Ask !
Nedir bu kelime ?
Birine karsi duyduğun sevginin kısaltması mı ?
Yoksa gelip geçici , her şey gibi sonu olan bir duygu mu ?
İnsan nasıl anlar aşık olduğunu .
Her onu gördüğünde kalp atişlarının hızlanması mı kanıtlar aşkı .
Yoksa gözlerinin içine bakarken kiyamamak mi ...
Aşk kimi zaman ateşle oynamaktır yanacağını bile bile
Bazen imkansıza oynar ve hayatın bizi üzdüğünü sanırız.
Suçlu olan hayat mı ?
Belkide kader ...
Suçlarız kimi zaman kendimizi yanlış işlere kalkıştığımızı düşünerek
Sonra yalan dünya deriz ...
Başkalarına suç bulurken aslında unuturuz kendimizin en büyük suçlu olduğunu .
Bomboş sokaklarda dolanır dururuz amaçsızca .
Aşkin bizi bulup mutlu edeceği günü bekleriz .
Doğru mu bu yaptigimiz yoksa en büyük hata mı ?
Günler su gibi akip gider ve bir gün biriyle tanışırsın kim olduğunu bilmeden.
Kader dersin ama asla doğru kişi olmayacaktır o .
Neden olmadi diye sorarsin kendine hayırlısı değilmiş dersin .
Kalp kırık beden yorgun düşmüştür
ama yine de küçücük bir umut vardır kalpte .
Nasil olmasin ki !
Yeni birinin geleceği hayali ile yaşar insan .
Kalbine ufacik bir aşk tohumu atıp onun yeşereceği günü bekler , helali olacağı kişiyi.
Dua eder insan hayatını aşkını paylaşacagı bir kişi ister .
Allah (cc) kimi kapisindan geri çevirmiş ki !
Duasi kabul olur ...
Öyle biri çıkarki karşısına diğer bütün gidenlere teşekkür eder insan .
O artık her şeyi olmuştur kırık yorgun hasta kalbini ona emanet etmiştir
Artık onu sadece kendisi için değil mevlası için sever .
Aradığı aşkı bulmuştur insan ama artik anlamıştır onun kalbinde kendini değil rabbını bulmayı beklemiştir ve işte insan aşk bu kadar acımasız değil !
Sadece doğru zamanda doğru kişiyle ayni yolu paylaşmayı bileceksin ve işte insan artık gerçek aşkı bulmuşsundur .