Üç yıl...Koskoca geçen üç yıl.Hiçbir amaç gütmeden boşa geçen yıllar.Neden bu kadar söyleniyorum ki?Bundan önce de geçen yılların hepsi de anlamsız değil miydi zaten?
Her şey plan dahilinde ilerlemişti.Hiçbir aksaklık yoktu ya da başka bir şey.Tek bir sonuç vardı ve herkes o sonuca ulaşmak için elinden geleni yaptı.Ne ben ne de bir başkası buna karşı gelmedi.Ve gitti.
Bu kadar zor olacağını bilseydim başından beri bunu ister miydim bilmiyorum.Yapabilirim sanmıştım,buna katlanabilirim sandım ama hiçbir şey becerememiştim.Her gün ve her gün sevdiği birini toprağa gömen bir insan gibi hissediyordum.Zor değildi sadece birkaç saatlik bir yoldu.Maddi durumum da fena değildi her an gidebilirdim yanına.Bunu isterken yapamamak beni üzen şeydi.İstiyordum hem de çok istiyorum,dediğin gibi en başından başlayalım her şeye demek.Ama benim varlığımdı ikimizi de rahatsız eden şey.Hiçbir sik başaramadım kendi başıma hayatta.Ne annem vardı ne de babam.Tanıdığım bir akrabam bile yoktu.Sokaklarda başıboş dolaşan,dayak yiyene kadar o sokağı evi olarak gören biriydim.Belli bir yaşa kadar bir çocuk esirgeme kurumunda büyütülüp on dört yaşında da kaçan biriydim.Sokaktaki hayat bana daha çekici mi gelmişti bilmiyordum.Aslında yetimhanede mutluydum da ama oraya ait değildim.Ben keşfetme arzusu olan bir çocuktum.Elbette kaldığım yerden çıkıp gezme hakkımız vardı ama bu yetmiyordu.Sokakta yaşamak istiyordum,herkes uyurken uyanık birileri görmek istiyordum.Tek arzum buydu ve bunu gerçekleştirdim.Tek başıma hayatta tutunacaksam da ağzımın iyi laf yapması gerekirdi ve bunu da başarıyordum iyi bir şekilde.Sokaklarda dolaşan çetelere yanaşıyordum ya da benim gibi dışarıda yaşayan insanlara.Başım fena halde derde giriyordu çünkü yaşamak için paraya ihtiyacım oluyordu ve bu parayı insanları kandırarak ya da çalarak elde ediyordum.Benim için iyi ya da kötü yoktu sadece baştan kaybederek geldiğim hayatı devam ettirmeye çalışıyordum.Hiçbir amacım yoktu yaşamak için.Hala geçmişimde neysem şu anda da öyleydim.O zamanlar insanlardan para almak kötü gelmiyordu,yaşamak için yanaştığım çeteler için iyi bir eğlence oluyordu.Yetimhanede bedavadan yaşıyordum neden o huzuru mu bozma gereği duymuştum ki?
Belki de kaderimde onunla olacak tanışmam için iki yıl sokaklarda yaşamıştım.Yaklaşık altı kişilik bir çetemiz vardı ve polisler basana kadar terk edilmiş evlerde kalıyorduk.Hepimiz pisliğin tekiydik ve hepsi de benden yaşça büyüktü.Her gün içer,her gün kadınlarla beraber olurlardı.Küçük olduğum için bana pek bulaşmazlardı güvenlerini de kazanmıştım.Fakat beni geride bırakmışlardı.
Varlıklı,zengin bir amcayı hedef seçmişlerdi ve onun parasını çalmak istiyorlardı.Küçükken iyi ya da kötü ayrımı yapmadan basit suçlar işliyordum biraz da grubun gazıyla ama büyüdükçe düşüncelerim de değişmişti.Suçsuz kişilerin parasını almak istemiyordum bu yüzden on altı yaşlarımda çeteden iyice ayrı düşmeye başlamıştım.Neredeyse bir aylarını o amca için harcamışlardı.50'li yaşlarda oldukça masum gözüken,iyi giyinimli biriydi.Her hafta düzenli olarak bir bankadan para çekerdi.Tesadüfen bu amcayla karşılaşan gruptakiler kesinlikle amcanın zengin olduğunu biliyordu.Bir süre onu izlediler,takip ettiler ve en sonunda plan kurup ona saldırdılar.Tenha bir sokakta amcayı başıboş yakalayıp bıçak çektiler ama amcanın karşılık vermesiyle aralarında bir dövüş başlamıştı.Hiçbir şey yapmadan sadece olayı izlemiştim geriden.Kesinlikle o amcaya zarar vermek istemiyordum ama düşündüğüm gibi de olmamıştı.Beş kişi yaşlı bir adama saldırdığı için adamın kazanma şansı yoktu özellikle de bacağından bıçaklanınca.Çete acı içinde yere düşen amcanın cüzdanını alıp kaçarken ben ise sadece amcaya bakıyordum.Niyeyse o gün kaçamamıştım ve bu başıma ilk defa gelen bir şey de değildi.Gerçekten ileride tanışacağım kişiyi hissettiğim için mi o amcaya karşı sempati beslemiştim bir fikrim yoktu.Sadece çaresizce amcanın yarasına bakıyor ve özür diliyordum.Amca ise ambulans çağırmamı söylüyordu ama korkuyordum da beni ifşa edecek diye.Polislerle başım oldukça beladaydı bu yüzden bir suçla daha gidersem yanlarına kesinlikle beni içeri tıkacaklardı.Ama amcanın dediği gibi ambulansı çağırmıştım.Ambulans gelene kadar ayrılabilirdim oradan ama o çeteye de geri dönmek istemiyordum bu yüzden amcayla beraber gitmiştim.
Benim düşündüğüm gibi olmamıştı.Amca beni evine çağırmıştı,grubumu şikayet ederken beni söylememişti.Neden diye çok sormuştum kendime ama cevap da bulamamıştım.Belki de bu berbat hayatta başıma iyi bir şey gelmişti sonunda.
Amca bir süre bana evinde bakmıştı.Ona bu yaşa kadar neler yaptığımı anlatmıştım bir bir.Neredeyse kendim hakkında bildiğim her şeyi o da biliyordu.Bir süre onun evinde yaşamıştık beraber.Babam gibi hissettiriyordu ve bu duygu gerçek olmadığını bilsem bile çok iyi hissettiriyordu.Hayatında seni önemseyen biri olduğunu bilme duygusu...
Bir gün beni bir yere götürmüştü.Etrafı oldukça kalabalık olan ve adamların kendilerini yırtarcasına bağırdığı bir ring alanı.Oldukça büyüktü ve gözlerden uzak bir yerde bir bodrumda yapılıyordu.Korkmamam gerektiğini söylüyordu,burasının güvenli olduğunu söylüyordu ama ben o güveni onun sözlerinde değil başka birinin gözlerinde bulmuştum.İşte bu da Ten diyerek beni oldukça şirin bir çocukla tanıştırdığında.Bu çirkin dünyadaki tek güzel şeydi.
Böylelikle tanışmış olmuştuk Ten'le.İlk başta huysuz yapımdan ötürü onunla anlaşmaya çalışmasam da ringdeki dövüşlerinden oldukça etkilenip ona yavaş yavaş hayran olmaya başlamıştım.Yaşı buradakilere göre küçük olmasına rağmen inanılmaz bir dövüşçüydü neredeyse hiçbir dövüşünde darbe almıyordu.Yapılan bahislerin hepsi onun üzerineydi,asla kaybetmiyordu.
Yıllarımız onunla büyüyerek ve onunla beraber dövüşte uzmanlaşarak geçmişti.Bana bir hoca gibi dövüşmeyi öğretiyordu ben ise onun bana öğrettiğinden daha fazla şey öğrenmeye çalışıyordum.Bana öğrettiği tek şey dövüşmek değildi.Bana sevmeyi öğretiyordu.Hayatıma bir anlam katıyordu.Bir gülümsemesi geçmişte yaptığım hataları unutturuyordu.Beni değerli hissettiriyordu.
Birbirimize bu kadar düşkünken olayların nasıl bu hale geldiğini bilmiyordum.Onunla beraber geçirdiğim dört yıl o kadar muazzamdı ki sanki bir dizinin baş karakterleri gibi hissettiriyordu.Onunla geçirdiğim yıllar beni daha hırslandırıyordu.Onu geçmek istiyordum,kazanmak istiyordum.Üç yıl boyunca aldığı şampiyonluğu bozmak istiyordum fakat o adam akıllı bir maç gerçekleştirmek yerine beni kandırmıştı ve bilerek yenilmişti.Hayır bu aramızı bozan şey değildi.Evet gerçekten o gün kavga etmiştik ama bu aramızı bozmamıştı.
Peki neydi aramızı bozan şey?Bekaretimi kaybettiğim zaman mıydı?O zamanlar birbirimizi kardeş gibi hissediyordum.Beraber uyuyor,beraber yiyor,beraber dövüşüyorduk.Her şeyimizi beraber hallediyorduk.Dövüşleri izlemeye gelen kadınlarla yakınlaşıp ondan uzaklaştığımı fark etmemiştim.Kadınlarla tanışmam ilk o andı.Onlarla beraber vakit geçirmek Ten ile vakit geçirmekten farklı hissettiriyordu.Belki de ergenlik duygularımla yaşadığım bir arzu da vardı içimde.Ve o arzunun peşinden gidip kendimden yaşça büyük biriyle beraber olmuştum.Bunu Ten'e heyecanla anlatırken Ten'in ise o gün solmaya başlamıştı yüzü.On sekiz,on dokuz yaşlarımda bekaretimi kaybetmiştim ve kadınlarla geçirdiğim an Ten'le geçirdiğim anlardan fazlaydı artık.Her defasında onu da götürmek istiyordum ama kabul etmiyordu.Yavaş yavaş birbirimizden ayrılıyorduk.Benden hoşlandığını düşünmüyordum bu yüzden kıskanmasının nedeninin anlamıyordum.Yavaş yavaş öğrenmiştik hislerimizi.
Ten'in benden hoşlandığını öğrendiğim halde kadınlarla yatmaya devam etmiştim.Dövüşü bırakıp ayrı bir eve çıktığı için de daha az görüşür olmuştuk.Beraber geçirdiğimiz o koca yıllar bizsizliğe bürünmüştü.
Suç bendeymiş her zaman.Benden hoşlandığını bilmediğim zamanlar Ten'i ihmal ettim,bildiğim zamanlar ise onunla görüşmeyi azalttım.O ise onun olmayacağımı bildiği için asla bana yakınlaşmaya,hislerini paylaşmaya çalışmadı.Birbirimizden kopmaya başladıkça ilişkimiz iki yola ayrıldı ve herkes kendi yoluna baktı.Benden koptuğunu hissettiğim ilk an da belki kendimi ona bağlasaydım böyle olmazdı.Ama ikimiz de birbirimizden koptuğumuz an bırakıp gitmiştik.
Ve şimdi o yılları tekrar geri getirmek üzere Tayland'a gelmiştim.Yaklaşık altı aydır burada küçük bir evde yaşayıp dağıtımcılıkla uğraşıyordum.Yerini bilsem de gitmeye cesaretim olmuyordu.Ama Johnny sayesinde nerede olduğunu öğrenmiştim ve şu an oraya gitme cesaretindeydim.