Erkekler Yatakhanesinde Bir Kız

2.6K 160 320
                                    

How you get that body?

5. yılındaydı ve Harry hala iksir dersinde berbat bir haldeydi. önündeki kazanı hararetle karıştırıyor bir yandan da sürekli olarak kitabındaki tarife bakıyordu. Fakat yolunda gitmeyen bir şeyler olmalıydı ki iksiri koyu kıvamlı yeşil yerine parlak bir elektrik mavisi rengine sahipti ve neredeyse duru bir şeffaflığı da vardı. Yine sıfır alacağını düşünerek başını iki yana sallarken Severus Snape'in sesi zindandan olan sınıfın duvarlarında yankılandı.

"Şu ana dek iksiriniz kıvamını alıp bitmiş olması gerekir, o yüzde iksirlerinizi şişeleyin ve isminizi yazarak masama bırakın. Ve hayır Bay Longbottom sizin bu zahmete girmenize bile gerek yok o iksir dediğiniz rezalet sıvıyı görmek dahi istemiyorum."

Neville kulaklarına kadar kızarırken Hermione onu teselli edercesine sırtını okşamıştı, Harry iksirini şişeleyip masaya bıraktıktan sonra kazanını ve eşyalarını temizleyerek masasının üzerindeki dağınıklığı çoktan kaldırmıştı. Dersin bittiğini ve öğle yemeğinin başladığını bildiren zil okulun içinde yükseldiğinde öğrenciler teker teker sınıfı terk etmişlerdi. Altın üçlü tam sınıftan çıkarlarken Draco Malfoy kapıdan süratle üzerlerine gelip Harry'nin omuzuna çarpmıştı. 

"Hey!" Harry çatılan kaşlarıyla sarışın çocuğa bakarken Draco ona umursamaz ve boş gözlerle bir kaç saniye bakıp arkasını dönmüş ve Snape'in masasına doğru ilerlemişti. Harry onun arkasından hamle yapmak için harekete geçse bile Ron onu kolundan yakalayarak durdurmuştu.

"Abi değmez boş ver onu. Snape'in önünde onunla atışırsan binamızdan en az 50 puan kırar."

Hermione de Ron'u desteklerken Harry'nin başka çaresi kalmadan arkadaşlarıyla sınıftan çıkmıştı. Koridor öğrencilerin kalabalığı ve sesleriyle aşılmaz bir hale gelmiş, boğucu ve bunaltıcıydı. Harry tam büyük salonun önüne geldiklerinde iksir şişesinin üstüne ismini yazmadığını hatırlayarak elini alnına vurdu.

"Siktir, ismimi yazmayı unuttum!"

Hermione ona hafif çatılmış kaşlarla baktığında açıkladı.

"İksir şişesinin üstüne ismimi yazmayı unuttum, gerçi değişen hiç bir şey olmayacaktı yine de sıfır alacaktım ama... Geri dönsem bir bakmama izin verir mi sizce?"

"Senden nefret eden adam dan mı söz ediyoruz, hiç sanmıyorum Harry." Ron alayla söylediğinde Harry bıkkınlıkla iç çekmiş ve omuzlarını düşürerek büyük salona ilerlemeye devam etmişlerdi, evet Harry için harika bir gün olmaya devam ediyordu.

*

Aradan bir hafta geçmişti ve yine bir iksir dersindelerdi. Geçen hafta yaptıkları iksirleri bugün deneyecekler ve notlarını alacaklardı. Harry tamamen her şeyi batırdığının farkındaydı. Hem iksir tarifle tamamen alakasızdı hem de ismini yazmayı unutmuştu Snape'in ona sıfır vereceğinden şüphesi dahi yoktu.

Snape içleri iksir şişeleriyle dolu olan kutuyu masasının üzerine bırakıp herkesin kendi iksirini almasını emrettiğinde öğrencilerin hepsi masanın etrafına üşüşerek kendi şişelerini kaptığı gibi yerlerine geri dönüyorlardı. Harry herkesin şişesini almasını beklemeye karar vermişti, zaten herkes kendi iksirini aldığında geriye sadece onun isimsiz iksir şişesi kalmış olacaktı.

Nihayet masanın etrafında kimse kalmadığında Harry ağır adımlarla Snape'in masasına gitmiş ve kutuda kalan son şişeyi almıştı.

"Bu senin iksirin mi Potter?" dedi Snape anlaşılmaz bir ifadeyle. Harry yarı sinirli yarı utanç dolu şekilde başını sallayarak onayladı.

G.E.N.E.T.İ.C.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin