Bölümbir: veda

1.2K 20 4
                                    

O gün perdelerin rüzgarda dalgalanmasını izliyordu hiç konuşmadan. Annesi kapıyı bir hışım açtığında yerinden sıçradı. Kollarını havaya kaldırarak bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Hera annesinin gözlerindeki korku ve endişeyi gördüğünde içinden kaynar bir suyun aktığını hissetti. Ağlayarak diz çöken annesinin yanından koşarak geçti. Merdivenleri ikişer üçer inerken aklında sadece bir düşünce vardı.

‘Ne olur ona bir şey olmasın…’.

Salona vardığında yerde yatan babasını gördü, bir çığlık attı. Öyle bir çığlıktı ki Hera’nın boğazı yandı fakat umursamadı. Babasına sarılırken “Nefes al, yalvarırım nefes al.” diye bağırıyordu.

Babasının onu duymadığını anladığında çoktan ambulansı aramıştı. Kurtarılamayacağını bile bile, belki umuduyla aramıştı.

Başucunda babasının hareketsiz yüzüne bakarak ambulansı bekliyordu. Aniden merdivenlere koştu. O kısa merdivenleri çıkmak sanki asırlar sürmüştü. Odasında ağlayan annesi aklından çıkmıştı.

Odaya nefes nefese girdi, baktığında annesinin yerde kıvrılmış vaziyette uyuduğunu gördü. Annesinin başucuna oturdu, ona sarılmak istiyordu. Her şeyin düzeleceğini anlatmak istiyordu. Ama hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını en çok kendisi farkındaydı.

Bedeni buz kesmiş bir haldeyken içi yanıyordu. Söndürülemeyecek bir ateş alevlerini kalbinin tam ortasına bırakıp kaçmıştı.

Vücudu acıdan başka bir şey hissedemezken nasıl her şeyin düzeleceğine annesini ve kendisini inandırabilirdi ki?

Gözünde kalan son bir damla yaş usulca aktı yanaklarından. Bundan sonra ne yapacaklarını düşünürken babasını çok özleyeceğini hissetti.

Bir siren sesi duyduğunda kendisini acilin kapısında tırnaklarını yerken buldu. 

Belki Bir GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin