Dövmeci//Yoonmin✓

15

Saat tam 21.30'du. İçeriye adım attığımda bomboş bir salonla karşılaştım. Her zaman olan o yüksek sesli müzikler yerine hafif tonda klasik şeyler çalıyordu.

"Yoongiii!"

"1 saniye geliyorum!"

Sesin yukardan geldiğini anladığımda oradaki koltuklardan birine oturmuştum. Heyecandan dizimi titretiyor sevgilimi* bekliyordum.
Merdivenden indiğinde ayağa kalkmış kısa sürekli bir bakışmamız olmuştu.

Yanıma yaklaşıp dudağımın kenarına minik bir buse kondurduğunda gülümsemiştim.

"Hoşgeldin"

"Hoşbuldum :)"

"Nasılsın?"

"Heyecanlı :")"

"Ben bile ondan oldum"

"Neyden¿ kxiehdkeh"

"Al viski!"

"Ee tamam"

Koltuğa geçtiğinde hemen sağ çaprazındaki koltuğa oturmayı
tercih etmiştim.

"Kimsin?"

"Nasıl ya?"

"Hakkında her şeyi bilmek istiyorum... Ne seversin,neye ilgin var,nasıl bir kişiliğin var,nasıl bir yaşantın var, sen kimsin? Seni tanımak istiyorum jiminie. Her yönüyle seni öğrenmek istiyorum."

"Ahh tamam başlıyorum?"

"Hım hım"

"Ben neyin ne olduğunu bilmeden büyüdüm. Zengin bir ailede ortada dolaşan varlıktan ibarettim bildiğin. 8 yaşında annemi kaybettikten sonra babam beni yetimhaneye verdi. 17 yaşına kadar farklı farklı yerlerde dolaştım. En sonunda kaçıp kendimi kurtardım. Yeni bir hayat kurdum derken babam bana ulaştı. İlk başta çok rahatsız hissediyordum sonuçta hiç baba sevgisi alamamış bir gençtim daha sonra benimle ilgilenmemeye devam ettiğini sadece para verdiğini fark edince sesimi çıkarmadım. Hala daha böyle,anlıycağın bir mesleğim yok."

"Pek belli etmem ama bateri ve elektro gitar çalıyorum. Müzikle iç içeyim yani :). Yüzme konusunda oldukça iyiyimdir. Ilk yetimhanem deniz kenarındaydı küçüklükten yani..."

"Ciddi misin!?!?
Bir ara bana çalmalısın"

"Olur :)"

"Seninle deniz kenarına gitmeyi çok isterim. Kumsalda uzanır,yüzerdik. Güzel olurdu... Öhm neyse"

"Yemek yemeyi çok severim. Iştahlı bir boğazım var. Seni bile yerim :)"

"Yesene ;)"

"👉👈"

"Heh birde bazen çok utangaç olabiliyorum. Kıskanç bir insanımdır ayrıca. Sevdiğim insanları paylaşamıyorum... Onlara zarar gelsin istemem. Ve çok sadık sempatik biriyimdir :))"

"Onu biliyoruz canım :")"

"Öyle işte... Baya konuştum peki
ya sen kimsin?"

"Oww"

Kendisine yeni bir viski doldururken konuşmaktan içemediğimi fark ettiğinde dik bakalım sanada doldurucam demişti.

"Ben senin aksine daha belalı bir ailede büyüdüm. Annem nerde olduğunu bilmediğim bir yerde hapishanede."

"Ah üzgünüm"

"Ben değilim"

"Neden?"

"Hamile kadınların bebeklerini satıyormuşda ondan"

"Nefret ediyorum o kadından"

"Sen ciddi misin? Oha"

"Aynen..."
"Babam da mafya hiçbir zaman ne iş çevirdiğini öğrenemedim. Her ay bir kere ziyaretime geliyor."

"Nasıl bir aile lan bu"

"Bilmiyorum şxnsgxsjh
"Ben de serseri bir tiptim zaten öyle bir aileden ne beklenirdi ki"

"Serseri değil de bad boy"

"O kadar değişmeye çalıştım ya hala mı??"

"Yalnız ben bu bad boy
tavırlara eriyorum"

"Hm?"

"Sadece söylemek istedim :)"

"He iyi o zaman :)"

"Bu bad boy piyano çalıyor biliyor musun? Yani pek bir becerim yok ama kendi çapımda yapıyorum bir şeyler. Yüzmeyi ben de seviyorum 3 defa dalış yaptım ama daha çok basketçiyim."

"Bir ara beraber çalışmalıyız Yoongi'cim :)"

"Olur hehe"

"Artık sarılabilir miyim?"

"Ha?"

"Sarılmak istiyorum"

Kollarını açtığında yanına gidip usulca sokulmuştum. Elimdeki bardağımdan usulca yudum alırken

"Tamam"

"Anlamadım?"

"Seni tanıyorum"

"Ben de seni tanıyorum :)"

"Ee var mı gönlünde bir şansım?"
Bunu derken gülmüştüm

"Var :)"

"Seni seviyorum"

"Ben de seni seviyorum Jiminie"

Saatin epey geç olmasıyla birlikte sevdiğim adamın kollarında kendimi uykuya bırakmıştım..