♧3♧

26 4 185
                                    

Beyazın hüküm sürdüğü odada gözlerimi açtım. Yüzüme vuran güneş beni rahatsız etmiş güzel uykumdan uyandırmıştı.

Büyük yatakta doğruldum ve oturur pozisyona geldim. Gözlerimi ovuşturdum ve ayılmaya çalıştım.

Dün çok yorulmuş olmalıyım ki bacaklarım ağrıyordu ve  bitkin hissediyordum.

Kısa bir süre yatakta oturup ayılmayı bekledikten sonra rutin işlerimi yapmak için büyük ve yüksek yataktan kalkıp banyoya ilerlemeye başladım.

*
Güzel bir duşun ardından kendime geldiğimi hissettim. Dantelli sade elbisemi giyip saçlarımı yapmak için aynanın karşısına geçtiğimde kapının vurulması ile bakışlarımı kapıya yönelttim.

"Girebilir miyim?"

Kızıl saçları ve ince sesi duymamla gülümsemiş ve onaylar mırıltılar çıkartmıştım.

Gelip yatağıma oturmuş ve konuşmaya başlamıştı.

"Prensesimiz yine çok güzel."

Elimdeki aslan motifli fırçayı bırakıp Vera'ya döndüm.

"Ablacım sen şimdi beni bırak dün akşamki Prens Yuta ile olan romantik dansını anlat."

İmalı bir şekilde konuşmam onu utandırmış olmalı ki elleri ile yüzünü kapattı.

"Ooo sen aşık olmuşsun Prenses Vera."

Ellerini yüzünden çekip konuşmaya başladı.

"Ya çok komik biri. Ben onu çok sert sanıyordum. O koca aslanın içinde minik bir kedi varmış."

Söyledikleri ile kahkahaya boğulurken o konuşmaya devam ediyordu.

"Çillerimi çok sevdiğini söyledi."

Vera'da hemen yanaklarının üstünde çiller vardı. Ona  ćok yakışıyordu. Çillerini çok kıskanıyordum.

"O çilleri kim sevmiyor ki?"

Biz gülerken kapının aralanması ile ikimizde bakışlarımızı gelen kişiye yönelttik.

"Ooo birileri çok eğleniyor."

Yuna bize dik dik bakarken benim gözüme direk elbiseleri çarpmıştı.

"Neden bu kadar abartılı giyindin? Bir yere mi gidiyorsun?"

Sinsi bir şekilde gülmeye başlamıştı. Bu beni korkutuyordu.

"Ben değil biz gidiyoruz."

"NE!?!??!"

Vera ile öylece kalmış ve kuracağı cümleyi bekliyorduk.

"Ya bugün dört kız kardeş at sürmeye gidiyoruz. İtiraz kabul etmiyorum."

Kızlarla her ayda bir at binmeye giderdik ve sarayda yapamadığımız bir çok şey yapıp eğlenirdik. Ve o gün yine gelmişti ve ben bunu unutmuştum.

"Ve sen bu kıyafetlerle mi gidiyorsun Yuna?"

Vera haklıydı. Başka bir şey vardı. Yuna normalde at bineceğimiz zaman böyle giyinmezdi.

"Ablacım bugün Kızıl Diyar prensi burdaki ormanlarda ata binecekmiş."

Herşey şimdi yerine oturmuştu. Yuna, Prens Jaehyun için böyle hazırlanmıştı.

"Prens Jaehyun seni takıntılı sanıcak."

Düz bir şekilde söylediğim cümle ile Vera gülmemek için kendini zor tutuyordu.

Safir ÇiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin