Hogwarts

1.4K 63 29
                                    

Annem ve babam ile King's Cross istasyonunun önüne geldik ve etrafta cüppeli bir sürü çocuklar görüyordum. Herkes mutlu ve heyecanlı gözüküyordu. Annem Nymphadora ve babam Remus ile 9 ¾ peronunun önüne geldik. Arkamızda turuncu saçlı bir aile vardı. Hatta iki bireyi ikizdi. Heyecanlı olduğum için annemle koşarak geçitten geçtik ve arkadan babam turuncu saçlı olan muhtemelen babaları olan adamla geldi ve arkadan ikizler ve annesi geçitten geçiş yaptı. Babam turuncu saçlı muhtemelen babaları olan adamla koyu bir sohbete dalmıştı. Annem ise anne olan ile konuşmaya başlamıştı. Babam yanıma gelip;

"Y/n bu Arthur Weasley. Kendisi çok yakın bir arkadaşımdır." Arthur Weasley yanıma gelip elini uzattı.

"Tanıştığıma memnun oldum Mr.Weasley." dedim.

"Ben de memnun oldum Y/N" dedi ve tokalaştık ve cümlesine devam etti. 

"Bunlar Fred ve George onlarda bu sene Hogwarts'a başlayacak." dedi ve Fred ve George'ye gülümsedim ve annem ile muhtemelen Fred ve George'nin annesi olan kadının yanına bir turuncu saçlı kişi daha gelmişti. Turuncu saçlı çocuk Mr.Weasley'in yanında durdu ve Mr.Weasley ekledi,

"Buda büyük oğlum Percy." dedi.

"Tanıştığıma memnun oldum Percy." diyip elimi uzattım ama göz devirerek bizden uzaklaşmaya başladı.

"Onu aldırma Y/N." dedi Fred ve sonra annem ile turuncu saçlı kadın yanımıza geldi.

"Merhaba Y/N ben Molly." dedi turuncu saçlı kadın.

"Merhaba Mrs.Weasley tanıştığımıza memnun oldum." dedim.

"Ah tatlım lütfen Molly de, bende seninle tanıştığıma memnun oldum." dedi. Çok tatlı bir kadındı ve arkamı döndüm üstünde kocaman Hogwarts Express yazılı bir tren vardı ve artık vakit gelmişti. Annem ve babam ile vedalaşıp trene doğru yürümeye başladım. Her yer tıklım tıklım doluydu. Trene bindiğimde boş kompartıman arıyordum ama bulamamıştım. Sonra turuncu saçlı çocuklardan birisi yaklaştı ve boş kompartıman bulamadığım çok belliydi. Koluma dokunarak,

"Hey, Y/N bizimle oturmak ister misin?" dedi Fred.

"Boş kompartıman bulamamıştım, çok iyi olur." dedim gülümseyerek ve "Teşekkür ederim." diye ekledim ve Fred'i takip ettim. Beni bir kompartımana getirmişti. İçinde George vardı. Kapıyı açtı ve içeriye girdik.

"Aaa, hoş geldin Y/N." dedi ben de karşıda ki geniş koltuğa oturarak gülümsedim.

"Hoş buldum George, tanıdık birileriyle aynı kompartımanda olduğum için şanslıyım." dedim ve gülümseyerek,

"Biz de şanslıyız, her ne kadar bu dünya ile iç içe olsak da insanları tanımıyoruz." dedi ve 

"Ama bir artı var ki tanımadığın bir insana yaptığın şakayla daha çok eğleniyorsun çünkü onun ne tepki vereceğini çözemiyorsun." diyerek göz kırptı Fred. Ben de gülümsedim ve George aydınlanmış bir şekilde Fred'e bakıp gülümsüyordu.

Kapımıza bir kadın geldi ve kapımızı açıp, 

"İstediğiniz bir şey var mı çocuklar?" dedi bakarak. Ben ise,

"Neler var?" dedim, dememe gerek yokmuşçasına,

"Şundan istiyorum, kurbağalı olanı." dedim ve ekledim, "Üç tane olsun." dedim ve arkamı döndüm Fred ve George gülümsüyordu.

"Buyrun Miss." dedi "Lupin" olarak ekledim.

"6 galleon Miss. Lupin." dedi. Gülümseyerek cebimden 6 galleonu çıkarıp kadına uzattım. Aldığım üç tane çikolatalı kurbağaların ikisini Fred ve George'ye uzattım.

"Çok cömertsin Y/N, teşekkür ederim." dediler aynı ağızdan. Gülümseyerek,

"Rica ederim." dedim ve birden tren yavaşlamaya başladı sanırım Hogwarts'a gelmiştik. Kompartımandan çıktığımızda trenin koridorları öğrencilerle taşmıştı. Fred ve George ile trenden indiğimizde kocaman bir adam gördük. Dev gibiydi.

"Birinci sınıflar, beni takip edin." diye bağrındı kalabalığın arasında ve Fred ve George ile dev adamın arkasından ilerledik. Karşımda Hogwarts vardı. Gerçekten çok büyüleyici gözüküyordu. 

"Şimdi bu kayıklar ile karşıya geçeceğiz. Bu geçiş her sene yeni gelenler için uygulanır. Keyfini çıkarın." dedi keyifle dev adam. Fred ve George ile göz göze geldik sanırım bu fikri üçümüzde çok beğenmiştik. Koşarak bir kayığın yanına gittik ve oturduk ve başka insanlarda oturmuştu. Kayık kendi kendine gitmeye başladığında hep bir ağızdan,

"Waow" dendi ve herkes bir anda kahkahaya boğulmuştu. Karşıya geçtiğimizde artık Hogwarts sınırlarına girmiştik. Hogwarts girişinde bir kadın karşılamıştı bizi,

"Merahaba birinci sınıflar ve Profesör Mc.Gonagall size ortak salona kadar eşlik edeceğim, ortak salonda bir seçmen şapka ile herkes bir binaya yerleştirilecek."

"Binalar; Gryffindor, Hufflepuff, Ravenclaw ve Slytherinn." "Herkese bol şans." dedi ve harekete geçti. Profesör Mc.Gonagall'ı takip ettik ve çok görkemli bir salona giriş yaptık. Havada uçuşan mumlar, dört tane boylu boyunca masalar vardı. Öğrenciler oturuyordu. Biz öğretmenler masasının önüne doğru gidiyorduk tahminimce ve bir süre sonra durduk ve kürsüye up uzun sakalı, yaşlı bir adam çıktı. George kolumu dürterek, 

"Bu Profesör Albus Dumbledore." dedi. 

"Merhaba, Hogwarts'ta yeni bir yıla hoş geldiniz." dedi gür sesiyle. Birden bir alkış koptu. Sonra ihtiyar adam boğazını temizleyerek,

"Şimdi seçmen şapka ile birinci sınıfların binalarını öğreneceğiz. O zaman tören başlasın." dedi ve bir büyük alkış daha koptu.



--------------------------------------------------------------------------------------

Merhaba, ilk bölümümüzde Hogwarts'a ilk gelişimizden bahsettik. 





Weasley Twins x Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin