- Kötü bir gün geçiriyorum sadece ama şuan ne yaşadığımı anlatacak kadar iyi değilim. - kağıdı ona uzattığımda merakla kağıdı aldı ve okumaya başladı. Yüzünde sıcak bir gülümseme vardı. - Pekala adını öğrenebilir miyim? - yazmıştı. Cemre yazdım ve ekledim ; sen böyle tanımadığın ama kötü olduğunu gördüğün insanın yanına mı gidersin? gerçekten merak ediyordum bunu , ama bunu yanlış anlamıştı sanırım.Hızla - Tanımadığım insanların yanlarına gitmem - dedi. Ne yani beni tanıyor muydu? Dalga geçtiğini düşündüm ve gitmek için hazırlandım. Ama bunu sormadan gidemezdim - Beni tanıyor musun? - Kafasını olumlu anlamda salladığında merakla - Nerden tanışıyoruz? Ve tanıdığın halde neden ismimi sordun- dedim. Kağıda bir şeyler yazmaya başlamıştı. Merak etmiştim. Ben niye onu tanımıyordum. - Lise de aynı okuldaydık , adım Semih ve bir yerden konuya girmem gerekiyordu. - İsmini söyleyince bir anda beynimde lisedeki anılarım filim şeridi gibi geçmeye başlamıştı. - Özür dilerim gerçekten , ben bugün çok yorugunum. - yazabilmiştim şaşkınlıkla , gülümseyerek yanıt vermişti. Daha sonra ikimizde bir şey yazmadık. Ve karşıda gezen insanları izledik. Gözümün önünde beliren kağıt aramızdaki sessizliğin Semih'in bozduğunun habercisiydi. - Emreyi hala görüyor musun? - yazıyordu. Tabi ya lisede Emreye aşık olduğumu bilmeyen kimse yoktu ki , ama bu soru beni beynimden vuruşlmuşa çevirmişti. Az önceki sessizlik geri gelmişti ve bu sessizliği bozan buruşan kağıdın yere düşüşü olmuştu. Gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı. Gökyüzüne bakmaya çalıştım tekrar ağlamak istemiyordum. Pekte işe yaramamıştı bu , gözümden dökülen gözyaşları görünce Semih de bir an üzülmüştü. Ne yazacağını bilmiyor gibiydi zorda olsa bir şeyler karaladı. - Özür dilerim gerçekten ben , ben çok aptalım!. - yazmıştı. Göz yaşlarımı silerek - Hayır özür dileme. Bu benim güçsüzlüğüm.- yazdım. - Artık eve gitmeliyim ama - diyerek sözlerime devam ettim. Gülümsedi ve aynı şekilde oda kalktı. Vedalaşmak için döndüğümde - Evine kadar eşlik etmeme izin verir misin- yazan kağıdı gördüm. Gülümseyerek onayladım. Gülüşümdeki sahteliği ben bile fark etmiştim. Daha sonra birlikte yürümeye başladık. Acaba beni eve bırakmasını kabul ederek hata mı ettim diye düşünsemde ses çıkarmadım. Ve açıkcası ondan gördüğüm ilgi hoşuma gitmişti. Yaşadıklarım iyice kafamı karıştırmıştı aslında , eve gidene kadar birbirimizle konuşma haline girmemiştik. Sonunda apartmanın önüne gelmiştik. - Teşekkür ederim - yazdım. Oda bu yazdığıma el sallayarak cevap vermişti. Merdivenleri hızla çıktıntan sonra , çantamda kaybolan anahtarımı aradım. Sonunda bulmuştum. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Etrafda Emre'nin doğum günü için hazırlık yaparken kullandığım eşyalar vardı. Şuan onlardan bile nefret ediyordum hemen kendi odama gittim , pijamalarımı giyip makyajımı temizledikten sonra kendimi yatağıma atıp uyudum.