Selam güzel Anka kuşları!
İlkokulda yazı yazmayı öğrendiğimde içimi kaplayan heyecanın aynısını yaşıyorum. Ve bu heyecan yüzünden aklımdaki her şey uçup gitti hsnsjsgsnks
Neyse umarım okmaktan keyif alırsınız. Şimdiden yazım yanlışlarım varsa özürlerimi ileteyim.
Ve ufak bir not: 15 yaşındayken yazdığım bir kitap olduğu için hatalar, zaman kaymaları vs olabilir.
Keyifli okumalar!
💙💙💙Ben Zümrüdü Anka kuşuyum sonsuz yanış içinde var oluşunu bulan, her yandığında küllerinden daha güçlü doğan o kuş.
Belki ben her yanışımda güçlenmedim tam tersine her yanışımda birşeyler kaybettim. Kaybettiklerim beni güçlü yapmadı belki ama güçlü olmam gerektiğini hatırlattı.
Zihnimde öldürdüğüm o kadar çok insan var ki zaman zaman zihnimi mezarlığa benzetirim.
Ama öyle insanlar olur ki zihninizde ölülerinin kokusunu bile istemezsiniz.
Onu öyle bir unutayım ki ölüsünün kokusu bile kalmasın zihnimde dersiniz. Öyle insanlar girdi hayatıma ve biliyorum ki sizin de hayatınıza böyle insanlar girdi. Yoruldunuz fiziki olarak değil belki ama ruhunuz yoruldu biliyorum çünkü ben de yaşadım aynı şeyleri. Kalbim paramparça edildi. Tam her parçasını topladım derken yeniden dağıttılar.
Şimdi o parçalar her nefes alışımda ruhuma batıyor. Ama bunu hissedecek bir ruh bırakmadılar. Hem ruhumu aldılar benden hem de ruhsuz dediler.Şimdi söylediklerimi haklı buluyorsunuz biliyorum. Çünkü biz kıran değil kırılan taraf olduk hep. Hem kırdılar bizi hem de kırılgan dediler. Kalbimizi parçalara ayırdılar, toplamamıza izin bile vermediler.
İçimiz ağlarken gözlerimizden bir damla yaş düşmedi. Ağlamayı güçsüzlük göstergesi olarak gördüğümüz için değil ağlamanın güçsüzlük olduğunu sananlara karşı ağlamadık. İçimiz bağıra bağıra ağlasa da gözümüzden bir damla yaş düşürmedik.Güçlü müyüz? Hayır. Güçlü olmak zorunda mıyız? Evet.
Zihninizdeki öldüremediklerinize karşı güçlü durun. Ruhunuzdaki acılara neden olanlara karşı ruhsuz da yaşayın. Zümrüdü Anka gibi her yanışınızda küllerinizden daha güçlü doğun. Çünkü güçsüzlüğünüz kimsenin umrunda değil güçlülüğünüz ise herkesin umrunda.
Ben güçlü olamadım belki ama siz güçlü olmak zorundasınız. Kimsenin umrunda olmamanız hatırına güçlü olmak zorundasınız.
***Her gün olduğu gibi avizede asılı olan intihar ipimle bakışıyorum. Hayatı ölmek isteyecek kadar bile sevmiyorum. Sanırım bu yüzden intihar edemiyorum.
Bakışmama son verip rutin konuşmama başladım."Neden izin vermiyorsun? Neden ölmeme izin vermiyorsun? Biliyorum oradasın ve beni duyuyorsun. Öyleyse neden ölmeme izin vermiyorsun? Ölmek isteyecek kadar yaşam sevgisi istiyorum senden. Sadece ölmek isteyecek kadar. Lütfen tanrım ölmek isteyecek kadar yaşam sevgisi ver bana"
Bakışlarımı tekrar ipe çevirdim ama kendimi öldürmek isteyecek kadar bile yaşam sevgisi yoktu içimde.
Ben yerde öylece otururken telefonumun sesi kulaklarımı doldurdu. Kim olduğuna bakmadan açtım.
"Kızım yanına geliyoruz. Haberin olsun."
"Tamam"
Gelmenizi istemiyorum desem anlayacak mıydı sanki. Yine kendi bildiğini yapacaktı.
Zil sesini duyana kadar oturmaya devam ettim. Israrlı zil çalışlar sonunda kapıyı açtım.
"Serçe, kızım niye kapıyı açmıyorsun?
Dur bakıyım sana"
