Yirmi dilde seviyorum seni, seksen bir ilde
Seksen bin çeşit bitkinin seksen bininde
Kendi kafama sıktığım gümüş bir kurşun varlığın
Ne olur o karanlıktan. Cıkıp gelsen günün birindeİki çeşit insan ve iki çeşit aşk vardır
Biri kalbini şişirir ama diğeri karnı
Ondan fazla aklımıza geldiğinden,
Daha çok seviyor olmamızdan yasaklamış aşkı Bize Tanrı..Kıskanıyorum dudaklarını içtiğin her yudum sudan..
Gel otur son kez dinle anlatacaklarım var
Yaşadıkların güzel değil anlatacaklarımdan
Hayal kurmak gibi bi şey değil seni beklemek
Benim ol ! bir an önce seninle aldatacaklarım var .Yeni bir aşka yelken açtım umuda hasretle..
Ben ölümün oğluyum sen hayatın kadını
İsmini sorsam çok kişi bilir ama keşke bitanesi içten olsa
Her nefesinde korku var mizamî tonla
Kalbim o kadar sıcakki güneşini dondurur
Geceleri avutabiliyorumda güneşin odama gömülüşü gözüme alıyor yokluğun birde sen bu geceyi düşün..
Ayağımın altında İstanbul kafamın üstünde Sevgi var.
Kardeş Dediğim adamlar Bizi Böldü.
Sanırım yeni sevgilin kiranı zamanında ödemiyor..
Pusulamın çekirdeğinde değişmez bir yönsün.
Boş bir odayı dolduyoruz yalnızlığımla.
Ben ölümü dört gözle bekleyecek kadar acizim ama ölmeyecek kadarda güclüyüm.
Dilimde küfür varda tek bir satırımı kirletmez..
Her batan güneş odama yalnızlık katıyor..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vicdan Azabından Olsa Gerek
PoetryBirini çok sevdim, onu çok üzdüm, Belki onunkine eşit değil hüznüm, Harbi kadındır, dobradır, düzdür, Ciğerlerimdeki katranı o süzdü. Yalnız hissetmemi sağladı, O yokken yalnızım, anladım, Yalnız adımlarken dağları, Adımlarıma pişmanlıklar bağ...