Alarmınızın sesini en sevdiğiniz şarkı yaparsanız, o şarkı en nefret ettiğiniz şarkı haline gelir. Üstelik tatilde olmanıza rağmen alarmınızı devre dışı bırakmayı unutmuşsanız daha da çok nefret edersiniz. Şuan yaşadığım şey de tam olarak bu.
Daha dün okulun bitmesine ve yaz tatiline girmemize rağmen bu kadar iğrenç hissedemezdim. Bugün, o gündü. Kamp günü. Okulca gidilen zorunlu kamp. Hayır yani anlamıyorum, bu yönetim 'Öğrencilerin hayatlarını acaba nasıl bok edebiliriz' diye mi düşünüyor?
Alarmımı susturup yataktan kalktım ve annemin bugünkü kampı unutmuş olması için içimden hatim indirdim resmen. Yavaş adımlarla odamın kapısını açıp salona girdim, eğer uyuyorlarsa uyanmasınlar diye olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordum ve tesadüfe bakın hayat her zamanki gibi bana götüyle güldü. "Oo nihayet uyandın kızım. Hadi kahvaltıya gel sonra birlikte valizini hazırlarız."
Gözlerimi devirmemin mega boyutunu yaşıyorum şuan. Belki annemi son anda ikna ederim düşüncesiyle konuşmaya başladım. "Ya anne ama yazımın hepsi mahvolucak bu kampla. Hem ben evde durup çalışırım güzel anneciğimmm." diye yağ çekerken annem 'ben bunu yer miyim mal' bakışını attı ve beni susturdu. "Ama anne hem Göksular da gelmiyo ben tek başıma ne yapıcam oralarda?" Yalan. Düpedüz yalan. Göksu bu kamp için çok heyecanlıydı ve kesinlikle geliyordu.
Göksu demişken, Göksu benim küçüklükten arkadaşım. Sonra aramıza Çağatay da katılmıştı falan. Son 2 yılda Arda, Sinem ve Emre'yle de tanıştık ve ayrılamaz 6'lı haline geldik resmen.
Kısaca bahsetmek gerekirse, Sinem aşırı kuul bi kız ve Emre'yle sevgililer. İkisi de çok tatlı olm. Göksu zaten benim en best kankim. Çağatay tam bi salak ama çok sefiyom malı, çocukluk kankim sonuçta o da. Arda dışarıdan çok soğuk görünen, pek gülmeyen ve genellikle koyu renklerle takılan çocuk. Okulda bi hayran kitlesi var resmen. Aşırı kavgacıdır ama çok da iyi anlaşırız. Zevklerine öldüğüm kankim. Ben de çok kanki kelimesini kullandım da nys.
"Kızım sallayacaksan düzgün salla bari, Göksu'nun annesiyle konuştuk biz. Akşam uyuyamamış heyecandan. Kesin geliyor o yani. Sen de çok konuşma banyoya gir, kokuyorsun."
Cidden kokuyor muyum?! Hemen dişlerimi fırçaladım ve hızlıca banyoya girip kendimi 435327 kez yıkadım. Bu sırada okul yönetimine olan sövme görevimi de fazlasıyla yerine getirmiş oldum. Onlar kim oluyordu da beni sabahın köründe kaldırıp bu işkenceyi çektiriyorlardı. Banyodan çıktıktan sonra saate baktım. 7.00, e yuh ama ne ara oldu o kadar. Hemen odama gidip altıma kot şort geçirdim. Üstüme de beyaz bir kısa kolluyla ince bir ceket geçirdim. Sırt çantamın içine kitap, kulaklık, şarj aleti, tablet ne bulduysam attım ve odadan çıktım. Saçlarımı yapmayı unuttuğumu fark edip kısa zamanlı bir şekilde düzleştirdim ve artık her ne kadar düzleşebildiyse annemin yanına gittim.
"Nihayet geldin kızım, otur bir şeyler ye sonra hemen valizini hazırlamaya başlamamız gerekiyor." Başımla onaylayıp önümdekileri yemeye başladım. Bir yandan da Göksu'ya mesaj yazıyordum.
Kime: Biefef
Elveda güzel yatağım, merhaba iğrenç okul kampı.Önümdekini bitirdikten sonra hala aç olduğumu fark ettim. Of bu kadar ayı olup sonra da neden sevgilim yok .s.s triplerine giriyorum. Bir kaseye mısır gevreği ve sütü koyarken telefonum titredi. Elimdekileri masaya koyup telefonumu açtım.
Kimden: Biefef
Ya öyle deme çok eğlenicez kızım ben varım yanında. Hem bu sefer kesin summer love yapıcam;);););)))Kime: Biefef
Piç smayl yaptığın için seni dikkate almıyorum. Neyse ben çıkarım yarım saate.