hem de felsefe yaparken kullanılan vazgeçilmez bir araç olması nedeniyle felsefe açısından çok önemlidir. Dil felsefesi bu nedenle felsefenin merkezi disiplinlerinden biridir. Dil felsefesinin zihin felsefesi, metafizik ve ahlak felsefesi gibi alanların hepsiyle ciddi bağlantıları vardır. Örneğin hem zihinsel durumların -Dolapta süt olduğuna olan inancım gibi-, hem de kelime ve cümlelerin anlamları vardır. Zihin durumlarının anlam sahibi oluşuyla dilin anlamı arasında bir tür bağlantı olduğunu düşünmek pek de zor değildir. Metafizikteyse hangi durumlarda varlığın doğasına dair gerçek fikir ayrılıklarının olduğunu ve hangi durumlarda sadece dilin kullanılmasından kaynaklanan "salt dilsel" bir fikir ayrılığının olduğunu bilmek isteriz. Dil felsefesi bu anlamda diğer felsefe alt dallarıyla da ilişkilidir.
Dil felsefesinin bazı problemleri şunlardır:
a) Dil ve gerçeklik arasında nasıl bir ilişki vardır? Kelimeler ve cümleler kendi içlerinde anlam sahibi olmayan sembol ve ses öbeklerinden ibarettir. O zaman dil sahip olduğu anlama nasıl sahip olmuştur? Dil gerçeklikle nasıl ve ne dereceye kadar örtüşür?
b) Bir ismin anlamı ve gönderim yaptığı şey arasında nasıl bir ilişki vardır? Bu ikisi aynı şey midir? Eğer aynı şeylerse hiçbir şeye gönderme yapmıyor gibi görünen kelimelerin de anlamlı görünmelerini nasıl açıklayacağız? Yoksa bir ismin anlamı sadece ona uygulanabilir olan, yani belirli, bir tanım mıdır?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felsefe Bölümleri Tanıtımı
Não FicçãoFelsefe hakkında yazmak her zaman istemişimdir sonunda gerçekleştirdim.