Sabah uyandığımda Jungkook yoktu. Etrafa bakınıyorken kapı açıldı.
"Günaydın Jiminie, bugün nasılsın?"
"Harika hissediyorum." Gülümseyerek cevap vermiştim.
"Bu çok güzel.. peki bunun sebebi nedir?"
Birden cesaret gelmişti. "Sen."
[Jungkook'un ağzından]
Gözlerimi açarak Jimin'e baktım. O ise utangaçça gülümsüyordu. Dün geceki olayın şoku olduğunu düşünmüştüm.
"Her neyse, bugün dinl- biraz gezmeye ne dersin?" Dolaşırsak ona daha iyi gelebileceğini düşünmüştüm.
"Eveeet, lütfen~"
Jimin çok heyecanlıydı ve tanrım o aegyo mu yapmıştı? Fazla tatlıydı.
[Jimin'in ağzından]
İlk defa Jungkook'la dışarı çıkıyordum. Çok heyecanlıydım, onunla hiç birlikte zaman geçirmemiştik.
"Atla bakalım arabaya."
Direksiyonu tutan damarlı elleri çok dikkatimi dağıtıyordu. Bana o ellerle istediğini yaptırabilirdi. İyice saçmalamaha başladım, Jungkook bana iyi gelmiyordu. Yarım saat sonra çok büyük bir alışveriş merkezine gelmiştik. Acaba ne yapıcaktık? İlk önce kesinlikle yemek yemeliydim.
"Ben çok acıktım Kookie."
"Gel yemek yiyelim."
Üst kata doğru yürüyorduk. Bir hareket yapmak istedim ve ellerini ellerime kenetledim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkook durdu ve yüzüme baktı. Bana kızmasınsan korkuyordum ama daha sıkı tuttu. İnanamıyorum bu bir işaret olabilir mi?
"Sen otur ben bir şeyler alıp geleceğim."
Başımla onayladım ve oturup Jungkook''u beklemeye başladım. Aptal aşıklar gibi sırıtıyordum. Ne yaparsam yapayım bugün çoö şanslı hissediyordum.
"Evet tatlı çocuk, afiyet olsun."
Tatlı çocuk.. sanırım burnum kanıyor. Sevinçten zıplamak istiyorum. Çok mutluyum. Hemen önümdeki yemekten yemeye başladım.
