Buradan hemen gitmem gerektiğinin farkındaydım. Burada fazla uzun bir süre kalmıştım ve dikkat çekebilirdim. Yavaş adımlarla ayağıya kalktım. Plan yapmanın tam zamanıydı. Ne olduğu belirsiz bu yerde daha fazla kalamazdım. Adımlarımı tam çıkışa doğru yönlendiriyordumki durdum onlarda zaten bunu bekliyorlardı. Çıkışa gidip kaçmaya çalışacaktım ve böylelikle beni yakalayabieceklerdi. Az önceki adamda bu yüzden ordaydı. Aman tanrım bunu daha öncenasıl fark edemedim!!
Aslında yapmam gereken şehrin ortalarına doğru gitmek ve orada elde edebildiğim kadar bilgi edindikten sonra belkide farklı bir çıkış yolu bulurdum. Aklıma gelen bu dahiyane fikirle gülmeden edemedim. Iste simdi buradan kurtulabilirdim .
Ayy kızım ben senin aklını seveyim. KAÇABİLİRİM!!
Hemen adımlarımın yönünü değiştirip kafamı eğerek meydandan çıkmaya başladım. Her ne kadar sakin adımlar atsamda diken üstündeydim. Böyle güzel bir plan yapmışken bozulmasını kattiyen istemiyordum.
Attığım her adımda burayı inşa eden mimara bir kez daha hayran oluyordum. Kocaman meydanın ortasında kocaman bir fiskiye vardı . Normalde içten dışa gitmesi gereken su dıştan içe doğru uzanıyordu. Her 5 adımda bir ağaç dikilmişti. Yürüdüğüm yol taştandı ve bu hoş bir görünüm saglıyordu . Meydanın dışındaki koca binalar sanki her an düşecekmiş gibi ama bir o kadarda harika .
Derin bir nefes aldım eğer buraya biraz daha uzaylıymış gibi dakarsam biri kesin birsey çakacak. Diikkatimi yola vermeye çalışarak yürümeye devam ettim buradan öğrendiğim birsey daha varsa o da buradaki insanlar iki farklı dilde konuşuyor olmasıdır . Insanlar birbirleriyle konuşurken normal dili konuşurken herhangi bir yabancıyla konuşurken cok daha farklı bir dilde konuşuyorlar. Buda işimi fazlasıyla zorlaştırıyor. Fakat düşünmeden edemedim acaba yanıma gelen şu kız niye benimle normal dilde konuştu. Ah!düşündüğüm seye bak o kızın tam bir kaçık oldugunu unutmuşum. Kafamı salladım.
Iyice deliriyorum iyimi . 'Sen zaten delisin ' içimden kendime sövmelerimle yürümeye devam ettim.
Yaklaşık yarım saattir yürüyorum. Fakat daha tam ortalara gelebildigim söylenemez . Buranın bu kadar büyük olacağını tahmin etmemistim . Yürü yürü bitmiyor tam pes edecekken duvarın yanından gelen sesle dikkat kesildim
"Daha bulunamadımı" bu gür bir erkek sesiydi. Sanki bu sesi daha önce bir yerlerde duymuştum ama nerde"Malesef efendim gönderdiğiniz adamı çok kolay alt etmiş . Büyük ihtimalle şehrin dışına çıkmak için uğraşacak ve bu yuzdende hedefi duvarlar olacak" tam da tahmin ettiğim gibi . Benden konuştuklarını anlamak zor degildi
"Onu bulmakla çok iyi ettin daha henüz nerden geldiğini bilmiyoruz diger kırallıklardan gönderilmiş olabilir" cidden hangi devirde yaşıyoruz?? Hem neden bahsediyorlar bunlar beni bir casus olmaklamı suçluyorlar hem de daha nerede hangi devirde olduğumu bilmeden?
"Sanmam efendim eger bir casus olsaydı tecrübeli olurdu " sonunda mantıklı düşünen biri ama bu buraya beni getirdiği gerçeğini değiştirmiyor "Ne demeye çalışıyorsun sende biliyorsunki kalkanı aşmak imkansız" ayyy kafayı yiyecem ne oluyor burda ? Ne kalkanı? "Neyse daha fazla dikkat cekmeden gidelim. Ekiplerin liderliğini sen yapacaksın çünkü senden baska kimse onu görmedi "Adım sesleri yaklaşınca hangi deliğe gireceğimi bilemeden etrafıma bakındım. Kahretsin işte şimdi kesin yakalandım!!! Arkamı döndüm ve normal yürüyormuş gibi yaptim. Fakat şuan eger kalbimin gürültüsünü duyacaklarsa kesin yakalandım
Iki adam ağır hareketlerle yanımdan yürüdüler. Suan tam yan yanaydık. Acaba simdi kaçsammı? Ama eger kaçarsam dikkat çekerim ve beni yakalama oranları %45 ama eger burada kalıp onlarla yürürsem beni görmeden gitme oranları daha düşük fakat eger gerçekleşirse çok mukemmel bir sekilde onlardan kurtulabilirim Ikisindede risk var ama galiba daha fazla riskli olana gireceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENITY
FantasySize şuan bastığımız yere belkide sizinle aynı anda ve zamanda baska birinin daha bastığını söylesem. Hepinizin aklında ki kelime şu nasıl olabilirki Aslında yaşadığımız dünyanın bir kısmının üstünde bir büyü var fakat bu büyü diğerlerinden farklı...