''S-sevgilim mi?''Jaehyun aceleyle Jaemin'i kendinden uzaklaştırdı.
''Hayır Taeyong yanlış anladın.''
Fakat Taeyong'un çok da dinlemeye niyeti yok gibiydi. Kandırılmış olmanın verdiği şokla ve kalp kırıklığıyla büyük kapıdan dışarı adımladı hızla.
''Taeyong bekle lütfen.''
Jaehyun Taeyong'un kolundan tutarak onu durdurmaya çalıştı fakat elinin hışımla ittirilmesi bir olmuştu.
''Dinlemek istemiyorum, sakın peşimden gelme!''
Jaehyun, Taeyong'un gidişini izlerken sıkıntıyla elini saçlarından geçirdi.
''Sikeyim.'' Sinirli bir surat ifadesiyle eve adımlarken Jaemin koltuğa oturmuş eğlenceli bir filmi seyrediyormuş gibi rahatça arkasına yaslanmış gülümsüyordu. ''Upss böyle sonuçlanacağını bilmiyordum hyung kusura bakma.''
''Bıktım senden.'' Jaehyun öfkeli bir şekilde merdivenlerine yöneldi. Jaemin oturduğu yerden kalkarken, ''Neden peşinden gitmedin?'' diye sordu merakla.
''Taeyong'u tanımıyorsun asla dinlemezdi beni.''
''Tüh küçük bir şaka yapmıştım oysaki.''
Jaehyun merdivene adımlarken bir an duraksadı ve Jaemin'e baktı.
''Sikeyim yapacağın şakayı.''
O sırada kapıdan gelen hareketlilikle başını o yöne çevirmiş çatılı kaşlarıyla gelen kişilere bakmıştı.
''Selam.'' Jaemin sevimli gülümsemesiyle Doyoung'a sarılırken, ''Senin ne işin var burada?'' diye sordu Doyoung şaşkınca.
''Sen de abim gibi başlama hyung sizi özlediğim için kalktım geldim işte.''
Doyoung gülümseyerek kafa salladı. Sonrada yanında duran Jungwoo'ya dönerek, ''Jaemin.'' demişti. ''Jaehyun'un kardeşi. Bu da Jungwoo, sevgilim.''
Jungwoo Jaemin'e gülümserken, Jaehyun merdivendeki adımlarını koltuğa çevirdi. ''Neden geldiniz?'' diye sordu geniş koltuğa kurulurken.
''Taeyong'un doğum gününe plan yapmak için tabii ki.'' Jungwoo'da söylenerek koltuğa geçerken, Jaehyun yaslandığı yerden doğruldu. ''Doğum günü mü, ne zaman?''
''Yarın.''
''Yarın mı? Neden daha erken söylemiyorsunuz ne bok yiyeceğim ben şimdi?''
O sırada kapıdan içeri Hyuck ve Mark girmişti.
''Selam gençler partiyi mi konuşuyoruz?'' Hyuck rahat bir tavırla koltuğa geçerken, Jungwoo onaylar şekilde kafasını salladı. ''Halledeceğiz bir şekilde.'' dedi Jaehyun'a bakarak. ''Burada kutlayalım. Birkaç kişi çağırsak yeter, öyle süsleme falan yapmayız yiyecek içecek ve hediyeler olsun sadece.'
Jaehyun sıkıntıyla kafa sallamıştı fakat bir sorun vardı. ''İyi de Taeyong hayatta gelmez buraya.''
Hyuck kaşlarını çattı. ''Neden?''
Hyuck'un sorusuyla Jaehyun'un öfkeli bakışları Jaemin'e kaydı.
''Tartıştık, Taeyong küs bana.''
''Yok artık hyung iki dakika iyi anlaşamıyorsunuz.''
Jaehyun elini her neyse der gibi salladı sinirle. ''Boş ver nasıl yapacağız onu konuşalım.''
Jungwoo saçlarını kaşıdı düşünür bir tarzda. ''Buldum sanırım. Sen Taeyong'u arayacaksın hastayım diye, geldiği anda da sürpriz yapacağız bu kadar basit.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bet // jaeyong
FanfictionLee Taeyong, arkadaşının zoruyla gittiği panayırda biraz olsun eğlenmeyi umut ederken koluna geçirilen kelepçeyle neye uğradığına şaşırır. ©jaeyongmylemondetox