Televizyonun Sırrı

50 1 0
                                    

Bır akşam üzeri hanım ve çocuklar yandaki komşuya gittiler,evde yanlız kaldım. Kitap okudum,televizyon seyrettim. Zile basılınca kalktım kapıyı açtım. Ama kapıda kimse yoktu? Geldim bşr video kaseti aldım kapı tekrar çalındı ve yine kimse yoktu! Ama bu sefer kapının önünde yerdebduran ayakkabımın teki kapının tokmağına asılmıştı. Ayakkabıyı alıp yere koydum. Belki çocuklar yapmıştır,dedim. Ama daha sonra hatırladım bizim binada bu işi yapacak yaşta çocuk yoktu. Kapıyı kapatıp geriye döndüğümde videonun üzerine bıraktığım kaset yoktu. Sağa sola baktım kaset kitaplıkta duruyordu.
Hanım gelince olayı anlattım. O da bazen ayakkabıları kapı tokmağına asılı bulduğunu anlatınca içimize bir kurt düştü. Ondan sonra bütün eşyalara dikkat etmeye başladık. Tuvalete,mutfağa ya da dışarı gidip geldikten sonra bitçok ufak eşyanın yerlerinin değiştiğini gördük. Tabii bunları görünce uykularımız kaçıyor,büyük korkular yaşıyorduk. Aynı şeyleri çocuklarda da görülmeye başladı. 11 yaşındaki oğlum aynaya bakamaz olmuştu "aynaya bakınca iki kol üzerime doğru geliyor,boğazımı sıkmaya çalışıyordu" diyordu.
Bu durumdan kurtulmak için doktora gittik. Hiçbir şeyiniz yok dediler. Daha sonra birçok cinciye gittik,"sizden öncekilere büyü yapmışlar" dediler. Birtakım şeyler yaptılar ama bir türlü kurtulamadık bu durumdan. Yine bir gün televizyon seyrettikten sonra televizyonun fişini çektim. Yatmaya hazırlanıyoruz,bir de ne göreyim televizyon fişi takılı olmadığı halde çalışmaya başladı. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı,koşarak evden çıktım manevi değeri büyük saydığım bir hocanın yanına zor attım kendimi. "Hocam bi çare bul buna yoksa delireceğim!" diye yalvarmaya başladım. Hoca sakin bir şekilde; "Televizyonu çalıştırmaları mümkündür,ilatken oldukları için elele tutuşup kablo vazifesi görebilirler." dedi. Ben biraz daha ısrar edince; "Tamam iyi olur,inşallah geçer." diyerek beni uğurladı. Eve geldim yattım. Sabah kalktığımda ayakkabımı koyduğum çininin bir köşesi üçgen şeklinde kesilmiş o parça un gibi gibi ufalanarak ayakkabımın içine doldurulmuştu. Hocaya sordum,hoca ayakkabıyı öylece denize atmamı söyledi. Ben de götürdüm attım,o gün bugündür evde böyle bir halle karşılaşmıyorum..

Korkunç HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin