5|'

212 36 12
                                    

   Hızla elindeki bavula eşyalarını dolduran kocama baktım. Sonra da soğuktan çatlamış ellerime. Eskiden olsa ellerimi avucuna alır, ve o sıcak nefesiyle ısıtırdı her yanımı.

"Bu bir iş gezisi mi?" Sorduğum soruyla birlikte günlerdir ilk kez yüzüme bakmıştı. Sessizce cevap verdi.

"Evet."

   Yalandı. Daha dün sekreterini aramıştım ve en yakın seyahat tarihinin üç hafta sonra, New York'a yapılacağını öğrenmiştim. 

"Peki.. Nereye?"

"Hiroşima'ya."

"Sekreterin de seninle mi geliyor?"

"Sorguya mı çekiyorsun beni? Senden de sorularından da bıktım Jisoo. Çekil!"

   Eliyle vücudumu kenara ittirdi ve bavulunu sürüyerek odadan çıktı. Yerimde kalakalmıştım. Birkaç dakikanın ardından dış kapının kapanma sesini duyduğumda duvardan destek alarak kendimi yatağa bıraktım. 

   Sol gözümdeki yaşın damlamasına izin verdim. Silmedim. 

   Ne kadar böyle durdum bilmiyorum, ayağa kalktım ve masanın yanındaki çekmecelerden birinin önünde eğilerek içindeki günlüğümü aldım. Ne zaman üzgün hissetsem ona yazardım. Fakat son üç dört aydır açmamıştım, Taehyung beni o kadar üzüyordu ki günlüğümü açmaya zamanım olmuyordu, ağlamaktan.

   Son sayfayı açtım. Bir not kağıdıydı bu. Yeni koyulmuş gibiydi. Sanırım Taehyung'un işiydi. Günlüğümün varlığından haberi yoktu bile ama.

"Jisoo,

   Öncelikle kısa bir not olacak. Bunu ne zaman bulursun bilmiyorum. Kasım'ın on ikisinde Hiroşima'ya gideceğim."

Bu kadar mıydı yani? Elimle bir sonraki sayfayı çevirdim. Şans eseri.

"Bu bir iş gezisi olmayacak. Üzgünüm Jisoo. Devam ettiremiyoruz. Geri dönmeyeceğim. Burada mutlu olacağım. Başının çaresine bak. Sonsuza kadar."

   Elimde günlüğümle yere çöktüm. Her şey bitmişti, ben bitmiştim. Ve en önemlisi de, barıştırmak adına aylarımı verdiğim yıldızlarımız küsmüştü. 




[minific END]

twsdnmp  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin