Sabah saat 07.00 , annem beni 'yine' söylene söylene kaldırdı . Ne yapayım uykuyu çok seviyorum.Hele ki rüyalarımda dolaşırken mükemmel oluyor ama bugün nedense kendimi çok tuhaf hissediyorum ve rüyalarımı genellikle hatırlarım ama hatırlamıyorum. Bu düşüncelerimi yüzüme bırakılan soğuk sudan sonra bıraktım.
"Anne ne yapıyorsun?!"dedim,yataktan sinirle kalkarken.
"Kaldırmasam bir dert , kaldırsam bir dert!" diye bağırarak çıktı odamdan.
"Dürterek veya seslenerekte kaldırabilirdin,suya ne gerek var!"
"Sanki seslenmedim"diye bağırdı mutfaktan , annem.
Lavaboya girdim. Elimi, yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktım bir süre. Gözlerim çok siyahti zifiri karanlık kadar karanlık...
Aşağıdan mis gibi kokular geliyordu, hazırlanıp aşağıya indim.
Kardeşim Egehan kahvaltısını yapıyor, beni gördüğü anda konuştu.
"Günaydın, ablaaa!"
Sonunu biraz uzatmıştı ve bağırarak söylemişti. Çocuklar nasıl bu kadar enerjik olabiliyor?
"Sana da günaydın Ege."
"Adım Ege değil Egehan , ablaaa!"
"Tamam, reis. Kızma."
İkimizde bu cümleme güldük.Annem gülümseyerek "Ağzın açık kaldı.Hadi ye çık,rahat edeyim bende." dedi ve hemen ardından kahkaha attı.Bende güldüm.
"Nazik abla bugün izinli mi?"
Nazik abla bizim yardımcımız ve kahvaltıları hep o hazırlar. Annem benim için hazırlamış tüm bunları...
"Evet. Bir yakını vefat etmişte."
Birilerinin ölüm haberini duyunca çok üzülüyorum nedense...
Anneme buruk bir gülümseme ile baktım. O da bana karşılık verdi. Annem gülerken sanki gözleri parıldıyordu ve bense hayranlıkla onu inceliyordum.Gözlerindeki o parıltı , mutlu yüzü hiç solmasın.Çünkü ben onunla yaşıyordum...
Annem tuhaf bir şekilde bana baktı. "Başımıza birde sapık mı olcan sen?!"diye sarıldı gülerek.
"Anne,seni çok seviyorum..."
"Bende seni tatlım,bende seni..."
"Neyse bu kadar duygusallık yeter.Hadi kahvaltıya."diyerek benden ayrıldı.
Normalde duygusal bir insan değilimdir ama konu annem olunca sınır kalkıyor ortadan...
Mis gibi kahvaltımı yapıp apar topar çıktım evden. Hira ile buluşup okula gidecektim. Hemen evden çıkıp arabaya bindim ve şoför ile buluşma yerine gelip Hira'ya selam verdim. Sanırım çok beklettim...Hira'nın yanına gittiğimde beni yine azarladı.
"Kader , artık erken kalkmalısın. Okula geç kalma sakın."
"Tamam,yarın erken kalkacağım..."
"Sanırım bu cümleyi bir hafta boyunca duyacağım..."dedi ve güldü.Bana ne kadar kızsa da gülebiliyor. Onu çok seviyorum,o benim en yakın arkadaşım ve daha ötesi kardeşim. Neden duygusallığım tutuyor,bugün neden bu kadar çok üzülüyorum.Düşünürken şansımıza geç kalmadık ve derse yetiştik.
Sena oturmuş bizi bekliyordu,görünce şaşırdı.
"Erken geldiniz."
Hira, "Ne bekliyordun?"deyip gözlerini devirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHLARIN DANSI
Teen Fictionİki ruhun yıllar öncesinden birbirine bağlandığını düşünün. Birbirlerini tanımıyorlar ama aslında bir o kadar da tanıyorlar. Araf'ın soyunda yüzyıllar boyunca ruh eşi denilen ruhların birbirine bağlanabilmesi var. Kader, Araf ile karşılaşır ama Araf...