Adam durdu, etkilenmişçe baktı. Bu zekice, büyük kurgu, birkaç saniyede kurulmuştu. Bu profesyonel kurgucu kız, Irene, sınıfın önünde taktığı maskeden, sakinlikten, kurtulmuşken kesinlikle korkutucuydu. Adam Irene'i inceledi; siyah, boynuna gelen ve beceriksizce kesilmiş yağlı saçları, elaya yakın renkli gözleri, hafif belli olan göz altı morlukları, bembeyaz teni ve zayıf, şekilsiz vücudunun imajı hiçbir şeyde yoktu. Bakışları, onlar bir iş adamınınki kadar hırslıydı. Bir şey koparmak istiyordu. Fakat adam birkaç saniye sonra bu gözlem oyunundan sıkıldı. Konuştu:
-Bugün neyse ki güzel birgün, kartımı alıp geleceğim. Merdivenlerin arası, bodrum kat.
Irene şimdi her şeyi birleştiriyordu. Bu adam açık seçik bir şekilde, çekinmeden, yer belirtmişti. Irene şuan bu adama büyük bir öfke duyuyordu. onu buraya kadar getirmek için yok sayılamayacak kadar çok engel aşmıştı. Ve o, şuan her şeyi ortaya çıkarıyordu. Belinden adamın yanına giderken her ihtimale karşılık sakladığı maket bıçağını çıkardı, bu gizemli adamın karnına bıçağı saplayacaktı. Sonuç yoksa, adam da yok olacaktı. Bıçağı belinden çıkardıktan birkaç saniye sonra, karanlıktan çıkan bir el bıçağı Irene'in elinden aldı ve sadece bununla kalmadı, bıçağı Irene'in boğazına dayadı. Bu bir tehditti, eğer onu herhangi bir nedenden dolayı öldürecek olsalardı şuan öldürmüşlerdi. Irene sadece bunu biliyordu. Karanlıktaki el konuştu:
- Sinir, ha? Seni yoldan çıkaracak, hedefinden saptıracak şey bu.Bu kadar uğraştıktan sonra... Duyguların, öfken yüzünden pes ediyorsun demek. Anlaşılabilir, ama aptalca. Şunu da söylemeliyim; senin kişiliğini anlamamızda yararlı bir ipucu da sayılabilir. Ama amacını anlamamızda yardımcı değil. Irene Lovato, şuan burada senden hedefini anlatmanı rica ediyoruz. Aksi takdirde can güvenliğin konusunda sana bir güvence veremeyeceğimizi bildirmem gerekir.
Irene dediklerini düşünmeye, cümleyi kaset oynatırcasına baştan sona tekrar tekrar dinlemeye başladı. Fakat bunu boğazında bir maket bıçağı dayanmışken yapmasının neredeyse mümkünatı yoktu. Adamın Konuşmasından hatırladığı tek cümle şuydu "Aksi takdirde can güvenliğin konusunda sana bir güvence veremeyeceğimizi bildirmem gerekir." Her cümle ve her maddede olduğu gibi burada da bir ipucu vardı:
-Demek 2'den fazla kişisiniz, ha? Bu tehlikeli... Peki ya... Evet! SVC... Aslında sizi anlayamayan benim. Amacınız kendinizi saklamak, ama böyle aptalca cümleler kuruyorsunuz. Can güvenliğim konusunda bana bir güvence veremez misiniz? Sadece kom-
Adam Irene'in lafını böldü. Açıkça söylemek gerekirse Irene'in aklında birleştirdiği yap-boz parçaları umurunda değildi. Sadece neden bu adamı kurtardığını merak ediyordu, ve güzel bir gerekçe bulamazsa kızı bırakacaktı.
-Neden, Irene Lovato. Fazlası, aklındakiler ilgimi çekmiyor. Nedenini söylersen gitmene izin vereceğim. Güzel bir pazarlık, ha?
-Evet, belki öyle gözükebilir. Ama hayır, bu pazarlık gerçekleşirse buraya kadar yaptıklarım boşa gitmiş olur. Beni aptal yerine koyuyorsunuz! Bunun için 30 kişiyi, hayır daha fazlasını, senaryoma inandırmam gerekti! Ve şimdi bana diyorsunuz ki, Neden bunu yaptığını anlatırsan gitmene izin verebiliriz. Hayır, güldürmeyin beni. Buradan amacıma ulaşmadan çıkmayacağım. Burada şartları koyacak olan benim, kabul etmezseniz de beni öldürerek teklifimi reddedebilirsiniz. Ortada sizi tehdit edecek biri kalmaz. Güzel pazarlık, ha?
Adam sustu, şartı dinlemeden reddedebilirdi. Ama şartı gerçekleştirdikten sonra Irene'i öldürmek de bir seçenekti. Maddi getirisi olan bir şey isterse, biraz para verip onu öldürmek eğlenceli olabilirdi.
-Şartım şu, Mrs Pee'yi neden istediğinizi söyleyin, ben de size nedenimi söyleyeyim. Yalnız, güzel bir açıklama istiyorum. Doğruluğundan emin olmadığım sürece nedenimi söyleme taraftarı değilim. Tabii bir şey daha var; benim nedenimi neden bu kadar istediğinizi de açıklamanız gerekecek.
Adam küçük düşüncelere daldı; Mrs Pee'yi neden istediğini burada söyleyemezdi. Buna ne yetkisi yeterdi, ne de tam olarak nedenini biliyordu. Ama Irene'e bildiği kadarını anlatması yeterli olabilirdi. Sonuçta kız daha fazlasını isteyemezdi. Yalan da söyleyebilirdi. Irene ne kadar zeki bir kız olsa bile, o da iyi bir yalancıydı. Bir şey kaybetmezdi. Ama kararını derhal vermeliydi ki daha inandırıcı olsun. Biraz düşündükten sonra aklına üçüncü bir seçenek geldi. Bu şartı kabul etmek zorunda değildi. Irene'İn nedeni sır olarak kalabilirdi. Fakat buna üst mevkilerinin evet demesi gerekirdi. O, burada sadece emirleri uygulayabilirdi. İmajını mahvetmeyi göze alarak Irene'i bıçakla tehdit etmediği sol eli ile telsize bağlandı. Sonrasında karar değiştirip yeni adıyla Aaron'a seslendi.
-Telsiz, Aaron. Bu arada, Aaron seçilecek en çirkin isim olabilir. Yine de iyi bir senaryoydu.