Muti: Le cane feat. Uzi x CRİTİCAL x Hejan
ellerim yakanda, intikam kanımda kalmıcak yanına♪
K
ollarımı rüzgar'ın belinden çektim. Benim için babasıyla mı kavga etmişti? Saçmalama Yağmur sen kimsin ki? Salak salak düşünme.
"Var tabi de sen neden babanla kavga ettin?" diye sordum merakıma yenik düşüp.
Hafifçe gülüp yeniden kollarını bana sardı.
Çenesini kafamın üstüne koydu ve konuşmaya devam etti.
Çenesi kafamı hafif huylandırsa da ses etmedim."Eve gelen birine böyle davranması hoşuma gitmedi. Ben de babamı uyardım. Ama o hep başına buyruk hareketler yaptığı için yine dinlemedi bizi" sonra derin Bi nefes alıp devam etti. "Öyle işte sonra bağırış çağırış. Şimdi de otobüsü iptal ettirmeye gidiyor" dedi.
Ama ben konuşmasının sadece şu kısmına takılmıştım. Eve gelen birine böyle davranması hoşuma gitmedi. Ben onun için sadece biriyim. Başka hiçbişey.
Ne diyorum ben ya. Sanki hep yakındık da ben şimdi alınganlık yapıyordum. Kimi ne olarak görürse görsün. Beni ilgilendirmez herkesin kendi özgür iradesi. Kollarımı kararlılıkla belinden çekip yüzüne doğru baktım. Ona asla benim için sadece biri olduğunu söylemeyecektim, hissettirecektim o kadar. Ne kadar şuan yanımda olsa bile.
"Baban otobüsü iptal ettirip gelmeden hazırlan da çıkalım." dedim ve odasından çıktım. Arkamda Bir adet şaşkın rüzgar bıraktığımın farkındayım ama ben hep bu tür insan olmak istemişimdir. Umursamaz, acımasız. Bi kaç kere böyle darvranmıştım ve böyle insanlar benim peşimde daha çok koşuyor daha değerli buluyorlardı. Okuduğum kitaplardaki baş karakterlerden en az biri umursamaz oluyordu. Ve ben de onun bu hareketine aşık oluyordum. Nasıl bu kadar umursamaz olunur ki diyordum ama olunurmuş. Bundan sonra bana nasıl davranırlarsa fazlasını değil eksiğini değil aynen karşılığını alacaklar.
Kapıyı kapattığım an derin Bi nefes aldım. Ruh değişimlerimden nefret ediyordum. Az sonra görürsünüz neşeli Yağmur geri dönecek.
Bi kaç dakika sonra sırtında küçük Bi siyah çanta saçları toplanmış üzerinde deri ceket siyah pantalon ve beyaz normal Bi tişört olan Ebru odasından çıktı. Güzel olmuştu. Neyse.
Ebru odasının kapısını kapatıp hışımla yanıma geldi. Ve sarıldı. Sarılmasına anında karşılık verdim.
"Kanka ben vicdan azabı çekiyorum ya. Keşke ben gelseydim yanına. Bu yaşanmazdı belki" dedi Ebru ağlamalık Bi sesle.
"Kuzum. Merak etme geçti gitti. Bilmiyor musun ben baba tarafından alışığım bu tür durumlara. Üzülme hem bundan sonra beni üzen hiçbirşeyi kafama takmama kararı aldım." dedim ve ebru dan ayrıldım. Gözüm arkamızda bizi izleyen Yeter teyzeye kaydı . Dikkatle bana bakıyordu.
Aldığım kararla onu tınlamadan yeniden ebruya döndüm. Umurumda değildi. Önceden iyi davranıp sonradan kötü davranmalarını hiç sevmemiştim.
Elimi ebrunun yüzüne koyup akan göz yaşını sildim.
"Tamam mı üzülme."
Kafasını sallayıp yüzüne küçük Bi gülümseme koydu. Odasından çıkan rüzgar ile ebrudan ayrılıp dış kapıya yöneldim. Onları babannem den kalan eve götürecektim. Buraya Bi kaç km vardı ama rüzgar da araba olduğu için sıkıntı olacağını düşünmüyordum.
Dış kapıyı açıp kenarda itelediğim ayakkabımı giydim. Arkamdan da rüzgar ve ebru gelip ayakkabılarını giydiler. Rüzgara baktığımda eşortman giydiğini gördüm. Rahat insandı. Banane.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur'un Rüzgarı ☔🌬
RandomBu hikaye 3 sene sevdiği çocuğun peşinden koşmuş sonunda pes etmiş bir kızın diğer aşklara yelken açarken o 3 senenin kıymetini bilen çocuğa kavuşma hikayesi. Ama burda kıza tutulmuş başka Biri var. Peki kızımız sonunda kimi seçecek? Hep birlikte g...