0.7

896 97 28
                                    

izuku midoriya:
-ne demek seni öldürüyorum saçmalama lütfen çocuk değilsin
-cevap versene be
-nereye kayboldun?
-söyle bana. 
-lütfen...

gönderdiği mesajların hiçbirinin iletilmediğini fark edince yeşilli gencin yüzüne endişeli bir ifade yerleşti parmaklarıyla telefonu sıkarken. haftalar önce yapmalıydı bunu. engellemeliydi o salağı. bir süre telefonu sinirle izledi ve odada tür atmaya başladı. orada olması gerekiyordu. bir anda nereye kaybolmuştu. oydu sonuçta ona onu sevdiğini söyleyen. böyle ortadan kaybolması aşırı saçmaydı.

derin bir iç çekti parmakları titremeye başlarken. dediği her şey teker teker aklında canlanırken duyduğu ses ile telefona dönmüş, ondan mesaj görmeyi beklerken arayanı görmesiyle tüm sorunları ortadan kaybolmuştu. "selam todoroki, nasılsın?"

"iyiyim. geçen gün gelemedim kusura bakma birkaç işim çıktı. o yüzden müsaitsen şimdi bir yere gidelim dedim. sana uyarsa tabi. hem bayadır konuşmadık. iyi olabilir diye düşündüm." midoriya duyduğu şeyler ile yatağa uzanmış ve saç tutamını parmağına dolamaya başlamıştı. "bana uyar seni görmeyi bayadır istiyordum."

"güzel. o zaman yedi gibi gelirim seni almaya."

"tamam..." melez genç başka bir şey demeden telefonu kapatmış ve yeşilliyi sessiz odada bir başına bırakmıştı düşünceleriyle.

your love kills me- tododeku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin