Selin Demirci görevde açığa çıkmış bir mit ajanıdır. Hayatı tehlikede, korunmaya ihtiyacı vardır. Selin'i eskiden beri tanıyan Rıza Baba bunu öğrenmiştir, ve ona yardım etmek ister.
Selin'i arar.
Selin:Alo?
Rıza Baba:Selin, ben Rıza.
Selin:Rıza Baba.. Buyrun?
Rıza Baba:Görevde açığa çıkmışsın, tehlikedeymişsin. Emniyete bir gelebilir misin kızım? Konuşalım bu konuyu. Benim aklımda birisi var koruma için.
Selin:Ya aslında gerek yoktu..
Rıza Baba:İş ciddi, koruma ayarlanmak zorunda. Hadi kızım, bekliyorum.
Selin:Peki madem, geleyim.
Telefonu kapatırlar.
Rıza Baba da Mesut ve Hüsnü'yü toplantı odasına çağırır.
-Toplantı Odası-
Rıza Baba:Çocuklar, şimdi beni iyi dinleyin. Selin Demirci, mit ajanıydı, ama gizli görevde kimliği açığa çıktı. Şimdi hayatı tehlikede, bir korumaya ihtiyacı var. Aradım, buraya çağırdım konuşmak için.
Mesut:Koruma bizden birisi mi olacak yani?
Rıza Baba:Evet, evet.
O sırada Selin de merkeze gelmiştir.
Sinem'i görür, ona sorar.
Selin:Şey, Rıza müdür odasında mı acaba?
Sinem:Hayır, onlar toplantı odasındalar. Siz Selin Demirci mi?
Selin:Evet, evet.
Sinem:Sizi bekliyorlar, buyrun toplantı odası burası.
Selin:Teşekkürler.
Selin kapıyı tıklatıp içeri girer.
Rıza Baba:Hah, gel kızım. Gel, otur.
Selin oturur.
Rıza Baba:Ben konudan arkadaşlara da bahsettim. Koruma görevi için Mesut Komiseri düşündüm ben. O bu görevin üstesinden gelir diye düşündüm. Ama tabi son söz sizin. Eğer ikiniz de kabul ediyorsanız hemen bugün ayarlarız.
Mesut:Benim için sorun yok baba, madem öyle düşündün, tamam.
Selin:Benim için de sorun yok Rıza Baba.
Hüsnü:Valla baba iyi düşünmüşsün, en iyi Mesut yapar bu görevi.
Rıza Baba:Yalnız, görevden atılmışsın gibi bir oyun yapacağız Mesut. Bu koruma işi dosyalara geçmeyecek, Selin'in korunduğunu bilmeyecekler. Bakın bu adamlar örgüt, gerçekten çok tehlikeliler. Çok dikkatli olmak zorundasınız, ne yapacakları hiç belli olmaz. Zaten şu adamları elimize geçirene kadar evinden çıkmaman en doğrusu Selin. Ama eve de saldırı yapabilirler.
Selin:Merak etmeyin Rıza Baba, bizim de elimiz armut toplamıyor, gelecekleri varsa görecekleri de var.
Mesut:Aynen öyle. Peki baba bir şey soracağım, meslekten atılma işine ne sebep göstereceğiz?
Hüsnü:Yani diyor ki baba uzun zamandır uslu uslu duruyorum ben, bir vukuatım yok.
Mesut:Dur be, ciddi bir şey soruyoruz şurda.
Rıza Baba:Orasını bana bırak, halledeceğim ben. Hadi bakalım, siz Selin'in evine gidin, tabi yolda da çok dikkatli olun.
Mesut:(Ayağa kalkar.) Merak etme baba, dikkat ederiz.
Rıza Baba:Takip edilme gibi bir durum olursa bizi haberdar edin. Selin, için rahat olsun kızım, kurtulacaksın başındaki bu beladan.
Selin:Biliyorum, her şey için teşekkür ederim.
Der ayağa kalkarken. Selin ve Mesut merkezden çıkar. Arabada biraz sohbet ederek Selin'in evine giderler. Hani tanışma vs işte.
-Selin ev-
Selin:Bu iş çok uzayacak gibi, daha şimdiden canımı sıkmaya başladı bu durum.
Mesut:Hayatın tehlikede, başka bir çaremiz yok.
Selin:Farkındayım.
Mesut:Hem sen rahatsız mı oluyorsun yanında olmamdan?
Selin:Tam olarak öyle değil. Sadece hoşuma gitmiyor böyle korunmak falan.
Mesut:Anladım. Yani haklısın bir nevi ama.. Peşindeki adamlar da gerçekten çok tehlikeli ve öfkeliler. İşlerini epey bir bozdun. Helal olsun valla.
Selin hafif güler.
Selin:Ee, olacak o kadar. Şey, yemek falan hazırlayayım mı acıktıysan?
Mesut:Yapabilecek misin?
Selin ters bir bakış atar.
Mesut:Tamam tamam, tamam şaka yaptım. Y-yaparsın herhalde ya.
Selin:Seni bu söylediklerine pişman edeceğim, haberin olsun.
Mesut:E hadi bakalım. Yardım ister misin?
Selin:Ben hallederim, sen bekle sadece.
Mesut:İyi.
Selin mutfağa gider.
Bir süre sonra masa hazırdır.
Selin:Hadi bakalım, tadına bak, fikrini alalım.
Masaya otururlar. Mesut ilk lokmayı alınca Selin sorar gibi bakıyordur.
Mesut:Tamam, geri alıyorum lafımı. Eline sağlık, çok güzel olmuş.
Selin güler.
Selin:Afiyet olsun.
Mesut:Hem zaten şaka yapmıştım ben.
Selin:Hı hı, tabi.
Mesut:Ya valla, biliyordum yani tahmin ediyordum güzel yapacağını, iddialıydın çünkü.
Selin:Hımm.. Neyse, öyle olsun bakalım.
Yemeklerini yerler. Masayı toplarken Mesut yardım eder Selin'e.
Ve aradan 3 gün geçer. Bu sürede evden dışarı hiç çıkmamışlardır. Ayrıca birbirlerine ısınmaya da başlamışlardır. Birbirleri için endişelenmeye falan.. Sevmişlerdir de birbirlerini, sohbet etmeyi falan. Hatta geç saatlere kadar sohbet etmişlerdir ilk gün.
Bugünde akşam saatleri, bizimkiler oturuyorlardır salonda.
Selin:Bir şey diyeceğim..
Mesut:Hı?
Selin:Ya ben çok bunaldım. Resmen ev hapsinde gibiyiz.
Mesut:Valla katlanmak zorundasın buna. Hiçbir şey senin hayatından daha önemli değil. Ama..
Selin:Ama?
Mesut:Çok bunaldın madem, istersen şöyle biraz dolanıp gelelim.
Der ama tereddütlüdür bunu söylerken.
Selin:Çok iyi olur valla ya.
Mesut:Ama işte.. Ya bir terslik olur da sana bir şey olursa?
Selin:Gitmeyelim diyorsan ısrar etmem, seni de zor durumda bırakmış olurum zaten.
Mesut:Ya geç onları, orası umurumda değil benim.
Selin:Nasıl değil? Bir terslik olursa verilen görevde başarısız olmuş olursun.
Mesut:Başlarım görevine ya, benim derdim o değil. Benim için asıl önemli olan sana bir şey olmaması, görev değil.
Selin bir şey demez, sadece bakar öyle.
Mesut:Ama yani bunaldın tabi sende. (Biraz durur.) Ya bak.. Biraz daha dayan olur mu? Mesela sevdiğin bir film var mı? Açayım, film izleyelim. Ha?
Selin:Olur. Severim film izlemeyi, hiç fark etmez bana. Sen kafana göre bir tane aç, ben de mısır patlatıp geleyim.
Selin ayağa kalkar, birkaç adım atar.
Mesut:Selin.
Selin Mesut'a döner.
Mesut:Dikkatli ol, biliyorsun, ne olacağı belli olmaz. Hani pencereye falan çok yaklaşma.
Selin:Tamam, dikkat ederim. Merak etme.
Der ve mutfağa gider. Mesut filmi açar, Selin de mısır patlatıp gelir. Filmi izlerler biraz. Yarısı bitmiştir bile.
Mesut:Selin, bak mümkün olduğunca pencerelerden uzak duruyorsun. Evini bulmuş olabilirler.
Selin:Tamam, tamam. Hadi, filmi izleyelim. Düşünme bunları.
Mesut:Düşünmeden olmuyor işte.
Selin:Mısırdan hiç yememişsin. Sevmiyor muydun yoksa?
Mesut:Hayır, hayır ondan değil.
Selin:Ya sen neden bu kadar fazla takıyorsun kafana? Hiçbir şey olduğu yok işte. Çok geriliyorsun gerçekten.
Mesut:Takılmayacak gibi değil çünkü. Yani adamlar baya baya hırs yapmış durumda. Çok gördüm böylelerini, her şeyi yapabilirler. Hem sen nasıl rahat olabiliyorsun?
Selin:Evet, çok olmasa da içim rahat benim. Çünkü hem sana hem de kendime güveniyorum. Sen varsın yanımda, koruyorsun işte beni. Olur da sen bir şey yapamazsan kendimi koruyabilirim ben. Ki bu pek mümkün gibi durmuyor zaten.
Mesut'u gülümsetir Selin'in bu sözü.
Kısa bir süre birbirlerinin gözlerinin içine bakarlar. Sonra Selin kalkar hızlıca.
Selin:Şey, ben şu tabağı mutfağa koyayım.
Der ama tabağı orda unutup gider. Bir bardak su koyar. Mesut'un gözlerinin içine bakınca bir şeyler hissettiğini fark etmiştir, bu yüzden kaçmıştır ondan.
Kalbine gider eli. Kalp atışları hızlıdır. Sudan bir yudum daha alır. Tam o sırada da Mesut gelir.
Mesut:Şey, tabağı unuttun da.
Selin:Ha, ben, şey..
Mesut hafif güler, tabağı koyar oraya.
Mesut:İyi misin sen?
Selin:İyiyim, iyiyim. Ş-şey benim uykum geldi, saat de geç olmuş zaten. Ben yatıyorum, iyi geceler.
Mesut:İyi geceler.
Selin odasına gidip yatağa yatar, ama uyku tutmaz bir türlü. Hep aklından aynı şey geçiyordur; Hedefleri benim, ama ya benim yüzümden Mesut'a bir şey olursa... Mesut'u da uyku tutmamıştır. O da Selin'i koruyamamaktan, başına bir şey gelmesinden endişelidir.
-Sabah-
Selin uyanır, salona gelir. Mesut hala uyuyordur, üstü açılmıştır. Yanına yaklaşır, yavaşça üstünü örter.
Selin:Burda böyle koltuklarda perişan oluyor ya..
O sırada kapı çalar. Kapının sesiyle Mesut da uyanır. Birbirlerine bakarlar "Kim ki bu saatte?" Der gibi.
Mesut kalkar.
Mesut:Sen burda kal, silahını da yanında hazır tut.
Kendisi de silahını çıkartıp kapıya bakmaya gider. Selin duramaz o da gider elinde silahla.
Mesut kapı deliğinden bakar.
Selin:Kim? (Der sessizce)
Mesut:Bilmiyorum, kimse yok gibi.
Kapıyı yavaşça açar, temkinli davranıyordur.
Mesut:Selin geride dur.
Apartmanın içine bakar Mesut, kimseyi göremez.
Mesut:Kimse yok burda. Sen içeri gir, kapıyı kilitle, güvenli bir yerde bekle. Ben etrafa bir bakıp geleyim.
Selin:Saçmalama, gel içeri. Bu söylediğin çok tehlikeli.
Tam o sırada bir mermi gözlerinin önünden geçer, duvara isabet eder. Çok yakınlarından geçer. Birkaç milim vardır sadece aralarında.
Mesut bir anda Selin'i içeri çekip kapıyı kilitler.
Mesut:Allah kahretsin, buldular Selin, güvenli değil artık burası.
Selin:Gözümüzün önünden geçti mermi, dibimizden..
Mesut:Şş, tamam, tamam sakin. Ben Rıza Baba ile bir konuşayım, halledeceğiz tamam mı? Endişelenme sen.
Der ama asıl kendisi endişeleniyordur, Selin için..
Selin:Keskin nişancıydı.. Hala orda olabilir.
Mesut:Gitmiştir, yakalanma korkusundan şimdilik gitmiştir. Ama bir dahaki saldırı daha kötü olacaktır büyük ihtimalle. İkincisine kalmadan burdan gitmemiz lazım.
Selin:Off.. Ya o mermi sana isabet etseydi? O zaman ben kendimi nasıl affederdim? Allah kahretsin ya, benim yüzümden sana bir şey olacak, sen de tehlikedesin..
Der ve salona gider, kötü olmuştur. Mesut da peşinden gider "Selin" diyerek.
Geldiğinde Selin başını ellerinin arasına almış, oturuyordur.
Selin'in yanına oturur.
Mesut:Bak bana, sakin ol önce bir, her şey hallolacak tamam mı?
Selin başını kaldırır.
Selin:Ya olmazsa? Kendimle birlikte seni de belaya sürüklüyorum burda.
Mesut:Saçmalama. Bak söz veriyorum kazasız belasız bitecek bu durum, inan bana.
Selin bir şey söylemez, sadece bakar Mesut'a.
Mesut:Bana güvendiğini söylemiştin, hâlâ güveniyorsun değil mi?
Selin başını evet anlamında sallar.
Mesut:Tamam o zaman, endişelenme sen. Ne kendin için ne benim için. Hiçbir şey olmayacak çünkü. Ben sana bir su getireyim.
Mesut gidip Selin'e su getirir. Selin biraz sakinleştikten sonra Rıza Baba'yı arar, durumu anlatır. Rıza Baba başka bir ev ayarlayacağını söyler, o sırada silah sesleri duyulur. Mermilerin hedefi ise Selin'dir..
Mesut:Allah kahretsin! Selin yere çök!
Derken kendisi tutup Selin'i yere doğru çeker.
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL KORUMA (Hayali Senaryo)
FanfictionSelin Demirci bir mit ajanıdır. Gizli görevde açığa çıkmış ve şuan hayatı tehlikede, korunmaya ihtiyacı olan bir mit ajanı. Onu koruma görevi ise Mesut Güneri'ye verilmiştir. Mesut başta sadece korumadır, evet ama sonra anlarlar ki aslında onlar bir...