1.Yarış sonrası

9 0 0
                                    

"O kalbe özellikle sen, kimse girmeyecek." Dediğim cümlenin gerçekliğinden emin olarak, yoluma devam ettim. Sahiden kalbime kime girmeyecek miydi? girmek isteyen var mıdır acaba? Berturdan başka! o gerçekten saplantılı, motor bilgi sırf benimle daha sık konuşa bilmek için öğrendi diyebiliriz. İlgimi çekmiyor açıkçası. Nisan; küçük kardeşim her yarışta en önde beni izler bir kaç kez yarışları bırakacağımı söyledim. Onun o an ki bakışları kalbimin sızlamasını sağladı sanki bana 'Abla bırakma ben eğleniyorum' der gibi bakıyordu sırf o eğleniyor diye bırakmadım, canıma bile neden olsa o benim için daha önemli.

... Nisanı odasına bırakıp tekrar motoruma bindim, kafamı toplamam lazım. Berturun dedikleri kafamda bir o tarafa bir bu tarafa çarpıyordu, kalbime biri girmemişti, girmeyecekti de. Değil mi?

... Yarış pistinin az ilerisindeki uçuruma doğru sürüm motoru, kendimi atma gibi bir planım yok sadece orada oturacağım. uçurumun önünde motoru dur-durdum, uçurumun tam önünde bir banka vardı hızlıca o banka attım kendimi. Bir ... iki ... üç ... kimin bu adım sesleri? Bu saatte kimin olur işi ki burada. Bir organ mafyası, katil, insan kaçakçısı ... Salak saçma düşünürsem olaylar o kadar saçma olur, olayların saçma yapılı mantıklı bir şekilde hareket etmeliyim. Yavaşça yerimden doğruldum "Bu saatte benden başka derdi olan insanlar görmek ne kadar güzel ... sahiden benim atlama planım yok ama seni bilemem." Dalga geçiyorum, ama yüzündeki ciddiyet bozulmadı elleri ceplerinde siyah kazağını vücuduna tam uydurmuş bir erkekle karşı karşıyaydım. Ela gözleriyle kahverengi gözlerime bakıyordu, bir elini cebinden çıkardı uzun ve kemikli elini banka koydu "Buraya uzun zamandır gelmediğin belli, ilk varsayılan geldiğin daha da belli ... Her akşamki yerimi kapmışsın bu gün ondan, haberin var mı." Hiç bir şey yapmadı, sadece iğneleyici cümle kurdu ama ben etkilendim ... İlk varsayılan birinden etkilendim, ilk varsayılanları yaşıyorum. Hepsi benden uzak duygular, duygu? Harbiden duygu neydi, fark ettim de ben duygu neydi bilmiyorum. "Konuşmayı mı unuttun? Pekala konuşmak yerine göz teması kurmayı daha mantıklı buluyorsun sanırım." Cümleleri beni kendime dile getiren "Aa pardon dalmışım." Dudağının kenarı hafif kalktı ardından yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. "Türkiye'nin bir numarasının ilgisini çekmek, büyük başarı." Sadece dinliyordum sadece ... Çocuk o kadar ilgimi çekici ki adeta çocuğa daldım " Türkiye'nin bir numarası fazl- "Elleriyle dudağıma dokundu dudaklarımım alevler içinde kaldığına yemin ede bilirim." Sakın ama sakın, Türkiye'nin en iyisi değilim deme. Seni tanımıyorum belki, hiç motorlara ilgim yok ama ... "Derin bir nefes aldı." Güzel kızlar hep ilgimi çeker, ve sen koskoca Ankara da bana ilgisi olmayan tek kızsın. Ama merak etme benim ilgimi çektin. play boy tipli şey.

Sıcak bir kucakta taşındığımı ... Bir yere yere yere yatırıldığımı ... Bir elin nazikçe saçlarımda dolaştığını hatırlıyorum. Gerisi derin uykuma emanet edilmiş, güzel olduğunu düşündüğüm anlar. Dolap kapağının gürültülü açılma sesiyle gözlerimi sıktım, uykum beni çekiyordu ama nerede kiminle olduğumu öğrenmek için uykuma karşı gelmem lazımdı. Sese karşı sesiz bir küfür savruldu odanın içinde. Biri üzerini değiştiriyordu, gözlerimi o an açtım .... Amerikan erkeklerinin fiziğine sahip, sarıya kaçan saçları ve ela gözleriyle bana bakan "O". Uyandığımı görünce hızlıca Tişörtünü giydi. "Adın ne senin?" kaşlarını çatıp bana baktı "Ne? ... O ... Meriçhan." Kendimi yatakta gerdim "Neden buradayım peki" karşımdaki sandalyeye oturdu "Pekala, sana iyilik yapmak yaramıyor sanırım ... Seni orada bırakmadığıma mutlu olmalısın. Şimdi artık ölünü arıyorlar olurlardı. "Cümleleri ima doluydu, fazlaca Bir şeyler yapılıyordu.           "Güzellik; şuan uyuman gerekiyor.  Gecenin en karanlık saatinde ayakta olman senin için iyi olmaz. " GÜZELLİK ... Allah kahretsin çok etkileniyorum. Yorgana kendimi gömerek uykumun gelmesini bekliyordum. "Kokumu içine mi çekmeye çalışıyorsun? Bunun sonu ölüm olabilir. Kendini boğmana gerek yok."  Niye kendini bu kadar muhteşem zannediyordu. "Ne! Hayır! uyumaya çalışıyorum burada." Yatağın diğer tarafına uzandı. "Şaka yaptım sakin. Bu kadar bağırmana gerek yok." "Özür dilerim şaşırınca bağırıyorum." Sadece sırıttı, uzun uzun  "Sen bile özür diledin ya da herkes özür diler, benden" 

"Soldu gecelerime sinen kokun." Bilindik bir şarkı sözüyle başladım günüme. Sesi oldukça iyiydi ve tanıdıktı ... Meriçhan ... "Günaydın." Odadan çıktığım gibi önümde Meriçhan duruyordu "Günaydın, uyanmayı başardın." ellerimle gözlerimi ovdum "Sen erken uyanmışsın, hem biliyorsun ben geceleri yarışlardayım gündüzleri uyuyorum." Sahi yarış demişken, bugün, dünkü maçın ikinci yarısı vardı. "Meriçhan ..." "Sadece Meriç de." Odanın kapısının önünde dikilmiş birbirimize bakıyorduk. "Peki, Meriç ... Akşam yarış var ve evim buraya uzak. Eve gidersem yarışa katılamam, senden bir kaç parça bir şey alsam olur mu?" Meriç elleriyle omuzlarımı tuttu. "Tabi ki, yüzümü ve giysilerimi kara çıkarmayacağını biliyorum." Tebessüme karşılık tebessüm. "Şöyle yapıyoruz, sen şimdi motorlarla ilgim yok demiştin bana. Doğru değil mi? " ," Doğru." Bu sefer ben ellerimi omuzlarına koydum. "Sana VIP bilet veriyorum en önden bugün ki yarışı izleyeceksin." Sevgili sevgilim ... Dışardan gelen şarkı sesleri bize eşlik ediyordu. Bitti diyemeden gittin ... Ellerini belime koydu, "Gözlerinin rengi standart, ama sanki sadece sende var gibi ... Seni etkiliyor muyum bilmiyorum, ama ben etkileniyorum." Etkileniyorum. Etkileniyorum dedim bir daha ona değil kendime...











































































Onun için yarışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin