Hayat bir trendir istasyonu ise mezar

9 0 0
                                    




Sevdiğinin kıymetini yanındayken anlayamıyor dedi saygıdeğer edebiyatçının önünde ki soru.
Y araya mesafe girecek hasretten Özlem'den burnunun direği sızım sızım sızlayacak ve

yahut bir daha görememek üzere evvela bu dünyadan göçüp gidecek. Evvela içimiz hep bir hoşçakal ülkesi keza yüreğimiz düşlerimiz enlazdayken de yüreğimiz sürgünde değilmi birazda.
Ancak o zaman anlaşılıyor insana dair bazı şeyler. Değen denen kavram o vakit dank ediyor insanın beynine sağ kalanın tabi.
Keşkeler kucaklıyor sevdiğini kucaklamak yerine....
Suyun bile hışırtısı toprağın hışırtısından farklıyken sevginin karşılıksız olması tarif edilemez fevkalade acı Rüveyda.
Sonuçta su kendi doğal haliyle ses yankısı verir.
Yalnız toprak bir yağmurda yada bir rüzgarda savrulur. İnsan da karşılıksız sevince savruluyor. Bu yüzden bulutlara değen kaleler ördüm sardım çoraklaşmış bedenimi kalın sularla kapladım merhametimi
gövdemi siperhane ederken zorluklardan
Geçmiş olsamda bir yanım paramparça belli etmezken poyraza mahal vermeden.
bastığım dikenler yalın ayaklarıma kimse merhem sürmedi kendi mutluluğunu kendim inşa etmedim yada inşa etmek için çaba sarfetmedim. Başkalarının üzerine inşa edilmiş mutluluktulara tanık oldum keza acılara müptela oldum. Oldum olası karamsarlığımı yenemedim.
Ve hala kalem tutacak bir elim kaldı ömrümün sonbaharında.
Çocukluğum geçtiği sokaklara bakıyorum kendimi buluyorken soğuk ve dar sokaklarda gece kondu evler aklıma geliyor.
Göz yaşlarımın sel olduğu zamanlarda Dicle nehrine akan kanım karışıyordu.
Yağmurun inceliğinden zerrece miskal incinmeden içimdeki yangınlar bir şiir dökerek yaşıyorum şimdilerde dedim ya bir coğrafyanın ortasında yalın ayaktım. Sırtımda bıçak isleri yoktu ama bıçak gibi delip deşen sorularla zulamda saklıdır. Beslenme çantam da iki dilim ekmek bir dilim otlu peynir ve domatesle açlığa hüküm vermeden yaralarıma en acı çayı demleyen bahçıvana tanık oluyordum.
Zaman akıp giden bir şey ama benim için nerde durdu biliyormusun seni sevmiyorum dediğin gün sanki dünyam bir nevi felce uğramış karanlık bir sokağın ortasında beliren aya çarpılmış bir yüreğim ve ayazda üşütmüş bir bedenim o zaman benim için durmuştu.

Ve kalbimden notlar....Where stories live. Discover now