34. Bölüm

4.3K 422 90
                                    

Kadın ne yapacağını şaşırmış bir vaziyetteydi. Önünde harem kraliçesi ve kucağında da veliahtı vardı. Kadın önünde eğilmiş ve

"Kraliçem içeri buyur eder misini?"

Demişti. Jimin kadın önünden çekilince içeri girdi ve genelde sohbet edilmek için kullanılan masanın bir kenarına oturdu. Kadın çocuklarını dışarı yollayıp omeganın karşısına geçti ve

"Kraliçem sizi görünce çok şaşırdım."

Demişti. Omega ise

"Fazla konuşmayacağım. Gördüğün gibi veliaht benimle birlikte ve paraya ihtiyacım var. Eğer bana yardımcı olursan tahta geçtiğimde seni unutmayacağım."

Demişti. Kadın ise sevinmişti ama yine de emin olmak istercesine

"Saray'a geri dönecek misiniz?"

Demişti. Omega ise

"Tabi ki döneceğim. Orası benim ve oğlunun yuvası. Alfamı bırakacağımı düşünmüyorsunuzdur umarım."

Demişti. Kadın ise sevinmiş ve

"Ne istiyorsanız veririm Kraliçem."

Demişti. Omega

"Buraya geldiğimi veya beni gördüğünü birine söylersen seni öldürtürüm. O yapma kraliçe ile iş birliği yaparsan da idam ettiririm."

Demişti. Kadın ise

"Tek Kraliçem sizsiniz efendim. Bir de kral sizi kesin affeder değil mi?"

Diye sormuştu. Omega ise alfasının onu affedeceğine emindi. Her şeyi anlattığında onu affederdi. Kadına bakıp boynunu açtı ve mühürünü göstererek

"Bunu görüyorsun değil mi? Bu mühür bende olduğu sürece ne alfam beni ne de ben alfamı asla bırakmayacağım."

Demişti. Kadın ise gülmüş ve

"Size hizmet etmekten onur duyarım Kraliçem."

Demişti.

➕➕➕➕➕➕

Jungkook ise ne yemek yiyebiliyor ne de uyuyabiliyordu. Deli gibi oğlunu arıyordu. Omegası güvende ve iyiydi bunu mührü sayesinde hissedebiliyordu ancak oğlunda bir mühür yoktu ve endişeleniyordu. Omegasının sözünü tutamamıştı. Onu yanından ayırmıştı ve oğlu şimdi yoktu. Sürekli ağlıyordu ama bu da fayda etmiyordu. Tüm ülkede arama başlatmıştı. Veliahtını bulacak ve kolları arasına alıp koruyacaktı.

O sırada içeri Ha Na girdi. İyileşmişti. Jungkook ona baktı ve daha çok ağlamaya başladı.

"Omegam beni asla affetmeyecek. Oğlumuz yok. Ha Na çok korkuyorum ya ona bir şey olduysa. Daha emekleyemiyor bile. Kaçma ihtimali de yok."

Demişti. Ha Na ise yavaşça alfaya sarıldı ve

" Hepsi benim suçum. Eğer biraz daha güçlü olsaydım onu benden alamazlardı."

Demişti. Alfa ise

"Suç senin değil benim. Omegam bana sadece onu çok sev ve asla yanından ayırma demişti ama ben oğlumu yanımdan ayırdım. Bak şimdi yanımda değil."

Demiş ve krize girmişçesine ağlamaya başlamıştı. Ha Na ise omeganın ona verdiği kazağı alfaya uzattı ve

"Bu seni biraz da oldun sakinleştirir."

Demişti. Alfa kokuyu aldığı anda susmuş ve

"Çok özledim ikinizi de Omegam. Çok."

Demişti. Sonrasında ise uzun zamandır almadığı kokuyu koklaya koklaya uyuya kaldı. Ha Na ise

"Umarım bizi affedersin. Her şey sizin güvenliğiniz için."

Demişti.

➕➕➕➕➕

Omega aldığı paralar ile ilk önce yemek malzemeleri almıştı sonrasında ise oğluna ve kendine yeni kıyafetler almıştı. Evine gittiğinde kucağında uyuyan oğlunu yatağa bıraktı ve alnını öpüp mutfağa gitti. Aldıklarını yerleştirip yemek yapmaya başladı. Mutfakta ateş yakıp yemek pişirilmek için olan yerde ateş yakmaya çalıştı bir müddet. Ateş yandığında ise oğlu uyandı ve ağlamaya başlamıştı. Acıkmış olmalıydı.

Oğlunu yedirdikten sonra uyutmak istemişti ancak uyumayacağı çok belliydi. Gözlerini etrafta ve annesinin üstünde gezdiriyordu. Omega oğlunu kucağına almış ve mutfağa gitmişti. Bebeğini omzuna yatırdı ve işlerini yapmaya çalıştı. Biraz zorlansa da kendine yemek hazırlayabilmişti. Jimin yemeğini yemeye başlamıştı. Yemeğinden ilk kaşığı alıp yediğinde komik bir surat ifadesi yapmış ve bebeğine dönmüştü. Bebeği yüzünü komik bulmuş olmalı ki gülümsemişti.

Jimin bebeğinin güldüğünü görünce yine bir kaşık yemek yemiş ve tuhaf bir yüz ifadesi yapmıştı. Bebeği daha çok gülmüştü. Jimin yemeğini bitirene kadar böyle sürmüştü. Sonrasında bebeği ile birlikte yatağa geçti ve oğlunu yatağa bırakıp yanına geçti. Onu güldürmek jimin'e hayat veriyordu. Bebeği yorulana kadar onunla vakit geçirdi ve sonrasında bebeği uyuyakaldı. Bebeğinin uyuması ile omeganın yüzünün düşmesi bir oldu.

Alfasını çok özlemişti. Bebeğinin güldüğünü görmesini çok isterdi. Bu anları onunla paylaşsın çok isterdi. Belki yıllarca ondan uzak kalacaktı ve bebeğinin büyüyüşünü göremeyecekti. Kendini çok kötü hissetmişti. Alfasının onlar olmadan çok acı çektiğine emindi ama yapamazdı. Oğlunu geri veremezdi. Omega oğluna sarılmış ve

"Bencillik mi ediyorum bebeğim? Seni babandan ayırarak hata mı ediyorum?"

Demiş ve ağlamaya başlamıştı. O gece çok hüzünlü bir geceydi. Alfa da omega da bütün gece ağlamışlardı. Oysa ki bu ayrılık onları asla ayırmamış daha da birbirlerine bağlamıştı. Ne kadar sürecek bilinmezdi ama iki tarafda özlemişti birbirlerini. Bebekleri ise her şeyden habersiz uyuyordu. Asla unutamadığı babasının kokusu ve ona huzur veren annesinin konusuyla.

💜💜💜💜💜💜

Bu gün 10 Kasım ve çok şey söylemek istediğim ama dilimin tutulduğu bir gün. Bölüm hüzünlüydü biraz çünkü pek mutlu olduğum günlerden bir gün değil 10 Kasım.

Tek diyebildiğim şey Atatürk asla ölmeyecek. Biz,bizim çocuklarımız ve onların çocukları devam ettikçe Atatürk yaşayacak. Bana göre bu dünyaya inen en güzel insanlardan bir tanesi Atatürk. Ona o kadar şey borçluyuz ki. Kelimelerin bittiği yerdeyim galiba. Söz konusu atalarımız olunca benim için kelimeler anlamsız kalıyor o yüzden çok şey yazamadım.

Sizleri seviyorum 🥰🥰🥰🥰😍

Oy sınırı 55

Heir Vice/jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin