İlk Yolculuk

194 16 5
                                    

Gece yatağıma yatmadan önce sabah olduğunda hayatımın geri kalanına karar vermem gereken bir gün olabileceğine hazır bir şekilde yastığa başımı koymamıştım aslında.

Gece rüyamda 16 tane çubuğun durmadan yandığını görmüştüm,çubuklardan birine yaklaştığımda ve elimi sürmeye kalktığımda çubuklar daha da uzaklaşıyorlardı.Sonra bir anda görüntü kapkaranlık oldu ne yapacağımı bilemez bir şekilde,o zifiri karanlıkta elimi yüzüme doğru tutup bedenimden bir parça görmeye çalışıyordum.Tam aklımda bu kadar soruyla birlikte olanlara anlam vermeye çalışırken soğuk,ürpertici ve derinlerden gelen bir ses duydum.

‘’Az kalmıştı Skylar.Sen kendiliğinden bize ulaşmasanda biz seni almaya gelecektik.Fakat sana şimdi herzamankinden daha çok ihtiyacımız var.’’dedi.

Hiçbir şey anlamamıştım rüyamda olmama rağmen o en saçma duygulularımı vücudumun her yerinde hissediyordum.

Yattığım yerde bir anda zıplayarak uyandım.Her yerimde ağrı hissediyordum.O insanın içine her türlü kötü duyguyu yükleyen değişik sesin söylediği cümlelere aklımdan çıkmıyordu.’’Biz seni almaya gelecektik’’demişti.Bu bir akşam yemeği için çıkma teklifi olamayacağına göre neydi?

Daha fazla bu sorulara dayanamadan gece saat 03:00’da anneme aklımdaki bütün soruları ve rüyamı anlatmaya karar verdim.Onuda ürkütmemek için kapıyı yavaşça tıklamıştım ki kalp atışlarımın sesi büyük bir ihtimalle kapıya tıklattığım sesten daha kuvvettli çıkıyordu.

Annem içeri gelmemi söyledi.Bu saatte ne gibi bir neden yüzünden onu uykusundan uyandırdığımı merak ediyor olmalıydı.

Bende daha fazla dayanamıyordum zaten.Rüyayı en ufak ayrıntısına kadar anlattım.İlk dakikalarda gözünü bile kırpmadan öylece yüzüme bakıyordu.Şaşırmıştı,korkmuş gibiydi.Bir süre durduktan sonra ağzından azda olsa bir kaç cümle çıkabilmişti.

‘’Bugünün geleceğini biliyordum.Ama buna benim karar vermem gerekiyor olmalıydı,acil bir durum olmalı.’’

‘’Ne günü anne neden bahsediyorsun?’’

‘’Skylar sana anlatmam gereken şeyler var gel benimle’’dedi ve kolumdan çekerek beni evden dışarı çıkardı.Bir annenin gecenin 03:00’ında üstüme mont bile giymeme izin vermeden beni dışarı çıkarması pekte normal değildi.Gerçekten önemli bir şey olmalıydı.

Garajın içindeki düz simsiyah bir kapı vardı ve bu kapı bana arkasında hayatımı etkileyecek birtakım şeylerin olduğu izlenimini bırakıyordu.

Annem kapının anahtarını almak için elini araba bakım malzemelerinin olduğu rafın en üst kısmına uzatmaya çalışıyordu.En sonunda beni bu yaşıma kadar bir yerden gelince garajın içine girip değilde garajın kapısında indirip arabayı tek başına garaja sokmasının nedenini anlıyordum.Bu yaşıma kadar evimizin garajına hiç girmemiştim ki o kocaman siyah kapıyı daha önce hiç görmemiş olmam normaldi.

En sonunda annem anahtarı alabilmişti bana bakarak kapıya yöneldi.Tek bir kelime dahi etmiyordu.Ağzından çıkacak en ufak kelimeyi bile heyecanla  beklerken bakışlarıyla bana en büyük korkuyu yaşatıyordu.

Annem kapıyı açtığında bana eli ile içeri gelmem gerektiğini söylercesine bir hareket yaptı.Yavaşca kapıya doğru yürüyordum.İçeri girdiğimde büyülenmişcesine etrafıma bakıyordum.

Burası kocamandı,binlerce fotoğraf,silah,değişik yaratıkların kafaları vardı.Bu kadar şeyin arasından gözüme ilk çarpan bir fotoğraf olmuştu.Bu annem ve babamın ve yanlarında onlarca daha savaş zırhı giymiş okul müdürü tipli 3-4 adam ve yaklaşık 10-20 yaş aralığında çocuklardı.İstemsizce sağ baş parmağımı özlemimi belirtmek ister gibi resimdeki babamın yüzünde gezdirdim.Sonra  anneme baktım ve azıcım da olsa beni rahatlatmasını bekleyerek bana gülümsedi .Bende gülümseyerek hızlı bir şekilde kafamı kılıçların olduğu tarafa çevirdim.Elime bir kılıç aldım ve incelemeye başladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık KahramanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin