Taeyong dudaklarının üzerinde hissettiği bir çift dudakla gözlerini kırpıştırdı. Aniden içine düştüğü bu durumun farkına vararak Jaehyun'u göğsünden ittirdi. ''Bunu nasıl yaparsın sana benden uzak dur dedim!!''O sırada içeride olan biten şeyler için endişelenen Hyuck ve Mark tuvaletin kilitli kapısını açmıştı.
Taeyong açılan kapıyla öfkeli bakışlarını o yöne çevirdi. Hyuck'un ifadesiz suratını gördüğünde hissettiği öfke tavan yapmıştı işte o an.
''Sen bittin Hyuck...'' diyerek adımlarını Hyuck'a doğru atarken Hyuck'da korkuyla gerisin geri atıyordu adımlarını.
''Hyung sadece şaka yapmak istedim.''
Hyuck usulca Taeyong'u sakinleştirmek istese bile bu pek mümkün değildi.
''Seni öldüreceğim!''
Taeyong Hyuck'a doğru atıldığı sırada ince beline dolanan ellerle hareketsiz kaldı bir an.
"Ya, bırak beni!''
Çırpındı Taeyong ince belini tutan güçlü ellerden kurtulmak istercesine.
"Bırak diyorum!"
O sırada Hyuck, Mark'ın elinden tutarak tuvaletten çıkarmıştı onu. Son hızla bilmediği bir yöne doğru koşarken aklındaki tek şey Taeyong'dan kaçmak istediğiydi.
''Kaçamazsın Lee Donghyuck buraya gel!''
Taeyong'da bağırarak Hyuck ve Mark'ın peşine takıldığında, Jaehyun'da Taeyong'un peşinden koşmaya başlamıştı.
Konser alanından uzaklaşmaya başladıklarında, Jungwoo gördüğü görüntüyle yanında duran Doyoung'a döndü. ''Bunlar bizimkiler değil mi?''
Doyoung onaylar tarzda kafasını sallayarak koşan Taeyong ve Jaehyun'a baktı. ''Neden koşuyorlar?''
Jungwoo endişeli surat ifadesiyle omzunu silkti.
''Bilmiyorum ama ben Taeyong'u takip edeceğim.''
Jungwoo ve Doyoung'da ikiliye yetişmek için koşmaya başlamışlardı.
O sırada konser alanından uzaklaşarak biraz ilerideki ormana doğru girmişti Mark ve Hyuck.
Mark nefes nefese, ''Hyuck ormana doğru gidiyoruz duralım artık.'' diyerek durmak istemişti fakat Hyuck'un durmaya niyeti yoktu.
''Beni yakalarsa ölü bir Hyuck olurum anlamıyor musun koş o yüzden.''
Tuttuğu eli daha da sıkı sıkı tutarken ormana doğru koşmaya devam etti.
O sırada Taeyong ve Jaehyun'da girmişti ormana.
''Sikeyim.'' dedi Jaehyun ayağına takılan çalıyla. ''Taeyong dur artık.''
Taeyong sıklaşan nefesi ve ağrıyan bacaklarıyla durakladı, ellerini dizlerine yaslayarak derin bir nefes aldı.
''Öldüreceğim onu...''
Jaehyun'da sıklaşan nefesini kontrol etmek ister gibi derin bir nefes verdi.
O sırada, ''Neden koşuyorsunuz?'' diye soran Doyoung'u gördüğünde şaşırmıştı. ''Sizin ne işiniz var burada?''
''Endişelendik ve takip ettik neden koşuyorsunuz?''
Taeyong doğrularak, ''Hyuck'u öldürmek için.'' dediğinde Jungwoo dudaklarını dişledi. ''Bu sefer çok kötü bir şey yaptı galiba.''
Taeyong öfkeyle Jungwoo'ya baktı.
''Kimse alamaz elimden onu.''
O sırada duydukları çığlık sesiyle hepsinin gözleri korkuyla açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bet // jaeyong
FanfictionLee Taeyong, arkadaşının zoruyla gittiği panayırda biraz olsun eğlenmeyi umut ederken koluna geçirilen kelepçeyle neye uğradığına şaşırır. ©jaeyongmylemondetox