Kasabaya 5 dakika uzaklıkta olan "Ölüm Ormanı" adı verilen bir orman vardı. "Ölüm Ormanı" denilmesinin sebebinin çok derin, büyük olması ve oraya giren kimsenin dönememesi olduğunu biliyordu. Ancak kaybedecek bir şeyi yoktu. Ormana girmek için yola devam etti. Bir anda fırtına başladı. Üstü sırılsıklam olmuştu. Ve soğuktan tir tir titriyordu... ancak yine de devam etmek istedi. Bir müddet yürüdü. En sonunda dayanamadı ve yere düşüp bayıldı. Aradan 4,5 saat geçmişti. Uyandı, hava ısınmış, fırtına bitmişti. Ancak hâlâ üşüyordu. Ormana girmekten vazgeçti ve eve geri dönmek istedi. Geldiği yoldan ilerledi. Ancak yolda bir tabelaya rastladı. Tabelada "Tehlikeli Bölge, Girilemez!" yazıyordu. Böyle bir tabela hiçbir zaman olmamıştı. Ve ormana giderken de yoktu. Kendi kendine:
- Böyle bir tabela yoktu? nasıl olur?!!
Diye söylenmeye başladı. Ancak tabelanın gösterdiği yoldan gitme cesaretini göstermişti. 50 metre gibi bir yol gittikten sonra, karşısına bir at çıktı. At ölmüştü, kanlar içinde yerde yatıyordu. Dehşet içinde hemen oradan geri dönmek istedi. Ancak geldiği yollara taşlar düşmüştü. Taşlardan tırmanmaya çalıştı ancak düşüp kafasını vurdu ve bayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terk Edilmiş Kasaba
HorrorEski zamanlarda terk edilmiş bir kasaba'nın yaşanan tüyler ürpertici hikayeleri.
