Bölüm 1

27 2 15
                                    

"Unutursan kalbim kurusun!"

"O ihtiyar bunak ve müritleri bunun hesabını ödeyecek." Bütün konak yurtdışından henüz dönmüş olan küçük beyin sesiyle inliyordu adeta. Yedi yıla aşkın süredir huzur ve sessizliğe doymuş konak çalışanları bu hengame karşısında korkuya kapılmış durumdaydılar.

"Efendim, büyük efendinin talimatları doğrultusunda hareket edildi." Bu cevap karşısında uykusundan yeni uyanmış olduğunun verdiği huysuzlukla, daha da zıvanadan çıkan genç efendi. Tarihi binanın mistik havasına tezat, açık teras penceresine dayanmış asırlık meşe ağacı sakinlerini bile korkutup kaçmalarına sebebiyet verecek yüksek bariton sesiyle

"O kart ihtiyar tüm valizlerimi çöpe göndermekle ne gibi bir çıkar gözetmiş olabilir, söyler misin bana?"

Küçük efendinin çakmak çakmak yanan gözleri karşısında vereceği cevabın tatminsizliği karşısında tedirgin olmaktan kendini alamayan orta yaşı hayli uzun zamandır aşmış olan kâhya

"Babanız yurt dışında takındığınız tarzı pek tastif etmediğini ve burda tekrar takınmanızı zinhar yasakladı ve bu amaç doğrultusunda bazı yükümlülükler yöneltti biz çalışanlara." Çalışan kısmına vurgu yapmaktan kaçınmayan kâhya emir kulu oldukları alanen beyan ederek sorumlu konumundan sıyırılma çabasını bir kez daha denemekte geri durmadı.

"Ayrıca babanız bu akşam üstü olan resepsiyona sizin de katılmanız gerektiğini belirti." Diye konuşmasını devam ederek dikkati başka tarafa çekmek istedi. Öfkeyle ağzını açmış genç, amacını fark ettiğinde tekrar ağzını kapattı. Gözlerini kısarak onu sakinleştirilme çabasına sinsi bir dudak bükmesiyle geri püskürtü.

"O halde sevgili babam gece için giyeceklerimi de tedarik etmiştir. Öyle değil mi?" diyerek tek kaşını kaldıran genç, ani konu geçişleriyle afallayan kahyasına hitaben.

Babasıyla arasında süregelen kuşak çatışması denmeyecek ağırlıkta ve derinlikte olan problemleri tekrar gün yüzüne çıkması her iki taraf için ağır tahribat anlamına geliyordu. Uzun süre yurt dışında edinmiş olduğu -kısıtlı da olsa- özgürlükten sonra bu yaptırımlar özgür genç ruhuna yapılmış bir suikast olarak görmek onun için hiçte zor olmayan bir durumdu. Daha fazla tartışmanın yersiz olduğu bilinciyle hareket etmeye karar verdi. O da biliyordu ki konunun muhatabı karşısında ki despot ölmeye yüz tutan buruşuk surat değildi.

"Elbette efendim smokininiz odanıza bırakıldı bile." Fazla resmi ortamlardan hep kaçınan bir kişiliği olduğundan mütevellit yüzü buruşan genç, üstüne uygun bir şeyler satın alacak vakti var mı diye saatini yokladı. Neyse ki sabaha karşı beşte uçaktan indiği için eve girer girmez salondaki koltukta uyuya kalmıştı ve saati hala kolundaydı. Haliyle üstündeki kıyafetlere yol kokusunun sinmesiyle birlikte kırış kırış olmuştu. Hoş ona kalsa davete bu kılıkta gitmesinde sakınca yoktu ama babasını ifrit etmek için daha iyi yolar izlemeye kararlıydı.

" Şu resepsiyon saat kaçta demiştin?" kabullenişini gören kahya sinsi bir sırıtmayla cevap verdi. Ne de olsa işin zor kısmını atlatmıştı.

"Aslında bakarsanız efendim şu an da yarım saat geciktiniz bile."

Cevap kaşısın da yeterince tedirgin olmadığı için kendine kızsa da babasına söz vermişti , o davete katılmalıydı ama zamanlama konusunda teminat vermediğine yorumladı vurdumduymazlığını. Babası onun karakteri hakkında -üstün körü de olsa- birkaç fire sahip olduğunu biliyordu ve bu nedenle dert olacağını düşünmüyordu. Ama elini çabuk tutması gerektiğini bilerek kahyayı es geçerek nerdeyse yönünü unuttuğu eski odasına yol aldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İn La KeshHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin