Başımdaki ani ağrıyla gözlerimi araladım.Elimi başıma götürüp sıkmaya basladım. Fakat ağrı azalacağına dahada fazla artıyordu Derin bir nefes aldım ve ilgimi etrafa vermeye çalıştım. Gördüklerim karşısında gözlerim irilesirken çığlık atmamak için elimi ısırdım.
Suan bir Ormandaydım inanamıyorum hayır böyle birsey gercek degil! Etrafımda irili ufaklı birsürü ağaç var ve inanılmaz bir biçimde bu ağaçlar fazlasıyla güzeldi. Derin bir nefes aldım
Hayır bunlar gerçek değil şuan gozlerimi kapatıcam ve kendimi yatağımda bulacam annem... Ne! Ben birşey hatırlamıyorum benim annem kim ben kimim neresi burası neden birsey hatırlamıyorum??
Yanımdan gelen çıtırtıyla oraya döndüm kalbim göğüs kafesimi delercesine atıyordu. Hemen ayağıya kalkmaya çalıştım fakat vücudum tutulmustu yetmezmiş gibi birde başım ağrıyordu fakat kendimi zorlayarak ayağıya kalktım.Hemen en yakındaki çalılığın arkasına geçtim. Çıtırtılar gittikce artıyordu. Nefesimi tutup beklemeye başladım. Sonunda ortaya çıkan sadece küçük bir sincaptı.küçücük bir sincaptan korktuğum için kendime çok kızdım hem böyle güzel bir ormanda başıma ne gelebilirki!!
boynumda hissettiğim ani acıyla iki büklüm oldum . Elimi yavaşça boynuma dokundurunca iğneyi hissettim yavaşça başım dönmeye basladı. O sıradada kendime küfretmeyi ihmal etmedim al sana ne gelebilirki ! Her ne kadar dirensemde bilincim yavaşça kayıyordu. Son gördüğümse kaymadan önce birinin beni tutmasıydı.
Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda gözlerime gelen ışıkla gozlerimi kıstım.Yoksa ölmüştümde cennetemi gelmiştim. Iyide benim gibi biri nasıl cennete gidebilirki .Son yaşananlar aklıma gelince hızlıca etrafıma bakındım. Bir hastane odasındaydım. Aman tanrım !!
Odanın kapısının önünden sesler gelince tedbir alıp gözlerimi kapattım tamda düşündüğüm gibi odaya girdiler .
"Peki vücudundaki bu hucrelerin yapabildiği başka birşey yokmu""Malesef bunu bilemeyecegim daha önce hiç boyle bir seyle karşılaşmamıştım.Üzgünüm"
"Onemli degil doktor bey fakat ne zaman uyanacak"
"1 gün boyunca uyanamaz"dedikten sonra ikiside adım seslerinden anladığım kadarıyla çıkışa gidip odadan çıktılar.
Onlar odadan çıkar çıkmaz yataktan fırladım. Normal hastane odaları gibi değildi duvarlar maviye boyanmıştı yatak örtüsüde mavi ve beyazın karışımıydı . Dogrusu oda efsaneydi fakat buradan çıkmam gerekiyordu. 5 dk boyunca bekledikten sonra kapıyı hafif açarak dışarıya baktım hic kimse olmadığı için temkinli adımlarla yürüyüp asansörün onunde durdup dügmesine basım asansör gelirken söyledikleri sozleri düşünmeden edemiyordum.Ne hücresinden bahsediyorlardı acaba. Asansörün link sesini duyunca hızla asansöre bindim tam düğmeye basacakken içeriye biri girmesiyle durdum.
Kahretsin! Zaten öyle çekip gideceğimi düşünmemiştim. Ama yinede bu iyi olmadı. Yavaşça başımı kaldırdım. Kahvenin çok güzel tonu olan gözleri ve buna uyumlu saçıyla oldukça hoş gözüken 40lı yaşlarda bir beyefendiydi.
"Son anda yetiştim. Az daha asansörü kaçırıyordum " deyip gülümseyince bende yapmacık bir biçimde karşılık verdim. Yalnız gülüşünü güzel oldugunu itiraf etmeliyim. Sıfırıncı katın düğmesine basıp beklemeye başladım. Umarım çabuk inerdi sorularla karşı karşıya gelmek istemiyordum açıkçası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENITY
FantasySize şuan bastığımız yere belkide sizinle aynı anda ve zamanda baska birinin daha bastığını söylesem. Hepinizin aklında ki kelime şu nasıl olabilirki Aslında yaşadığımız dünyanın bir kısmının üstünde bir büyü var fakat bu büyü diğerlerinden farklı...