Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öğrenciler, Jimin'in nihayet içeriyi görmesine izin verecek şekilde birkaç öğrenci olarak dışarı çıkmaya devam etti. Jeongguk'un güzel yüz hatlarını kırıştırarak ve kaşlarını çatarak eşyalarını düzenlediğini gördü. Jimin içeri girdi ve Jeongguk'un onu fark etmesi için arkasından sıkıca sarıldı, Jeongguk anında korkup irkilmişti ancak etrafındaki misk kokusunu tanıyınca hemen rahatladı. "Beni özledin mi bebeğim?" Jimin genç olana sordu ve yüzünü erkek arkadaşının saçına yaslayıp tatlı kokusunu soludu.
"Hyung," Jeongguk mırıldandı ve Jimin'e doğru döndü. Yüzünü erkek arkadaşının boynuna bastırıp sevimli bir şekilde mırıldandı: "Seni çok özledim Hyung." Jimin gülümsedi ve genci daha da sıkı sarmaladı. "Neden eşyalarını düzeltmeye devam etmiyorsun, böylece sen ve Hyung'un artık eve gidebilir, değil mi? Eve gittiğimizde bebeğime bol bol sarılacağım, kulağa nasıl geliyor?" Jeongguk cevap olarak gülümseyerek başını salladı ve eşyalarını düzeltmeye devam etti.
Sakin geçen anları, sınıfın kapısının oradan gelen sessiz bir 'merhaba' ile kesintiye uğradı. Başlarını sesin geldiği tarafa doğru çevirdiler ve Jeongguk'a bakan üst sınıf öğrencisi bir erkeği gördüler. Erkeğin kahverengi saçları ve dolgun dudakları vardı. Elinde pembe bir zarf ile Jeongguk'a doğru yürüdü ve Jimin'in bakışlarından kaçarak Jeongguk'un ellerini tuttu. "Uh hey, Jeongguk," sözüne başlayıp yüzünü aşağıya doğru eğdi. "Ben sadece sana bir şey vermek istiyorum." Dedi ve elindeki zarfı verdi, buna karşı Jeongguk küçük bir gülümseme ile karşılık verdi.
Bu olay, Jimin'in dudaklarından bir hırıltının kaçmasına neden oldu. Üst sınıf öğrencisi olan erkek ise yüzündeki gülümseme ile sınıftan ayrıldı. Az önceki sakin ortam bir anda yoğun bir gerginliğe dönüştü. Jimin gencin eşyalarının geri kalanlarını aldı ve çantaya doldurdu. Jimin çantayı omzuna aldı ve park ettiği arabasına doğru giderken Jeongguk'un elini sıkıca tuttu. İkisi de arabaya binip Jeongguk'un dairesine giderken hiçbir kelime söylemediler. Jimin, direksiyonu çok sıkı tuttuğu için elleri beyazdı ve çenesi çok gergindi.
Daireye geldikten sonra Jimin her iki çantayı da öfkeli bir şekilde oflayarak yan tarafa bıraktı ve elini Jeongguk'a uzattı. "Bana şu sikik zarfı ver." Dedi Jimin ve açıkça öfkesini dindirmeye çalıştığı belli oluyordu. Jeongguk uysal bir şekilde başını salladı ve sorgulamadan zarfı verdi, Jimin'i daha da sinirlendirebileceğinden korkuyordu.
Jimin zarfı açtı ve içinde düzgünce katlanmış pembe bit kağıt buldu. Hızlıca kağıdı açtı ve aklındaki sorular hızlıca cevaplandı. Erkeğin adı kağıtta yazdığına göre Jin'di ve bu bir aşk itiraf mektubuydu. Mektubu bir kenara attı ve dikkatini ona endişeyle bakan erkek arkadaşına verdi. Gence yaklaştı ve onu kucağına doğru çekti. "Seni işaretleyeceğim, bebeğim. Herkes senin zaten başka birine ait olduğunu öğrenene kadar işaretleyeceğim. Böylece bu pislikler artık sana yaklaşmaya çalışmayacak." Diye mırıldandı ve Jimin, Jeongguk'u öptü.
⚣
Sonunda yeni bölüm atabildim😼 Sınav haftam başladığı için çok aktif olamayabilirim ama boş zaman bulduğum zaman yeni bölüm atmaya çalışırım 💖 Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💞