Başlarda böyle birşey ile karşı karşıya kalacağımı düşünmemiştim. Belki bir arkadaşım hoşlanırdı Patrick'ten. Belki de Patrick beni arkadaş ol arak görürdü. Ama bunların hiçbiri değil ne yazık ki. O bir bağımlı ve maalesef benim gibi kahve değil. Uyuşturucu kullandığını söylemişti o gün. Yani kahve içmeye gittiğimiz zaman. Bunun üzerinde fazla durmayacağım. Sıradan bir gündü. Bir defa oldu ve Patrick ile olan arkadaşlık yada ilişki herneyse yarın bunu bitiriyorum.Onun yanlışlıklarına göz yumacağımı sanmıyorum. Uyuşturucu kelimesi küçük birşey gibi gelebilir ama benim için ciddi bir sorun. Gece uyumadan önce klasik olarak sabaha kadar bir sürü düşünce geçti aklımdan ama uyuşturucu olacağını hiç düşünemezdim. Nasıl başladı? Neden başladı? hepsini merak ediyorum ama bunları öğrenmeden ondan uzaklaşıcağım, derken uyuyakalmıştım.
Sabah olduğunda okula geç kalmışım sabaha kadar uyuyamamaktandır. Farkettim de ''okul'' dedim. Artık üniversite kelimesi o kadarda önemli gelmiyor. ''Okul'' evet ''okul''. Her neyse aşağıya indim. Babam erkenden çıkmış, erkek kardeşim okula gitmişti. Annem uyuyordu ve bir not vardı.
''Uyandırmaya çalıştım ama boşuna, kahvaltıyı hazırlarsın Alex.'' yazıyordu. Çok fazla yanımda olmasından dolayı artık bir organım haline gelen telefonum bir elimde, diğer elim ise buzdolabının kapağına yöneldim. Tek başıma iken kahvaltılık bazı şeyler çıkartmak yetiyor uğraşmak istemiyorum. Daha doğrusu üşengeçlik. Telefon titredi. Mesaj gelmişti. Patrick'ten.
-Neden gelmedin ? yazmış.
-Uyuyakaldım.
-Tamam kahvaltı ettin mi ?
-Hayır şimdi uyandım.
-Peki kahvaltı teklifi etmeyi düşünüyorum ama sanki bi garipsin
-Hayır değilim olur dedim ve ardından buluşacağımız yeri mesaj attı.
Normalde acele eder elim ayağım birbirine dolaşırdı ama umursamaz bir şekilde sakince odama çıktım ve düşündüm. Gittiğimde ona daha fazla bağlanmadan onunla bir daha hiç bir şekilde görüşmeyeceğimi söylemeliydim. Bana göre bu uyuşturucu meselesi hiç kolay bi durum değil. Hazırlandım. Tam zamanında. Gittiğimde içerde değil kapıda bekliyordu. Nedenini elindeki sigarayı görünce anladım.Yanına gittim sarıldı, içeri geçtik ve bir köşeye oturduk. Garsona sipariş verdi ve bana dönüp garip bir şekilde baktı ve
-Neden böylesin dedi
-Nasılım?
-Garip.
-Nasıl yani ?
-Bilmiyorum çok garipsin bugün hiç gülmüyorsun dedi.
Ne diyebilirdim ki. Nasıl açıklıyacaktım? Ona birşeyler hissederken ondan uzak durmam gerektiğini nasıl söyleyecektim.Evet söylemeliydim. Konuşmaya başladım
-Bak Patrick, dedim ve sözümü kesti.
-Sus ve dinle, sadece dinle. Biliyorum benimle bir daha görüşmeyeceksin dün sana uyuşturucu içtiğimi söylediğim için. Doğru bazen bulamayınca elim ayağım titriyor deliye dönüyorum ama bunu kimseye bulaştırmam. Bak Alex ben sanırım sana bişeyler hissediyorum ama bunun karşılıklı olduğuna da eminim. Neden çift olabilecekken küçük bir sorun yüzünden bu kadar mutsuzsun? dedi. Ne diyeceğimi şaşırmıştım kendimi savunmaktan başka çarem yoktu.
-Küçük mü? Küçük bir sorun değil Patrick. En azından bana göre değil, dedim.
Cevap vermesini bekledim ama sadece
-Söylediklerimi düşünüp mesaj atarsın diyip kalktı ve gitti.
Ben söylediklerimde bi anda ciddiliğimi kaybettim. O duyguyu biliyorum, hoşlanıyorsan hiçbirşeyi sorun edemiyorsun o sana göre tam bir MELEK!