Kaçmak

703 30 10
                                    

Merhaba arkadaşlar. 2 haftadır. Yeni bölüm yazamıyorum. Ama tam gaz devam artık :) Lutfen voteları arttıralım. Multimedia'da Soykan var :D

"I-ım nasıl söylerim bilemiyorum ama Şafak galiba ben senden hoşlanıyorum. Biliyorum daha tanışalı bir hafta oldu. Ve sen ortama,İzmir'e, alışabildin mi bilmiyorum. Ama sana karşı birşeyler hissediyorum. Ve bu hissinde gerçek ve kuvvetli olduğunu düşünüyorum. Senden hoşlanıyorum Şafak. Benim sevgilim olur musun Şafak ? "

Neler söylüyordu bu ya ? İzmir'e taşındığımız ilk günlerden beri beni dikizleyen yakışıklı Çocuk Soykan benim sevgilim olur musun dedi. Ben ne diycem şimdi. Serap haklı çıktı. Ya ben hoşlanıyor muyum Soykan'dan ? daha olanları unutamafan başka biriyle birlikte olmak bana iyi gelir mi ? Kafamda bir sürü soru varken bunu yanıtlayamazdım. Şuan tek ihtiyacım olan şey şarkı söylemekti. Kendimi ne zaman kötü hissetsem böyle yaparım. Ama bu sefer iyi gelecek mi emin değilim. Şuan yapmam gerekenin ne olduğunu bilmiyorum. Kaçmam lazımdı. Ve öyle de yaptım. Topuklularım yüzünden tökezlememe rağmen arkama bakmadan kaçtım. Çünkü kaldaydım ikimizden birinin kalbi çok fena kırılacaktı. Ve o kişide büyük ihtimalle Soykan olurdu. İnsanları incitmekten hoşlanmam. Ya sonra nolcaktı ? 5 gün boyunca suratına bakmadan mı yürüyecektim ? Havuzda,restaurantta sanki o yokmuş gibi mi davranıcaktım ? Peki ya İzmir'e dönünce ? Onu görmemek için camımı,perdemi hep kapalı mı tutucaktım ? Kafam gerçekten çok karışıktı. Odaya geldiğimde topukları kopmak üzere olan topuklularımı yere fırlatıp yatağımın içine girdim ve hüngür hüngür ağlamaya başladım. Kendimi gerçekten çok kötü hissediyordum. Telefonum çalmaya başladı. Soykan yazısını görünce ağlamam haykırışlara dönüştü. Sim kartını çıkarıp yere attım. Moralim iyice bozulmuştu. Yapmam gereken şeyi hatırladim ve bilgisayarı açıp youtube a girdim. Demi Lovato - Skyscraper'ı açtım ve söylemeye başladım. Bu şarkı ne zaman kendimi kötü hissetsem hemen moralimi düzeltirdi. Şarkının nakaratında odanın içinde Serap'ın olmadığını fark ettim. Kapıya doğru bakmamla Soykan'ı gözleri dolu dolu görmem bir oldu ? Ağlayacak gibi bakıyordu. Benim için mi ağlayacaktı yoksa kendi için mi ? Bana doğru yürüdü ve beni kucakladı.

" Beni ne kadar istemesen de buna ihtiyacın vardı."

Gerçekten ihtiyacım vardı. İyi fe gelmişti. Ama onun gitmesi gerekti. Kafamı toplamalıydım.

"Soykan lütfen git ! "

Hicbir sey demeden yavaşça kalktı ve gitti. Ne yapacağımı bilemeden küvete girdim. Sinirlendiğimde veya üzüldügümde duş almak da rahatlatırdı. Sıcak bir duş aldıktan sonra iç çamaşırlarımla yatağa girdim. Yine hıçkırarak ağlamaya başladım. Kendimi hiç ama hiç iyi hissetmiyordum. Ne diyecektim Soykan'a ? "Teklifimi kabul ediyor musun" dediğinde ne yapacaktım ? Ama artık düşünmeyi bırakmalıyım. Bunları yarın düşünmeye karar vererek gözlerimi kapadım.

§§§§§§§

Uyandığımda odada Serap yoktu. Saat de 12 ye geliyordu. Olmaması çok normaldi. Dün gece olanları şöyle bir düşündüm. Ne yapacaktım şimdi ? Bu ilişki olamazdı. En azından şimdilik. İstanbul da yaşadıklarımı bilmiyordu. Zaten bilseydi böyle bir şey sormazdı. Hem Soykan'ı daha tanımıyorum. Benden kabul etmemi beklememeli. Zamana ihtiyacım var lafı her zaman çok klişe gelmiştir. Ama ne kadar doğru olduğunu şimdi anlıyorum. Neyse bu ilişki imkansız. Dün giydiklerimi tekrardan giydim. Kirli olabilirler ama şuan hiçbir şey umrumda değil. Parmak arası terliklerimi de ayağıma geçirip öğle yemeğine inmek için asansöre doğru yürüdüm. Asansör geldiğinde içinde kim olabilir di? Tabii ki Soykan. Göz göze gelince acınası bir yüz ifadesiyle bana baktığını fark ettim. Ve koşarak kaçtım. Kaçabildiğim kadar kaçacaktım. Restauranta inip tabağıma kek ve poğaça koydum. Yanına da portakal suyumu aldım. Tek başıma yemeğimi yerken  karşıma Serap oturdu. Sinirli gözüküyordu. Burak mıydı neydi onla işler iyi değildi anlaşılan. Ama şuan hiç onların problemleriyle uğraşacak durumda değildim.

" Sen ne yaptığının farkında mısın Şafak ? "

" Ne yapmışım Serap ? "

" Soykan sana çıkma teklifi etmiş ve sen kaçmışsın. Sanırım bu da hayır anlamında bie kaçıştı . Aklını mı kaçırdın sen ? Soykan senden hoşlanıyor. Ayrıca sen de ondan hoşlanıyorsun. "

" Serap benim yaşadıklarımı bilmiyorsun. Beni yargılama. Hem benim Soykan'dan hoşlandığımı nerden çıkardın ? "

"Dün akşamki yemeğe giderken ne kadar heyecanlı ve mutlu göründüğünden çıkardım Şafak."

" Lütfen daha fazla uzatmayalım. Kararım kesin. Soykan'ın teklifini kabul etmeyeceğim. "

Konuşmayı bıraktıktan sonra Irmak atarlanarak çekip gitti. Ben de sessizce yemeğimi yedim. Tam kalkıyordum ki Soykan ile karşılaştık. Teker teker gelin abi ya. Yine kaçmaya başladım. Bu şekilde yürümeyeceğini biliyorum. Ama uzun bie süre onunla konuşmamalıyım.

§§§§§§§§

Akşam yemeğine inene kadar yatağımda oturdum ve eski okulumdayken kurduğumuz grupla konuştum. Az da olsa moralim düzeldi. Daha sonra yemeğe inip bişeyler tıkındım. Yukarı çıkmak için asansöre bindiğimde yine Soykan ile karşılaştım. Neden hep Soykan ? Neden hep yalnızken ? Neden hep asansörde ? Offff. Tam dışarı çıkacakken beni kolumdan tuttu ve içeri doğru çekti. Daha sonra da asansörün stop tuşuna bastı.

" Bak Şafak. Yemekten beri benden neden kaçıyorsun bilmiyorum ama bu asansörde her şey hallolucak. Sormak istediğim çok soru var. Dün sana teklif ettiğimde neden kaçtın ? İstemiyorsan hayır diyebilirdin. Emin ol hayır demen kaçmandan daha az acıtırdı. "

" çok üzgünüm Soykan gerçekten. Henüz sana anlatamadığım şeyler var. Ayrıca senden hoşlanıyo - "

Cümlemi bitirmeden dudağımda onun dudağını hissettim. Karşılık vermemi bekliyordu ancak ben öylece duruyordum. Birden asansör camına doğru ittim. Bunu yapmamalıydı. Stop tuşuna tekrar bastım ve kapı açılınca dışarı doğru koştum. Hava almalıydım. Havuz kenarında dolaştıktan sonra odaya çıktım. Serap oje sürüyordu. Üzerimdekileri çıkarmadan yatağa girdim ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Bana söyledikleri aklıma geldi.

Emin ol hayır demen kaçmandan daha az acıtırdı.

KARŞI PENCEREDEKİ ÇOCUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin