Senden Daha Güzel

621 24 16
                                    

Merhaba arkadaşlar. Votelar çok düştü. Bu arada 3000 okunmayı geçmişiz. Okuyan herkese çoook teşekkürler.  Sizden isteğim okuduktan sonra lütfen düşüncelerinizi belirten kısa bir yorum yapın veya vote verin. Emin olun ancak bu şekilde emeğimin karşılığını aldığımı hissediyorum. Sonuçta kendi vaktimizden zaman ayırarak bu hikayeyi yazıyoruz. Neyse çok şey yazdım yaa. Multimedia'da Duman- Senden Daha Güzel var.  İyi okumalar :)

Yemeğin ardından 3 gün geçmişti. İki gün sonra İzmir'e dönüyorduk. Ama Soykan'dan hala kaçıyordum. Bu 3 günde havuza inmemiş , sadece yemek yemek için aşağı inmiştim. Onun dışında bütün gün odada oturup film falan izliyordum. Aynı zamanda Soykan'la da hiç karşılaşmamıştık. İyi miydi acaba ? Hiç beni merak etmiş miydi ? Serap'a hiç Şafak nasıl diye sormuş muydu ? Ay allahım yine acıların çocuğu Emrah'a bağladım. Ne kadar moralsiz olsam da çok rahatca mallaşabiliyordum.

Bu sabah artık üzerimden depresyon havasını kaldırmaya karar verdim. Kalkıp sıcak bir duş aldım ve Serap'ı uyandırdım.

" Hadi Serap kalk ! Kahvaltıya inelim"

" Şafak sen misin ? Oh my Allah valla sensin Şafak. İyisin dimi arkadaşım ?"

" İyiyim Serap da noldu böyle sana ? Bir telaş, bir telaş. Kaza falan yapmadım dimi yani ? Benim bilmediğim birşey yok ? "

" H-ha tabii canım. Kalkalım da inelim kahvaltıya beraber. Burak ile Soykan da bizim yanımıza gelir. Hep beraber kahvaltı yaparız daha sonra da havuza gideriz. Denize de gidebiliriz istersen. Neyse ya sonra karar veririz."

" Amma konuştun Serap.Şiştim yanii"

İyi kız ama çok konuşuyor. Neyse.  Üstüme temiz birşeyler giydim ve hep parmak arası terliklerimi giydiğimden değişiklik olsun diye babetlerimi giydim. Daha sonra restauranta indik. Kahvaltılık birşeyler alıp Serap'ın karşısına geçtim. Daha sonra Burak geldi ve Serap'la öpüştükten sonra yanına geçti. Kahvaltının sonlarına doğru Soykan'ı gördük. Üstünde askılı gri tişörtü,siyah şortu ve parmak arası terlikleri vardı. Yakışıklı görünüyordu. Ayy yine boş boş konuşuyorsun kendi kafandan Şafak. Elinde tabağıyla yanımıza doğru geldi ve bana "yanına oturabilir miyim?" bakışı attı. Ben de kafa salladım. Sonra geldi yanıma oturdu falan. Yaklaşık bi 10 dakika sonra Burak ve Serap "biz kalkıyoruz size afiyet olsun." dediler. Alçak Serap yalnız bırakıyordu beni Soykan'la offff. Serap'lar da gittikten sonra baş baş kalmıştık. Bir süre sonra Soykan "artık benden kaçmıyor musun Şafak?" dedi. Açıkçası biraz üzülmüştüm.

- Soykan hislerini anlamaya çalışıyorum. Aynı zamanda kalbini de kırmak istemiyorum ama biz uzun bir süre birlikte olmayız.

- Neden Şafak. Senin de benden hoşlandığının farkındayım. Neden bunu yapıyosun bile bile ?

- Soykan bunlar sana söyleyebileceğim şeyler değil. Ben İzmir'e kafamı toplamak için taşındım. İzmir'e gelmeden kendime kimseye aşık olmayacaksın ve kimseyle çıkmayacaksın diye söz vermiştim. Madem aşık olmama sözümü tutamadım bırak da kendime verdiğim diğer sözü yerine getireyim. Hem bizim ilişkimiz imkansız. Birbirimizi tanımıyoruz bile. 10 gündür seni tanıyorum ve bu birbirimizi tanımaya yetecek bir süre değil. Hem biz İzmir'de çok uzun kalmayacağız. Liseyi burada tamamladıktan sonra üniversite için İstanbul'a geri dönücez. Beraber olsak bile ilişkimiz uzun sürmeyecek. Üzgünüm Soykan. Çok üzgünüm. Biz sadece dost olabiliriz.

- Tamam. Dost kalalım. Ama senden biraz zaman istiyorum. Eğer seni etkilemeyi başarırsam benimle çıkıcaksın. Tamam ?

- Ya saçma saçma konuşma lütfen !

- Şafak tamam ?

-Peki

Neden böyle bir şey dedim bilmiyorum ama sanki bir şey beni Soykan'a doğru itiyor. Neyse denemekten zarar gelmez.

" Ne kadar süre istiyorsun beni etkilemek için ? "

" Tam 1 ay yeterli."

"Peki"

Ne kadar saçma bir şey yapıyorum ben ya. Amann nasıl olsa eline bir çiçek alır gelir. Ama etkilenmek yok Şafak. Bu yıl aşk olmamalı. En azından olayı atlatana dek.

" O zaman Şafak hanım bu gece otelin müzik kafesine gidiyoruz. Saat 21:00'da hazır ol. Odandan alırım seni. "

Müzik kafesi hem bir kareoke bar hem de insanların müzik aletleri çalabileceği hoş bir kafe. Her gece canlı müzik oluyor ve siz müzik dinlerken kafedeki yiyecek içeceklerden yiyip içebilirsiniz. Çok hoş bir alan bence.

"Peki. Tam 21:00'da hazır olucam."

Dedikten sonra kalktım ve odaya çıktım. Serap " noldu Şafak? Barıştınız mı ? Kabul ettin mi teklifi ?" tarzında saçma salak sorular sorup beni deli etti YİNE.

" Serap'cım.Birincisi biz küs değildik"

"Sen onu külahıma anlat canım."

" Lafımı bölme! İkincisi kabul ettim diyemem ama kabul etmedim de diyemem."

"O nasıl oluyo gerizekalı. Ya evetdedin ya da hayır. Doğru dürüst anlat şunu sinirimi bozmadan."

Serap'a konuştuklarımızı kelimesi kelimesine anlattım.Ve tepkisi :

"Yaşasın bu iş oldu. Yeni aşk Soyfak alevleniyor."

" Ya Serap ne aşkı ya ? Hem Soyfak ne öyle kezban kezban şeyler buluyorsun. Daha yaratıcı bir şeyler bulamadın mı ? "

"Tamam atarlanma. Bak şu da olabilir "  Şafkan " . Süper değil mi ?"

" Ya Serap yapma lütfen ya. İşkence gibi bir şey bu. Şafkan ne ya Safkan ırk gibi falan. "

" off tamam ne yapıyosanız yapın."

Saate baktığımda akşam yemeğine daha 2 saat vardı. Bir duş aldım ve elime beyaz ojelerimi sürdüm. Daha sonra Serap ile yemeğe indik. Yemekten gelince giyinmeye başladım. Önce buz mavisi kot şortumu daha sonra göbegi açık ve bağlanan kareli kırmızı beyaz gömleğimi giydim. Ayakkabı olarak da beyaz konverselerimi seçtim. Gözüme bir eyeliner ve dudağıma da  parlatıcımı surdukten sonra parfümümü de sıktım. Artık hazırdım. Ne yapıyor diye Serap'a baktım. Telefonun ekranına bakıp bakıp enayi gibi mal mal sırıtıyordu.

- Noldu Serap neye guluyorsun ?

- h-ha şey ben Burak'la konuşuyordum da. Hayal kuruyorduk beraber.

- Hmmm. Ne hayali kuruyodunuz öyle güle güle ?

- Evleniyorduk. 1 kız 1 erkek ikiz çocuklarımız oluyordu. Sonra siz de evleniyordunuz. Sizin de 2 tane kızınız oluyordu. Beraber tatile felan çıkıyorduk. Çoooook mutluyduk.

- Valla Serap'cım sizi bilmem ama bizimle ilgili kurduğunuz hayal asla gerçekleşmeyecek bir hayal.

- Hayalimizin içine ettin Şafak. Kırk yılda bi hayal kuruyoruz. Onu da yani. Ay her neyse çok güzel olmuşsun kız. Ama saçların çok sıkı olmuş. Gevşet onları azıcık.

Gerçekten de çok sıkı örmüşüm. Gevşettikten sonra saate baktım. 20:37'ydi. Daha beklemek istemediğimden Soykan'a mesaj attım.

Kime: Soykan

Selam. Hazırlandıysan erken çıkalım mı ?

Çok geçmeden mesaj geldi.

Kimden:Soykan

Tamam. Geliyorum

Mesajı okumamla kapı çalındı. Elime telefonumu ve cüzdanımı aldıktan sonra Serap'a baybay diyip çıktık.

Müzik kafesine gelince iki kişilik bir masaya oturduk ve çikolatalı pastayla kahve sipariş ettik. Sahnede bir kız -20 yaşlarında olmalıydı- rolling in the deep söylüyordu. Guzel sesi vardı ama yeterli değildi. Daha sonra birden Soykan sahneye çıktı.

" Bu şarkıyı kalbini kazanmaya çalıştığım güzelliğe ithaf ediyorum."

Oha bana dedi. Ay şarkı mı söyleyecek benim icin ?

Sonra Duman-Senden Daha Güzel'i söylemeye başladı. Gözümün icine bakarak söyluyordu. Benim için söyledigi cok belliydi. Acikca soyliyim bu kadarini beklemiyordum. Cok romantikkkk.

Kimseyi görmedim ben

Senden daha güzel.

KARŞI PENCEREDEKİ ÇOCUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin