Güneş ışıkları gözlerimizi alırken, Nisa'yı uyandırmaya çalışıyorduk. Hayvan gibi uykusuna düşkün olduğundan uyanmıyordu. Ela gözlerimi Beyza'nın mavi gözlerine dikerek 'bu kız olmamış' bakışımı attım. Aldığım cevap ise umursamaz bir omuz silkme oldu.
"Ela aklımda süper bir plan var." deyip sinsice sırıtan Beyza'nın sırıtmasına bende karşılık verdim. "Dostum sen işini çok iyi biliyorsun." deyip kardeşlik dansımızı yapmaya başladık. Yani kıçını dışarı çıkartarak
Çekirgeyi salıverdim,
Çekirgeyi salıverdim,
Çayıra çayıra...
Evet, bizim dans hareketimiz buydu. Hemen koşarak odamdan gazeteyi getirdim. Sinsice sırıtan Beyza'ya gazeteyi uzattım. Birbirimize bakıp sessizce güldük. Beyza gazeteyi silindir şeklinde katladı. Yavaş hareketlerle yatağın yanına adımladı. Tam yanında durup gazeteyi ağzına tutarak bağırmaya başladı.
"Oha inanmıyorum! Oyuncak orangutanımızı hain Brütüs mü, alıp götürüyor? Bunu Nisa'nın duymaması lazım!" dedi kulağına iyice yaklaşarak. Nisa hemen yataktan fırladı.
"Nerede o Brütüs! Hemen onu bana getirin! Bende Battal Gazi değilsem, onu öldüreceğim. Söyle bakalım Köpek Anutan nereye gittiler?" Nisa'nın sözleri bizim gülmemek için dudaklarımızı dişlememize neden oldu.
"Hav! Hav!" diye ses çıkardım. "Demek Bizans kralının yanına gittiler. Hazırlan Anutan yola çıkıyoruz!" diye bağırınca kahkahalarımızı daha fazla tutamadık. Kendimizi direk yere attık. Az önceki hali de neydi öyle?
"R-resmen ken-kendini Battal Gazi..." daha fazla bir şey diyemedim. Resmen kendini Battal Gazi sanmıştı. Düşününce bile komik geliyordu. Nisa'nın Battal Gaziye dönüşmesi. Gülmekten karnıma ağrılar girmeye başlamıştı. Olayın farkına varan Nisa bize kötü kötü bakışlar atıp hemen oyuncak orangutanımıza sarıldı. Ona 'nasılda yedin' bakışı atarken o bize 'sizi pis sürtükler' bakışı atıyordu.
"Seni kaybettim diye çok korktum Argoş." diyerek oyuncak orangutanımızın başını öptü. Yavaş yavaş gülmemiz kesildiğinde, derin derin nefesler almaya başladık. Kafamızı kaldırdığımızda elini beline koyup bize kötü kötü bakan Nisa Gazi ile karşılaştık. Nisa gazi. Ben düşüncelerime gülerken Nisa ve Beyza'nın bana 'Beyninin yerinde pembe götlü şempanzenin boku mu, var? ' adlı bakışlarını attıklarını fark edince gülmemi kestim.
"Sanki siz çok normalsiniz pis kızlar." dedikten sonra onlara kötü bakışlar atmaya çalıştım. İlk başta düşünüyormuş gibi yaparak, sonradan bana hak verdiler.
Çünkü; cidden hiç birimiz normal değildik.
"Biliyorsunuz, ben Albert Einstein'ın kız versiyonuyum."dediğim gibi o havalı bakışımı attım. Dudağını sağ tarafa kaydırarak, kafanı sağa çevirip yandan bakışlarla başını yukarı aşağı sallamak benim havalı bakışımdı. "Bize bunu yapma. Böyle yapınca ölmek üzere olan su aygırlarına benziyorsun." diyen Beyza'yla Nisa kahkahalara boğuldu. Onlara sadece dil çıkartmakla yetindim.
"Bu arada Argoş ile ilgili yaptığınız şakayı unutmadım değil. Benim aklım çıktı biliyor musunuz? Ayyoş'tan sonra Argoş'u kaybettik diye çok korktum!" diye bağıran Nisa ile yerimizden sıçradık. Allah kıza bir cırtlak ses vermiş gerisini koyuvermiş resmen. "Sen bağırma ne olur. Şu an beni bile geçtin." diye bağıran Beyza'ya hak verircesine başımı salladım. Beyza'nın cırtlak sesini opera sanatçıları duysa, yaptıkları meslekten utanıp 'büyüksün abla' diye Beyza'nın önünde diz çöküp mesleklerini ebediyen bırakırlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çılgın Kızlar
HumorBir oyuncak orangutan başınıza en fazla, nasıl bir dert açabilir? * * * "Polis amca biliyor musun, benim dayım hamile? Valla bak, ben Battal Gazi'nin kayıp kız kardeşiyim. Şu yanımdaki Battal Gazi. Hatta, hatta biz u...