"Hey sen! Yavaşlasana."
Hızlı adımlarla yürürken arkadamdan gelen tanıdık sesle durakladım.
"Efendim Hoseok?"
"Bu gece ne giymeyi düşünüyorsun?"
"Takım giyeceğim."
Hoseok gülümsedi. "Ona açılmanın belki zamanı gelmiştir, ha?"
Jeon Jungkook'tan hoşlanıyordum. Umutsuzca gözlerine baktım ve kendimde o gücün olup olmadığını sorguladım.
"Bugün değil, daha hazır değilim."
"Hep böyle diyorsun." Bu diyoloğu birçok kez yapmıştık ama ne yapabilirdim reddedilmekten çok korkuyorum.
Hoseok yanımdan ayrılınca yürümeye devam ettim. Gözü Jungkook'a kaydı. Arkadaş grubuyla sohbet ediyordu. Bir an bana doğru baktı ve,
"Jimin hadi yanımıza gel." dedi
Kızararak yanlarına gittim. "Bu akşamki partiye hazır mısın?" Ne kadar hazırım bir bilsen.. Jungkook gülümseyerek elini sırtıma attı. Anlık bir kalp krizi geçirir gibi oldum.
"Iı evet umarım eğlenceli olur." Onunla temas halindeyken konuşmak zordu.
Jungkook'a doğru baktım ve gözlerinin ışıldadığını gördüm. Neden böyle bakıyordu?
"Hadi ama Jiminie bu kadar çekingen olma." Yoongi hyung konuşmuştu.
Hafifçe gülümsedim. Jungkook'tan hoşlandığımı bilmiyor tabii. Jungkook'un sevgilisi geldi ve beraber gittiler. Demek ki sevgilisini gördüğü için mutlu olmuştu. Yüzümün düştüğünü anlayan Yoongi hyung beni kenara çekti
"Son zamanlarda Jungkook'a çok takıntılısın Jimin. O varken rahatça konuşamıyorsun, her yerde ona bakıyorsun, sürekli ondan bahsediyorsun, onun yanındayken kızarıyorsun. Bunlar gözümden kaçmıyor. Neler oluyor Jimin?"
Siktir, siktir. Cidden bu kadar belli ediyor muydum? Eğer doğruyu söylersem benden nefret edebilirdi.
"H-hiçbir şey hyung." İnanmamış gibi duruyordu.
"Bak, eğer bir şeyler hissediyorsan buna saygı duyarım ve kimseye söylemem ama lütfen onların arasına girme. Biliyorum bu zor olucak ama o başkasını seviyor."
Beni ne zannediyordu? Ben de biliyorum sevgilisi olduğunu. Elimde olsa ondan hoşlanmazdım ki. Çok denedim bir şeyler hissetmemeyi ama olmuyor.
"Bunları biliyorum hyung. Onları ayırmayı aklımdan bile geçirmiyorum. O mutluysa ben de mutluyum."
"Sana güvendiğimi biliyorsun. Hadi gidip akşam için hazırlanalım."
Başımı evet anlamında salladım ve Yoongi hyungla birlikte okuldan çıktık. İlk önce onun evine uğradık. Daha sonra da benim evime geldik.
Hazırlandıktan sonra az bir zamanımız kalmıştı. Hemen evden çıkıp Jungkook'un evine yol aldık. Geldiğimizde bahçede birsürü tanıdık öğrenci vardı. Jungkook ortalıklarda gözükmüyordu. Neredeydi acaba? Hoseok beni görür görmez yanıma geldi.
"Vay canına bizim küçük Jimin'imiz büyümüş de takım giyiyormuş."
"Sen geç dalganı, yine de benden yakışıklı olmuşsun."
Hoseok ile şakalaşırken gelen bir sesle irkildik. Jungkook konuşma yapıyordu.
"Öncelikle partime hoş geldiniz. Bu partinin farklı tarafı içki içmeyeceğiz. Hepimiz kahve içeceğiz ve eğer isterseniz kendi kahvenizi de yapabilirsiniz."
"Hadi ama yapma.." Hoseok tam bir içki aşığıydı ve yüzündeki hayal kırıklığını görebiliyordum. Jungkook gülümsedi ve elindeki bardağını Hoseok'a kaldırdı.
Yoongi hyung Jungkook'un arkasından gitti. Neden bilmiyorum ama içimden bir his takip etmemi söylüyordu ve ben de bu sese uyarak onu takip ettim. Mutfağa girmişti. Kapının yanına saklandım. Sadece seslerini duyabiliyordum.
"Ne yapıyorsun Kook?"
"Ah, hoş geldin hyung. Kahve yapıyordum."
"Hazır seni yalnız bulmuşken laflayalım dedim. Üzgün gibisin bu aralar."
Boşuna geldiğimi düşünüp geri dönecekken hyungun son cümlesiyle durdum. Jungkook üzgün müydü? Ben anlamamıştım. Jungkook konuşmaya başladı.
"Evet hyung, dertleşmeye çok ihtiyacım var."
Sesi üzgün geliyordu kıyamam ne olmuştu acaba?
"Ne oldu? Yoksa.."
"Evet, biz ayrıldık."
Ayrılmışlar mıydı? En son araları çok iyiydi, neden ayrıldılar ki? Bu benim bir şansım olduğu anlamına mı geliyordu?
"Ne! Neden?"
"Beni aldattı.. Onları öpüşürken yakaladım."
Hangi insan Jeon Jungkook gibi birisini aldatırdı ki. Jungkook benim sevgilim olsa dünyanın en mutlu kişisi olurdum.
"Kötü olmuş üzüldüm ama inan Jungkook öyle birisi için dert etmene değmez."
Bu kızı zaten sevmiyordum şimdi iyice nefret ediyorum benim tavşanımı üzmüştü.
"Ben de öyle düşünüyorum ama işte birçok anımız olunca unutması çok zor oluyor. Neyse geçti gitti artık. Önümüze bakacağız."
Sevinçten takla atabilirdim. Jungkookla sevgili olup o anıları unutmasını sağlayabilirdim. Hemen Hoseok'un yanına geri döndüm.
Yarım saat sonra
Jungkook ortadan kaybolmuştu. Gözlerim onu arıyorken göz göze geldik. Bıraksalar sonsuza kadar bakabilirdim. Hemen yanına gittim.
"Jungkook?"
"Ah, evet gel Jiminie."
Dudağımı yaladım ve konuşmaya başladım. "İstemeden kulak misafiri oldum sanırım.. ayrıldığınızı duydum."
"Evet öyle oldu." Jungkook iç çekti. Acaba zamanı mıydı? Kalp atışlarıma engel olamıyordum, fazlasıyla heyecanlıydım.
"Jungkook sana bir şey söylemem gerekiyor."
"Tabii dinliyorum."
Tam ondan hoşlandığımı söyleyecekken bir ses duyuldu.
"Çocuklar ben de sizi arıyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just One Day | jikook ✅
Fanfic[TAMAMLAMDI] Mini Fic Jimin Jungkook'a platonikti.. +18 ögeler içerebilir. Bunu dikkate alarak okuyunuz!