Gökçö'den
Oğlanların ayakları tamamen iyileşti bugünlerde. Bunu, Öykü'ye sarkan Jesim'i kampın etrafında kovalayan Musti'den kolayca anlayabilirsiniz. Ve evet, o ikisi çıkıyor, tam bulmuşlar birbirlerini, ikisi de gerizekalı. Herneyse. Biz de oğlanların ayaklarının iyileşmesini kutlamak için kampın yaptığı kaykay turnuvasına katılmaya karar verdik.
Ve şu an kaykay sahasının kenarındaki dar merdivenlerde ilkokul bebeleri gibi dizilmiş Öykü'yü bekliyoruz. Kendisi benim ısrarlarıma dayanamayarak püskevit almaya gitti.
Püskevitsiz ben = Flex'siz Ceza, Cap'siz Grogi, Batarya'sız Allame, Güdük'süz Şaban, Meme'siz Kadir...
Berk arkamda kulaklığını takmış, Musti'yle birlikte Batarya'ya eşlik ederken Kadir kızların memelerini kesiyordu.Sinirle karnına dirseğimi geçirdim.
Bana bakıp sırıttığında kafamı çevirdim ve o sırada Öykü elinde poşetlerle geldi. Ona gökkuşağı sıçan unicorn görmüş gözlerle baktığımda güldü. Kalkıp sarıldım.
'' Lan gavat karı yerim seni! '' dedikten sonra geri çekildim . '' Hani bana püskevit? '' dedim ve sırıtarak ellerimi poşete daldırdım.
Kaşlarını çatarak poşetleri geri çekti. Noluyo len?
'' Lan versene. ''
'' Vermem. ''
'' Ya ver, lütfeeen. '' dedim yavru it bakışlarıyla.
'' Vermicem vermicem benim değil mi vermicem ıh ıh vermicem. '' dediğinde kafamı yerlere vurmak istedim.
Ona karşılık olarak bende yüzümü buruşturdum ve, '' Ağladım delice. '' dedim. Mal mal bakıştıktan sonra tekrar poşetlere saldırdım. '' Bönö pöskövöt vör! ''
Elini poşete soktuğunda erkeklere dönüp zafer kazanmışcasına gülümsedim.
'' Al kanka bunu ye. '' dediğinde ona baktım. El hareketi çekmiş, gözüme sokuyordu. Eline vurdum ve somurtarak yerime oturdum.
Karşıma gelip durdu ve elini uzattı. Para istiyor pezevenk. Omuz silktim. '' Lan gavat karı, benden yiyorsun zaten, ilk haftadan fakir mi kalayım!? '' Elimi taytımın cebine sokup beş lira uzattım .'' Ve... ''
'' Ve ne lan? Püskevit ver bana! '' dediğimde göz devirerek poşetten bir paket çıkarttı.
O sırada karşımızdaki merdivende oturup patenlerini temizleyen çocuğun biri, '' Herşey ticaret lan, ne günlere kaldık? '' diye ağıt yaktı. Esmerdi ve ultrayakışıklıydı. Ve biliyor musunuz? Ben de esmerim. Ne çok ortak yönümüz var, hemen evlenmeliyiz!
Öykü benim çocuğa attığım ultraseksi dinazor görmüş görmüş ornitorenk bakışlarımı yakalamış olmalı ki sırıtarak telefonunu kurcalamaya başladı ve hemen ardından etrafı Öykü'nün telefonundan gelen melodi kapladı.
'' Bence evlenmeliyiz hem de bu sene! '' dedi Hadise ve ardından müzik girdi.
Gözlerimi kısıp Öykü'ye baktığımda sırıtıp, '' Kamki kendine gelmen için. '' deyip göz kırptı. Havalı olduğunu mu sanıyor lan bu mal?
'' Kamka göz kırpmaya çalışan bukalemun gibi görünüyorsun. ''
'' Kamka sen de çocuğa püskevit gibi bakıyorsun. ''
'' O ne alaka lan? ''
'' Yiyecek gibi yani. ''
Biz fısıldaşırken gözlerimi çocuktan çekmemiştim, e dolayısıyla çocuk da gülerek bana bakıyordu. Oha rsmn yvşdı s.s.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Salağın Günlüğü
Humor07.01.2015 - Forever Bu kitap, iki gerizekalının işsizliklerinden dolayı yazılmaya başlanmıştır. Okuyucularda oluşabilecek olası psikolojik rahatsızlıklardan biz sorumlu değiliz. Bölümler kayıtlı değil ayrıca, kafamızdan doğaçlama yazacağız. Bu hika...