Herkese yeni bölümle merhaba! Size birşeyler söylemek istiyorum kurguda bazı değişiklikler oldu size bunları söyleyeceğim. İlk olarak Zeynebin lise 2 de koleje gidecegini yazmıştık ama o lise 4 olacak lütfen yanlış için kusura bakmayın canlar :) Bunun sebebi olayların daha kolay gelişmesi :)) İkinci olarak da bundan sonra bölümleri genellikle Zeynep ve Kerem'in ağzından yazacağım. Umarım bu daha da hoşunuza gider :) Yine her türlü önerinize açığım.Herkese keyifli okumalar. :))))
Kerem
Yaklaşık 20 dk'lık yoldan sonra evin önüne geliyoruz. Arabayı park ediyorum ve neredeyse son 5 10 dk dır sesi çıkmayan Zeynebin uyduğunu görüyorum kulağına gidip " Zeynep Hanım uyanacak mısınız yoksa buradan Kerem Havayollarındaki yolculuğunuz başlasın mı? " diye fısıldıyorum.
Zeynep
Yolda uyumuşum ki Kerem'in kulağıma " Zeynep Hanım uyanacak mısınız yoksa buradan Kerem Havayollarındaki yolculuğunuz başlasın mı? " diye fısıldayıp gıdıklanmamla gözlerimi açıyorum ve kocaman gülümsüyorum. Tabiki bunun karşılığında Kerem de hayran olduğum o koskocaman sevgi dolu gülümsemesiyle karşılık veriyor. Ben tam ayaklanmaya calışacakken Kerem "Hop hop hop ne yapıyorsunuz Zeynep Hanım? O ayağın üstüne basılmayacak o kadar! " diyor. Ben de hemen "Bak bak maço da oluyoruz. " diyorum ve bilmiş bir bakış atıyorum. Kerem de bana " Gerekirse maço da oluruz güzelim " diyor yine maço bir şekilde ben de hemen "Ama ben maço Kerem'i istemiyorum elinizde varsa bir adet normal Kerem alabilir miyim acaba? " diyorum yüzümdeki şirin ifadeyle. O da bana hemen " Mimiklerini de kullanırmış.Sen istersin de ben yapmaz mıyım güzelim. " diyor ve " O zaman yolculuğunuz başlıyor bayan mimik. " diyip beni bir anda kucağına alıyor. Bir anda çığlık atıyorum ve kocaman bir kahkaha atarak " Uçur beni Superman! " diyorum. O da hayran olduğum kahkahasını atıyor ama bu sefer gülüşüne daha da hayran kalıyorum.
Kerem
Zeynep kucağımda eve girdiğimizde tabiki bizimkiler hemen sorulara başlıyor. "Zeynep iyi misin? Zeynep nasıl oldun? Zeynep canın çok yandı mı? " diye sorular arka arkaya sıralanırken ben de dayanamayıp "Arkadaşlar biz bir geçelim biraz sonra Zeynebin odasında sorgunuza devam edersiniz. " diyorum ve bunu derken bir de dejavu yaşıyorum. Merdivenlere yöneliğimizde Zeynep elini kaldırıp " İyiyim millet merak etmeyin! " diye bağırıyor. Zeynebin odasına vardığımızda onu yavaşca yatağına yatırıyorum. Zeynep yine o şirim ifadesini takınıp " Tişikkirler Sipirmin" diyor.Bunu duyar duymaz yüzümde kocaman bir gülümseme oluştuğunu anlıyorum.
Zeynep
Eve girer girmez bizimkilerin soru yağmuruna tutuluyoruz ve yine Kerem sayesinde atlatıyoruz.Odama çıktığımızda Kerem beni yavaşça yatağıma yatırıyor. Bende ona " Tişikkirler Sipirmin " diyince Kerem'in yüzünde hayran olduğum o kocaman gülümsemesi oluşuyor. Sonra bana "Şimdi sen biraz dinlen tamam mı Bayan Mimik sonra yanına tekrar geleceğim hem bizimkilere durumu anlatayım." diyor ve tam odadan çıkacakken telefonumu elime alıyorum.Hemen arkasına dönüp "Küçük hanım telefonla oynayın demedim şimdi onu elinizden bırakıyorsunuz ve hemen dinleniyorsunuz. " diyince ben de hemen " Oyun oynamıycam Superman işim var çok kısa." diye cevap verince Kerem hemen " Ne işiymiş bu çok önemli belli" diye sorunca bende " Rehberimde birinin ismini değiştirmem lazım. " diyorum.Kerem bana doğru yaklaşıyor ve telefonun ekranına bakıp gülümseyerek "İyide bu benim ne oldu adımı beğenemediniz mi küçük hanım? "" diyince ben de " Hayır canım adın çok güzel ama artık telefonumda öyle yazmayacak. " diyorum ve telefondaki "Kerem" isminin yerine "Superman! " yapıyorum Kerem bunu görünce kocaman gülümsüyor bende yüzümdeki şirin ifadeyle gülümsüyorum. Kerem de cebinden hemen telefonunu çıkarıyor ve o da telefonunda birşeyler yazıyor görmek istediğimde de " Şimdi olmaz küçük hanım" diyor bende hemen telefonumdan Kerem'i arıyorum ekranda gördüğüm "Şirinem :) " yazısıyla gülümsüyorum ve " Yaa Kereem! " diyorum o da bana " Yaa Zeynep! " diye yanıt verince "Sen benim bu dünyadaki en iyi dostumsun, sırdaşımsın.Kerem tekrar söylüyorum lütfen beni hiç bırakma.Seni gibi bir dosta her zaman ihtiyacım var. Bir de Kerem telefonumu alır mısın sende dursun biri açarsa bakarsın. " diyince Kerem'in suratı tekrar bozulsa da telefonumu alıyor ve "Merak etme Şirine benden kurtulamazsın. " diyerek odadan çıkıyor bende uyumaya çalışıyorum.
Kerem
Zeynebin odasından çıkıyorum ve merdivenlerden iniyorum. Aşağı inip bizimkilere durumu anlattıktan sonra Zeynebin telefonu çalıyor. Ben de önce düşünsem de Zeynebin dediklerini hazırlayarak telefonu açıyorum ve Efendim diyorum ve bana İyi günler kiminle görüşüyorum? diye sorulunca bende Kerem, Kerem Sayer.Zeynebin arkadaşıyım diyorum tam bu sırada bizimkiler yanıma geliyor ne oldu diye soruduklarında elimde 1 dk yapıyorum ve telefondan cevabı bekliyorum ve cevap geliyor. Merhaba Kerem Bey ben Sevgi Hastahanesi'nden Doktor Sibel Yücel'in asistanı Ayşe Gökçe Durmaz. Zeynep Hanım'la görüşmem mümkün mü acaba? ben de Kendisi şu an dinleniyor bir operasyon geçirdi ama bana da söyleyebilirsiniz. Buyrun dinliyorum. diye cevap veriyorum. Karşımdaki bayan Zeynep Hanım'ın annesi ve babası bir trafik kazası geçirdi.Durumları pek de iyi değil. Buraya gelseniz iyi olacak. Annesinin ve babasının Zeynebe ihtiyacı var. diyince başımdan kaynar sular dökülüyor. O an bunu Zeynebe nasıl söyleyeceğimi düşünüyorum ve Tamam biz en yakın zamanda geliyoruz. diyorum ve telefonu kapatıyorum. Eda hemen "Ne oldu Kerem yüzün bembeyaz oldu.Kerem kötü birşey mi var? " diye sorunca ben de "Ze, Zeynebin annesi ve babası trafik kazası geçirmiş. Ben, ben bunu Zeynebe nasıl söyleyeceğim Eda? " diyorum. Elif de "İstersen Eda ya da ben söyleyeyim. " diyor Can da hemen "Hayır abicim bunu Zeynebin senden duyması lazım. Yani böylesi daha iyi olur. diye ekliyor Eda da da onu "Bence de evet zor biliyorum ama Kerem bunu senin yapman lazım. " diye onaylıyor. Ben de gözlerimin dolduğunu farkederek " Ama bunu nasıl söylerim? Can ben Zeynebin canını nasıl yakarım? Ama evet ya bunu ben söyleyeceğim. " diyorum ve Zeynebin odasına doğru çıkmaya başlıyorum. Zeynebin odasından içeriye girdiğimde gözlerini açmış bana bakıyordu bana "Hoşgeldin Superman." diyince bendr " Hoşbuldum." diyorum tabiki rol yapma yeteneğim sıfır olunca Zeynel hemen anlayıp " Kerem sende birşey var. " diyor bende "Yoo birşeyim yok." diyorum ve bunun üzerine " Hiç boşuna mırın kırın etme ben anladım Superman. " diye bir cevap alınca hemen " Nereden anlamışmısın bakalım? " diye soruyorum cevap olarak da " Çünküüü bana hiç Şirinem veya Güzelim demedin demek ki sorun büyük. " alınca dayanamayıp " Evet Zeynep birşey var annen ve baban trafik kazası geçirmiş. Bu yüzden hastaneye gitmemiz lazım. " demeyi inanın çok isterdim ama susup kalsam da sonra " Zeynep seninle birşey konuşmam lazım. " diyorum Zeynep de " Sökül Superman! " diyor ben de hemen onun yanına oturuyorum ve bir şekilde anlatmaya başlıyorum. " Bak Şirine öncelikle sakin olacaksın. Nasıl söyleyeceğim bilmiyorumen uyurken telefonun çaldı ve bende açtım.Iaam nasıl söyleyeğim bilmiyorum.Zeynep Sevgi Hastanesi'nden aradılar. Annen ve baban bir, bir trafik kazası geçirmiş.Ama sakın endişelenme yani bu biraz saçma oldu ama bak şimdi beraber oraya gidicez tamam mı ama ne kadar zor da olsa sakin olmaya çalışacaksın." dediğimde Zeynep hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor onu o halde görünce kendimi o kadar suçlu hissediyorum ki ben, ben Zeynebi ağlatmıştım. Sonra bunları düşünmeyi bıraktım ve Zeynebe sarıldım bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlarken bir yandan da "Ke, Kerem lütfen hemen beni oraya götür. Kerem lütfen! " diyor bende "Şşt ağlama güzelim tamam gidicez şimdi ve hiçbir şey olmayacak hadi sen şimdi çantanı al bende hazırlanıp seni almaya geleceğim tamam mı? " dediğimde masumca kafasını sallıyor. Allahım, allahım ne olur Zeynebi üzecek bir olay olmasın. Zeynep üzülmesin. O üzülürse, onun canı yanarsa ben, ben ne yaparım. Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da hemen üstüme birşeyler geçiyorum ve bizimkilere durumu kısaca özetleyip Zeynep'le evden çıkıyoruz.
180 km hızla yolda ilerlerken bir yandan da Zeynebi sakinleştirmeye çalışıyorum. Zeynep bir yandan ağlarken bir yandan da " Kerem, Kerem ben onlara birşey olursa yaşayamam. Kerem biz, biz daha çok zaman geçirecektik. Babam, babam bizi kışın Uludağ'a götürecekti. Kerem, kerem ne olur onlara birşey olmasın. " gibi şeyler söylüyordu ve bu benim canımı daha çok yanıyordu. Çünkü Zeynebin de canı yanıyordu. Onu sakinleştirmek yanağına akan göz yaşını silerken bir yandan da ona " Sakin ol güzelim. Annen de baban da iyileşecek. Merak etme onlara hiçbir şey olmayacak. " derken bir anda frenlerin tutmadığını fark ediyorum ama Zeynebin endişlenmemesi için ona hemen söylemiyorum. Ne kadar dirensem de Zeynep farkedip " Kerem ne oluyor? Neden bu kadar hızlı gidiyorsun? Kerem ne oluyor söyler misin? " bunları söylerken yine gözlerinden yaşlar süzülmeye başlıyor. İşte bu manzaraya dayanamıyorum. Onu sakinleştirmeye çalışırken arabanın düzelmeyeceğini anlayınca Zeynebin kafasını göğsüme yaslıyorum ve son olarak Zeynebin şu sözü kalıyor aklımda ''Kerem ne olur bize birşey olmasın!''
Bu da böyle bir bölüm oldu :) Bakalım yeni bölümde neler olacak? Yorumlarınızı yazmayı unutmayın. Umarım beğenmişsinizdir :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşün Hayata Bedel - ZeyKer-
RomanceZeynep ve Kerem hiç umulmadık bir zamanda buluşuyor. Bakalım neler olacak...