Fallon
Kafeye girdiğimde Ida elinde hediye paketiyle beni bekliyordu.
"İyi ki doğdun Fallon."
"Teşekkürler Ida ama doğum günümü sevmediğimi biliyorsun."
"Hadi ama Fallon. Sende normal insanlar gibi doğum gününü kutlayıp, eğlenebilirsin."
"Bunu yapamam biliyorsun."
"Lütfen Fallon bu akşam bara götüreyim seni her şey benden."
"Gel de bunu anneme söyle."
"Tatlım o işi bana bırak."
Ida'yı seviyordum benden bir iki yaş büyüktü. Benim en iyi arkadaşımdı hatta tek arkadaşım da diyebiliriz.
"Hey nerelere daldın yine?"
"Sadece cadaloz annemi nasıl ikna edeceğini düşünüyordum."
"Annen hakkında öyle konuşma. Ne de olsa o senin annen."
"Off her neyse."
"Akşam ne giyeceksin?"
Üzerimdekilere baktım eski bir mom jean ve bol bir tişört. Dolabımdaki her şey buna benzer şeylerdi.
"Tamam neyse en iyisi ben seni evden alırım. Benim kıyafetlerimden giyersin. Olur bence."
"Kocan ne der peki bu bar işine Ida."
"Hiçbir şey demeye hakkı yok."
Ida 3 yıldır evliydi ve kocası Jack onu dövüyordu. Klasik New York serserisi işte.
"Bugün aşırı boş değil mi?"
"Normal bir gün işte Fallon."
Bütün günümüz böyle boş geçmişti. Sonunda akşam olmuştu kafeyi kapatıp bizim eve doğru yol aldık.
"Fallon sen misin?"
"Bende geldim Bayan Rain."
"Tatlım, Ida hoş geldin."
"Diyordum ki bugün Fallon bende kalabilir mi?"
"Evet, evet lütfen."
Bu kadar basit miydi?
"Para harcamayacak değil mi? Tamam her neyse. Hadi gidin, gidin."
Annem çok farklıydı, bembeyaz olmuştu. Hem nasıl bu kadar kolay izin vermişti ki? Neyse uzatmadan Ida'nın evine geldik. Kocası koltukta sızmıştı. Ona baktığımı görünce bir şey olmaz der gibi baktı.
"Merak etme tatlım anca bir iki saate uyanır o zamana kadar biz çoktan gitmiş oluruz."
Kolumdan tutup çekiştirdi ve giyinme odasına girdik dolabı karıştırıp bir sürü elbise çıkarıp bana uzattı.
"Hadi giy."
"Ida normal bir elbise versen olmaz mı?"
"Hayır canım. Hadi giy."
Oflayarak da olsa hepsini denemeye başladım. Ida hiçbir giydiğim elbisenin olmadığını düşündüğü için işkence çekiyordum en sonunda mini sırtı tamamen açık, uzun kollu, kayık yakalı düz siyah bir elbisede karar kıldık. Saçımı tepeden sıkı bir atkuyruğu yapmıştı. Kulağıma da kocaman küpe takmıştı.
"Evet şimdi sıra makyajda."
"Ida gidelim artık hadi."
"Makyajını yapmadan şuradan şuraya gidemezsin."
Zorunda olduğum için oflaya puflaya oturdum ve Ida makyajımı yapmaya başladı.
"Ve işte oldu bittii!"
Aynadan kendime baktım. AMAN TANRIM TAM BİR FAHİŞE GİBİYDİM.
"Hadi kalk bakalım."
Ağzımı açmadan kalktım ve Ida koluma girdikten sonra bara geldik. Etrafa göz gezdirdim. Dans pisti olan kısımda bir doluluk vardı ve hareketliydi. Hem de daha bu saatte! İlerleyen saatlerde nasıl olacak çok merak ediyorum. Barın hemen önündeki yüksek bar taburelerine oturduk.
"Ben bir viski alayım. Fallon tatlım sen ne alırsın?"
"Ben ne olursa alırım."
"Fallon lanet girsin biraz daha istekli olabilir misin?"
"Berryli bir kokteyl alabilir miyim lütfen?"
Çok da fazla giyinik olmayan barmen beş dakikanın sonunda istediklerimizi verdi.
"Fallon çok fazla yakışıklı var ve bence hepsi seni süzüyor."
Ida'nın söylediklerine gözlerimi devirmekle yetindim.
"Şerefe doğum günü kızı."
Ida bana bardağını uzatmış yavru kedi gibi bakıyordu. Gülümsedim ve bardaklarımızı tokuşturduk. Ortamda On S'en Remet Jamais şarkısı çalıyordu.
"Hadi dans edelim güzellik."
"Ah hayır Ida lütfen istemiyorum."
İki dakika sonra kendimi onca insanın arasında kendimi kaybetmiş şekilde dans ederken buldum. Delirmiş gibi dans ediyordum. Sonrası her zaman olduğu gibi karanlıktı. Gözlerimi yavaşça açtığımda etraftaki konuşma sesleri bulanık bulanıktı. Tek anladığım şey kalın bir erkek sesiydi.
"Asla üstesinden gelemeyiz."
"Ah tanrım."
"Ida?"
Diye mırıldandım.
"Buradayım Fallon."
Sonunda gözlerimi tamamen açabildiğimde Ida ile göz göze geldim. Endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Bakışlarımı Ida'nın arkasındaki siluete kaydırdığımda gözlerime inanamadım. Bu o adamdı! Hani o bileğime dokunan.
"Sen osun!"
"Pardon anlayamadım?"
"Sen benim bileğime dokundun ve ve ben..."
Ah lanet olsun asla açıklayamayacağım bir şeydi bu anlatmaya çalıştıklarım!
"Fallon bu beyefendi doktor ve sana yardım etti."
"Doktor ve bana yardım etti?"
"Evet."
İkisi de yüzüme endişeli endişeli bakııyordu.
"Gitmek istiyorum Ida."
"Tamam tatlım gidelim. Fallon iyi değil mi doktor."
Doktor bana tepemden dik dik bakıyordu.
"Evet o gayet iyi."
Ida'nın yüzü biraz daha yumuşadı ve kalkmama yardımcı oldu tam odadan çıkacaktık ki doktor sözleriyle bizi durdurdu.
"Teşekkür etmek istersen adım Garde."
"Teşekkür ederim Bay Doktor Garde." Her kelimeyi vurgulamıştım.
"Rica ederim Bayan Rain, benim için çok büyük bir onurdu."
Reverans yaptı. Bu yaptığına anlam veremeyerek kaşlarımı çattım ve bardan çıktık.
Selam sevgili dostlarım ne zamandır yazmıyorum. Sınavlar başlıyor dediler sonra olmayacak dendi. Okullar sene sonuna kadar açılmıyor. Yani bir türlü adam akıllı vakit ayıramadım. Ee sizin bu pandemi süreciniz nasıl geçiyor? Eğer öğrenciyseniz uzaktan eğitim nasıl gidiyor? Benim söyleyeceklerim bu kadar umarım bölümü beğenmişsinizdir. Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim. Kendinize çok iyi bakın öptüm :)
-Yazarcık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araf
Science Fiction"Bir tarafı seçmek zorundasın Fallon!" "Yapamam anlamıyorsun!" "Arafta kalamazsın..." Arafta kalmış mıydım? Araf neydi? Ya da kimdi mi demeliyim? Kapak Tasarımı : @Wbrunette Bilim kurgu : #547 30.12.2020 #265 31.12.2020 #191 02.06.2021 #190 03.06...