your love kills me- tododeku

1.0

izuku:
-hey
-neredesin?

shoto:

-on dakika sonra kapındayım güzelim
-kusura bakma son saniye bir işim çıktı
-gelirken birşey almamı ister misin sana?

izuku:
-shoto adında birini istiyorum

shoto:
-hemen getiriyorum o zaman

(görüldü 12.50)

melez genç hızla üstüne geçirdiği gömleğinin yakasını düzeltti ve telefonunu cebine attı. midoriya ile çıkmaya başlamalarının üzerinden iki sene geçmişti. bir sürü olay yaşamışlardı birlikte ve şu an buradalardı...

hızla ayakkabısını giyerek koşar adımlarla çıktı evinden. kaldırıma park ettiği motoru almış ve anahtarını taktıktan sonra çalıştırmıştı. ellerini cebine daldırdı ve parmak uçlarını değdirdiği soğuk kutuyu hissedince yüzündeki gülümseme arttı. kısa bir süre sonra apartmanın önüne gelmişti. motordan inip kaskını çıkartmış ve hızla kapıya yönelmişti. hemen önünde durdu ve derin bir iç çekip çaldı zili. bir süre içerden gelen sesler sonrasında kapı ardına kadar açıldı ve midoriya üzerinde beyaz gömleği, içine soktuğu siyah kot pantolonu ile karşıladı onu. todoroki sevdiğinin yüzüne masum bir gülümseme ile bakarken önünde eğilmiş ve fısıldamıştı. "aynen sipariş ettiğiniz gibi beyefendi."

"teslimat süresi on dakika diyordu geçeli birkaç dakika oluyor ücret alacak mısınız acaba."

"sizin için birkaç küçük değişiklik yapabilirim sanırım." ikisi de gülerken içerden gelen bağırma sesi ile bakışları o tarafa dönmüştü. "gözümün önünde flörtleşmeyin siktigimin ezikleri. saat sabahın yedisi sizin yiyişmenizi duymak zorunda değilim!" todoroki gülümsemiş ve sevdiğinin elinden tutup bağırmıştı. "İzuku'yu bugünlük ödünç alıyorum bakugo geç olmadan getiririm!"

"mümkünse asla getirme!" ikisi de gülerek motora koşarken midoriya arkadan bakan sarışına dil çıkarmıştı. "ah tanrım birlikte yaşamaya başlayınca bakugonun yalnız kalacağından endişeleniyorum. seni çalmışım gibi hissediyorum."

"aman be banane." melezin ona uzattığı kaskı takmış, hemen arkasına oturmuştu. todoroki motoru çalıştırırken midoriyanin kolları göğsüne dolanmış ve kafasını sırtına yaslamıştı.

uzun süren yolları sonucunda bir tane parkın önünde durmuşlardı. saat daha erken olduğu için kimse yoktu ve tüm park onlara aitti. sonbahar yaklaştığı için her yerde olan sarı yapraklar tepedeki güneşe ayak uyduruyordu. motoru bıraktıktan sonra yürümeye başladılar. midoriya yol boyunca geçen gün yaşadığı şeyleri anlatmış, todoroki ise her zamanki gibi sevdiğinin değişik hikayelerini yüzündeki gülümseme ile dinlemişti. bir süre sonra melezin adımları durdu. bunu fark etmesiyle midoriya da dururken merakla arkasını döndü.

sevgilisinin yüzünü öyle görmek birşeyler olduğunu anlamasına yetmişti. sessizlik onları esir aldığı sırada melezin ona her yaklaşan adımda daha çok meraklanan midoriya bir süre sonra durmasıyla beklemeye başladı. yerler yaprak birikintileri ile doluydu. midoriya şaşkın bakışlarla izledi sevdiğinin sessiz suratını. hemen ardından melez hızla sevdiğinin bedenini kucağına aldı ve birkaç kere havada döndürdükten sonra kendisiyle birlikte yerdeki büyük yaprak yığınına attı. bununla ikisi de kahkahalar içinde gülerek birbirine bakarken bulutların arasından onları seyreden güneşin çilli meleğinin üzerinde bıraktığı güzel görüntü ile duraksadı. hemen ardından yüzünde oluşan yumuşak gülümseme ile dizinin üzerine çöktü ve uzun zamandır yapmak istediği şeyi yaptı...

"benimle evlenir misin midoriya izuku?"