special

1K 108 82
                                    

"Omi-omi! Lütfen o dezenfektanı bırakır mısın!? Görevliler her dâim ellerini yıkıyorlar zâten!"

"Bir virüsün ne zaman geleceğini bilemezsin. Sıkar mısınız lütfen?"

Görevli kız utana sıkıla sıkmıştı Sakusa'nın uzattığı kimyasal ürünü. Geldikleri alışveriş merkezinde yeni evlerine eşya almak için dolanıyorlardı. Ama Atsumu içten içe biliyordu, o gelen eşyalar sterilize edilmeden 1.5 hafta boyunca yerde ve boş evde uyuyacaklardı. Gerçi onun için hava hoştu, o Omi-omi'sinin divine kedi gibi kıvrılıyor, sıcacık bedenine yapışıp kımıldamadan uyuyordu. Ama işin zor yanı, tutulacak olan bedenleriydi. İşe giderken ve işte iken yaşayacağı zorluğu düşünmeden edemiyordu.

O bir öğretmen olsa da, kendisi mükemmel bir biyoloji öğretmeni olmuştu, Omi-omisi çalıştığı şirkette hiç rahat bir pozisyonda durmuyordu. Her gün ayakta, insanlarla konuşarak geçiriyordu günlerini. Tutulan bir bel, bir omuz onun için çok kötü olacaktı.

Ne yazık ki, böyle olmasını da kendisi istemişti.

Atsumu ofladı, onlara utanmış şekilde kataloğu uzayan görevliye teşekkür etti. Eline kenetli eli çekiştirerek oradan hızlıca ayrılmıştı.

Bir açıdan alışmıştı Atsumu sevdiği adamın bu hâllerine. Sadece kendisinin dokunmasına izin veriyor oluşu hoşuna gidiyordu. Diğer herkese karşı olan mesafesi, dik duruşu ve insanlara attığı o iğreltili bakışları görmek... Kendini özel hissediyordu. Fakat bazı durumlarda o bile engelleri aşamıyor oluyordu.

Sakusa ilk ona açıldığı günden sonra, ancak iki yıl sevgili kalmışlar ve öyle dudaklarının tadını tekrar alabilmişti. Çok sabır dilemişti Atsumu. Bütün arkadaşları onun artık Atsumu'yu sevmediğini, onu kendisinden uzaklaştırmak için yaptığını söylüyordu sarışın çocuğa. Ama o inanmamıştı hiçbir zaman o boş insanlara. Çünkü Sakusa'nın durumunu en iyi o biliyordu. Neyin olup olmayacağını en iyi o anlardı.

Zâten 5 yıl daha sevgili kalmışlar, bu senenin haziran ayı gibi de Sakusa onunla aynı evde yaşamayı teklif etmişti Atsumu'ya. Bu onu çok şaşırtmıştı. İlk baş duyduklarına hiç inanmamış, şaka yaptığını sanmıştı Sakusa'nın. Gözlerine ciddiyetle bakan adamın parıştılarını görünce anlamıştı Atsumu onun niyetini. Bir çırpıda, artık Sakusa'nın alışmıştı, o dudakları birleştirmişti Atsumu.

Şimdi ise bir alışveriş merkezinde el ele tutuşarak alacakları eşyalara bakıyorlardı. Satın aldıkları ev şehirden uzak, insanlardan ise olabildiğince uzak bir yerdi. Burada ölseler, cesetlerini birkaç ay sonra bulurlardı, öyle bir tenha yer. Ancak doğa ile iç içeydi. Her tarafta çiçek, ağaç, çeşit çeşit bitki ve hayvan vardı.

Sakusa bu ortamı seviyordu. Atsumu da onun ortama baktıkça huzur bulan gülümsemesini, çatılmayan kaşlarına bakmayı seviyordu.

Sakusa, Atsumu'nun mutluluğu olmuştu bu sürede.

Aynısı Sakusa için de söylenebilirdi.

"Tsum, şu mavi renkli tuval güzel gözüküyor."

"Biz de böyle bir yapabiliriz Omi-omi, malzemeleri alsak yeter."

Sakusa, maskesini altından alaylı bir şekilde baktı sevdiği adama. Atsumu gelen cümlenin sinir bozucu olacağını anlamıştı bile.

"Yoksa bize o muhteşem yeteneklerini mi göstereceksin, Bay Mükemmel?"

"Her zaman yaptığım şey değil mi zâten, Bay Eleştiren?"

"Öyle mi?"

"Öyle."

"Eve gidince bir kere daha göstersene, unutmuşum ben."

"Hemen sapıklık yap zâten. Vermiyorum lan."

Sakusa bir anda gözlerini kocaman açarak bakmıştım sevdiğine. Önüne geçip uzun boyunu avantaj olarak kullandı. Üzerine doğru eğilmeye başladı.

"Ne.Demek.Ver.Mi.Yo.Rum?"

"Bal gibi işte, vermiyorum. Avucunu yala."

Atsumu, üzerine eğilen bedenin altından hızla sıvışıp başka tarafa doğru yönelmişti. Dolaplar bölümüne.

Sakusa ise, kıyamam, sadece üzgün gözlerle bakmıştı arkasından.

Neyse, o bir şekilde alırdı istediğini. Elindeki poşetleri tekrar yüklendi ve sarışın adamın arkasından gitti.

"Omi-omi, şu dolap güzel gözüküyor. Aldığımız mobilya takımları ile uyumlu olur sanki?"

"Tsum, bunu yatak odasına almıyor muyuz, niye salondaki koltuklar ile uyumlu olsun? Yandaki daha güzelmiş."

"Ev bir bütün olmalı Omi-omi. Hiç mi ev düzenleme programı izlemedin sen?"

Sakusa düşündü, gözlerini yere eğip bir süre sustu. O sırada Atsumu ise, bu sorusunu ciddiye alan sevgilisine karşı içinden gülüyordu. Böyle olması onu fazlaca.... sevimli yapıyordu.

"İzlemedim."

"Belli o."

"Ama yandaki daha güzel."

"Omi-omi!"

"Peki peki, sustum. Söz senindir."

Atsumu, yüzündeki maskenin altından güldüğünü anladığı kıvırcık saçlı sevgilisine gülümseyerek baktı. Gözleri onun beğendiği dolapta dolanırken cidden yatak odasına güzel olacağını düşündü bir anda. Sonra da kağıdına bir şeyler yazdı. Kasada siparişleri vereceklerdi.

"Tsum, bundan sonra eve gidelim mi artık? Yoruldum. Bize vâkit kalmadı hem.."

Atsumu, kolları poşetlerden çökmüş, ağırlık taşımaktan kasları belli olan sevgilisini süzdü. Kıvırcık saçları dağılmıştı. Bir an dudaklarını ısırır gibi oldu, dağıtan o olmak istemişti. Ama sonra kendini toplamış, kafa sallamıştı kıvrık saçlıya.

Bazen düşüncelerinden geçenleri yönetenin o olduğunu düşünmüyordu Atsumu. Özellikle konu Sakusa ise.

"Hanımefendi, biz bunları alacağız. Para ve diğer konuları pazartesi günü hâlledebilirsek çok sevinirim."

"Elbette Bay Miya. İyi günler dilerim."

"İyi günler."

İki sevgili aynı anda konuşmuş, sonra ayrılmışlardı oradan. Arabaya doğru yol aldıkları sırada Sakusa, Atsumu'ya ve kendisine birkaç fıstan fazla dezenfektan sıkıyordu. Atsumu buna da, her şeye olduğu gibi alışmıştı.

Arabaya bindikleri zaman Sakusa durmuştu. Çalıştırmadı arabayı. Atsumu ona anlamaz gözlerle bakıyordu.

"Ne oldu Omi-omi? Bir şey mi unuttun yoksa?"

"Sanırım unuttum, bir baksana bu tarafa."

"Bak-"

Sakusa, maskesini çıkartmış, sarışının pembe dudaklarına kapanmıştı döndüğü anda.

Özlemle öpüyordu. Nazikçe, sıcak hissiyatını sonuna kadar kullanarak öpüyordu o güzel dudakları. Atsumu anlamıştı, o da karşılık veriyordu bu soğuk dudaklara. Öpüşmelerinin güzelliği sâyesinde ikisine de saniyeler, dakikalar durmuş gibi geliyordu. O an sadece nefesleri, birbirini ısıtan sıcak dudakları vardı. Gözlerini kapatmıştı ikisi de. Anın tadına vararak öpüyorlardı birbirlerini.

İlk ayrılan, sarışın olmuştu. Derin nefes alıyorlardı şu an. Atsumu, Sakusa'nın hiç bu kadar onu uzun ve derin öptüğünü hatırlamıyordu. Soğuk bir kış günü, yine ısıtmıştı ruhunu bu kıvırcık saçlı adam.

"Devamında da çabuk pes etme hemen."

Sakus arabayı çalıştırırken söylemişti, gülüyordu yandan yandan sevdiğine.

"Devamı mı?"

"Evde, devamı olacak elbette. Tüm gece benimsin."

doğum günün kutlu olsun aşk, yazım yanlışlarını kontrol etmedim, bu bölüm sana hediye 💜❤️ -glitterandgxld

flechazo [sakuatsu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin