...Yok...
Sınıftaki herkes, Irene dahil, algılamaya çalışıyordu. Bu mümkün olamazdı. Hiçkimse buraya bu kadar büyük bir özgüvenle, elini kolunu sallayarak polis taklidi yapabileceğini düşünecek kadar aptal olamazdı. Irene'in aklında oluşturduğu 2 olasılık vardı. Fakat bu iki olasılığın da kendi içlerinde sorunları vardı. Öncelikle bu adam polis memuru olamazdı, hiçbir polis, özellikle katil yakalamakla görevli olanlar, polis kartını unutacak kadar sorumsuz olamazdı. Bu adam gerçek polisse bile, ancak acemi bir polis memuru olabilirdi. Fakat ustalık gerektiren bir işe hiçbir deneyimli polis memuru aptal bir memuru tek başına göndermezdi. Polis olduğunu iddia eden adam polis memuru değilse bile, Mrs Pee'nin bir cinayet işlediğini kısa sayılacak bir sürede öğrenmişti. Bu kişi illaki etraftaki kameralara ulaşabilecek birisi olmalıydı. Civarda insanların alışveriş yapabileceği tek bir yer vardı. O da 100 metre , belki daha fazla uzaktaydı. Herhangi bir şekilde sokaktan geçen birinin gördüğünü varsayarsak, bunu polise şikayet etmemesi ve Mrs Pee'nin işyerine ulaştıktan sonra 30 8. sınıf öğrencisinin önünde polislerin sıklıkla kullandığı suçlama tekniğiyle Mrs Pee'yi yakalama çabasına girmesi imkansıza yakın bir olasılık. Çılgınca! Bu kişinin kameralara ulaşabilen bir hacker olduğunu varsayarsak, bu kişinin en büyük ayrıntıyı, polis memuru kartını hazırlamadan Mrs Pee'yi suçlaması nasıl mümkün olabilir? Her şeyden de önce, bu kişi bir polis memuru değilse neden Mrs Pee'ye yakalamaya çalışsın ki?" Irene küçük bir konuşma hazırlamazsa, tablodaki yerini, ve tablodaki üstünlüğünü, hatta tablonun kendisini kaybedecekti. Sınıfı istediği konuda kandırmak zor olmazdı, ama nasıl kandırmalıydı? Kimin tarafını tutmalıydı? Polis olduğunu söyleyen adamın mı? Yoksa Mrs Pee'nin mi? Mrs Pee hakkındaki her şey ortadaydı, Mrs Pee ile iş birliği yapmak eline büyük bir 0 verirdi. Biriyle iş birliği yapacaksa bu, polis olduğunu söyleyen adam olmalıydı. Peki ya... Nasıl bir yalan söyleyebilirdi? Söylediği yalandan sonra bu adama ulaşamayacak olursa, yalanı yine eline büyük bir 0 verirdi. Eğer ki bu adam Mrs Pee'yi tutuklarsa bunu gizli bir şekilde, iz bırakmadan yapacaktı. Bir kalemi eline aldı, beynindeki notları birleştirme çabasına girişti.
1. Mrs Pee burada kalmalı.
2. Polis olduğunu söyleyen suçtan arınmalı.
3. Mrs Pee suçtan arınmalı.
Yalanının çizgileri şuan belliydi. Yalanını hazırlamıştı. Şuan tek gerekli olan, kendinden emin, hür konuşmasıydı. Beklemeye vakit yoktu, konuşmalıydı, büyük bir kahkaha attı, Polis memurunun yanına birkaç saniyede ulaştı, kolunu kavradı ve yüzüne gülünç bir ifadeyle baktı:
-Aaron , bu oyunu bozmak istemezdim ama, arkadaşlarımı ve Mrs Pee'yi haddinden çok korkuttun !Bay Lovato, Aaron Lovato... Kuzenim olur. Bu sene New York Film Academy'de ciddi bir eğitim gördü. Okulu 4. olarak bitirmiş. Hepimizi... Hepimizi gururlandırdı! H-hatta o hep öne çıkardı.. Hepimiz, ailecek, ona imrenerek bakardık. Fakat şunu eklemeliyim ki, daha demin de şahit olduğunuz gibi biraz delidir. Yeteneklerini sınamak istediğini bana söylemişti! A- ama böyle bir şeyi beklediğimi söylesem yalan olur. Gerçekten 10'da 10 oyunculuktu... Aaron! Bence onu sadece benim değil, genel olarak; hepimizin bu muhteşem kurguyu değerlendirmesi gerekir. Sonuçta bu sahnenin seyircileri bizlerdik, seyirci sahnenin efendisidir.
Irene nefes nefese kalmıştı. Bu yaptığı büyük şovu herhangi bir ajans'ın elemelerinde yapsaydı okulda her gün onun tabiriyle "işkence" görmesi gerekmezdi. Konuşmayı gerçekten mükemmele yakın bir şekilde yapabilmişti fakat bunu belli etmekten sınıftakileri ne kadar aptal bulsa da çekiniyordu. Şimdi, her şeyi bitirmişken, tek yapması gereken insanların yüz ifadelerini inceleyip ne kadar inandırıcı olduğunu öğrenmekti. Yaptığı şey çılgınlıktı! Mrs Pee'nin yüzüne göz ucuyla baktı, Mrs Pee Irene'e elinde olmadan minnettarca bakıyordu. Sınıftaki bakışları yakalamaya çalıştığında ise sürüyle bezgin bakış yakalamıştı. Irene kahkaha atmak istiyordu. Çünkü yaşıtlarının bezgin bakışlarının anlamı olayın sıradanlaştığına inanmalarıydı. 30 öğrenciyi ve bir de katili muhteşem konuşmasına inandırmıştı. Fakat en önemli şeyi unutmuştu; polis memuru olduğunu söyleyen adamı, Irene'in koyduğu isimle, Aaron Lovato. Lovato onun yalanını destekleyecek miydi, yoksa her şeyi gün yüzüne çıkarıp Irene'in yalanını ortaya mı çıkaracaktı? Her iki durumda da, Irene Lovato'nun kim olduğunu öğrenebilirdi. Lovato'nun yüzüne baktı. Lovato Irene'İn ne yapmaya çalıştığını anlayacak kadar zekiydi, ama neden yaptığını herhangi bir insan düşünerek bulamazdı. Çünkü 14 yaşlarında bir kızın sadece bu adamın kim olduğunu merak ettiği için böyle büyük bir kurgu oluşturacağına inanmak imkansızdı. Ama Irene'İ bu hayatta en memnun eden şey sonuçtu. Ve ulaşmak için birinin, kendisi dahil, feda olması gerekiyorsa bu sorun olmazdı.
Zilin çalmasına 30 saniyeden az vardı. Irene'in saniyeler içinde kendine belirlediği ikinci bir görev vardı. Kimse Sözde polis memuruyla diyaloğa girmeden sözde polis memurunu sınıftan uzaklaştırmalıydı. Irene'e göre Sözde polis memuru beceriksizdi. Biri onunla diyaloğa girerse, her şey mahvolabilirdi. Zilin çalmasına şuan 5 saniye vardı. Irene sadece birkaç saniyeliğine de olsa, stresten ne yapacağını şaşırmıştı. Ve sadece o birkaç saniyede verdiği kararla, sonucu mahvetmişti.
Bir hışımla sözde polisin kolunu tuttu. Sınıfın kapısından dışarıya fırladı. Artık dikkatleri üstüne çekmek umurunda değildi. Sadece sonucu istiyordu. Etrafa bakındı, öğrenciler her yeri kaplamıştı. Kantinde konuşması söz konusu bile değildi. Tuvaletler; onlar çok dikkat çekiciydi. Spor salonu en çok yankı yapan yerdi, tek bir zıplama bile tüm okulda yankılanabiliyordu. Okul sanki gizli konuşmaları engellemek için inşa edilmişti. Fakat her maddenin bir zayıf noktası vardı; okulun zayıf noktası ise merdiven altıydı. Bodrum kata inerken kapatılmış olması gereken merdiven aralığı 3 yıldır kırıktı. Burası Irene'İn yaklaşık 3 yıldır gizli yeriydi. Bu delik direkt olarak bodrum kata çıkıyordu. Delikten içeri girdi, ardından sözde polisi peşinden sürekledi. Birkaç soluk aldıktan sonra konuştu:
-Kimsin?