adının kai olduğunu öğrendiği çocuk buraya geleli yaklaşık üç saat oluyor. bu üç saat içerisinde soobin çocuğun ne kadar da kibar ve espritüel olduğunu gördü. konuşmadan önce karşısındaki kişinin sözünü bitirmesini bekliyor, o konuşurken dikkatle onu dinliyor. konuşmadan önce ıslak dilini dudaklarında gezdiriyor, arada dudaklarını dişliyor. gülerken eli ondan bağımsız olarak ağzını kapatıyor, uzun ve zarif parmaklarını ise anlatabilecek kelimeler şu an sözlüklerde yer almıyor.
bol ve ince gömleğinin ilk üç düğmesi açık, beyaz mermer gibi göğsü gözler önünde. soobin de gözlerinin oraya kaymasına engel olamıyor. saatler önce terlediği için çıkarttığı şapkanın altındaki saçlar terle ıslanmış. birkaç tutam varlığının farkındalığıyla birbirine karışmış. soobin onları düzeltmemek için yumruğunu sıkıyor, dokunsa ne olur ki o yumuşak saçlara?
saatin ilerlemesiyle artık yatma vakti geliyor. kai gülümseyerek herkese iyi geceler diliyor ve yol yorgunu olduğu için odasına çıkıyor.
ailenin diğer üyeleri de odalarına çıkarken bay david soobin'e gülümseyerek canı sıkılırsa bahçeye çıkabileceğini söylüyor. soobin utangaç bir gülüşle onu onaylıyor ve kendine gelmek için bahçeye çıkıyor. sabahın aksine şimdi soğuk olan hava ona evini hatırlatıyor.
içini garip duygular sararken üzgünce bahçedeki banka oturuyor. kafasını dağıtmak için aklını yoklarken bir anda gözünün önüne bembeyaz bacaklar ve pürüzsüz göğüs geliyor. kalp atışları hızlanıp vücut sıcaklığı artarken kendine engel olmaya çalışıyor fakat bunu başaramıyor.
işler kötü bir yola girdiğinde aceleyle eve giriyor. mutfaktan sabah soğuması için bıraktığı su şişesini alıyor ve iki büyük yudum alıyor. aklı hala kai'ın mükemmel bedenindeyken kendini dizginlemeyi başarıyor.
büyük adımlarla üst kattaki odasına adımlıyor. odasının kapısını araladığında yutmak üzere olduğu su boğazında kalıyor.
biraz önce sadece hayal ettiği beden gözleri önünde. bakışları keskin köprücük kemiklerinden aşağılara kaydığında iki pembe noktayı fark ediyor ve kulaklarının ısındığı hissediyor. kendini oraya gidip o göğse dokunmamak için zorla sakinleştirirken diğer oğlan kızarmaya başlayan yanaklarıyla biraz önce çıkarttığı gömleği üzerine tutuyor.
"n-neden geldiniz soobin? bir sorun mu var?" duyduğu sesle dünyaya dönen soobin şokla başını iki yana sallıyor ve zar zor ona cevap veriyor. "üzgünüm, kendi odam zannettim."
cümlesini bitirir bitirmez odadan çıkıp kapıyı sertçe kapatıyor. patlamak üzere olan kalbinin üzerine elini koyuyor ve tüm bedenini duvara yaslıyor. hala kesik kesik nefesler alırken elindeki su şişesini boynunda ve ensesinde gezdiriyor, soğuğa ihtiyacı var.
solukları düzeldiğinde bakışları canını acıtmaya başlayan önüne kayıyor ve kendine lanet ediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ice cream, sookai ✓
Fanfictiondondurma eriyor. minific, düzyazı ©rozeixs | 10.10.2020 - 11.10.2020