İ

240 42 48
                                    

Bu bölümü smeraldo_02 sana ithaf ediyorum şiirim. Sen ve senin yakıcı güzelliğinin şerefine♡'

  Eylül'ün 1'i  | Seoul




Uyumuyorum, uyuyamıyorum ki uyumak ta istemiyorum zira saatler sonra güneş doğacak. Güneş eylülün birine, güneş yeni bir güne, ah güneş  sevdiğim adamın bu kötü dünyaya güzel gözlerini açtığı güne doğacak.
Heycanlıyım, öyle böyle bir heycan değil bende ki. Durmuyor oturduğum deri koltuktan sessizce kalkıyorum. Önce güzelimin vanilya kokulu saçlarını öpüyorum.
Uyumadan evvel söylediği sözler düşüyor hatrıma

"Sevgilim, uyuyorum diye heycansızım sanma sakın, izin vermiyor işte dayanamıyorum, açık tutamıyorum şu gözlerimi"

Gözlerim doluyor, Senin yerinede uyanık kalıyorum güz bahçem diye geçiriyorum içimden.  Derken  onu seyredalıyorum. Hayır ağlamamalıyım, hayır hayır diye fısıldıyorum ama dinlemiyor işte gözyaşlarım dinlemiyor beni, öylece süzülüyorlar yüzümden. Önce dudaklarının altında ki ben durağı oluyor ellerimin, ah güzelliğini ellerim kirletir diye ödüm kopuyor. Öpüyorum sonra, uyanmasın diye dualar ederken tanrıya binlerce kez, öpüyorum tam beninin üstünden. Geri çekilirken nehir  olmuş artık gözlerim, sanırsınız tutmuyor ellerim, isyanda etmiyorum lakin sitem doluyor içim.
Saçlarını dolduruyorum avuçlarıma, okşuyorum küçük küçük. Gün ayıyor yavaş yavaş, oda sessiz, jeonggukum güzel, fısıldıyorum.

"Dünyayı ellerine vermek istemiştim ben, beni hayata getiren, beni doğurmayan belki ama beni yoktan var eden senin ellerine tüm dünyayı vermek isterdim sevgilim affet. Düğünümüz bile istediğin deniz kenarının aksine lanet hastane odasında olmak zorunda. Affet bir tanem, ama söz, söz diğer doğum günün de kumsala uzanacağız, ben seni, sen güzelliğinin  yansıdığı  gökyüzünü izleyeceksin"

Söz sevgilim söz, söz diye fısıldarken farkediyorum ki yumduğu gözlerinden gözyaşları süzülüyor gül yüzlümün, kahroluyorum.  Sonra kan süzülüyor burnundan mahvoluyorum. Lanetler ediyorum o kanın koyuluğuna, ellerim kirletir diye ödümü koparan sanatını, burnundan akan kan kirletiyor.
Korkuyorum, elim ayağım buz kesiyor. Peçeteyi arıyor en sonunda buluyor, yamacında yere çöküp güzel yüzünü temizlemeye çalışıyorum. Bu aralar çok sık oluyor bu, ama doktor önemsiz diyor. O yüzden içim rahat fakat kinleniyorum, sevgilim çok sever ama kırmızıya içten içe kinleniyorum ben.
İkinci peçeteti geçiriyorum elime. İlk peçete kan revan. Tam yüzüne değdireceğim ki elleri kolumu tutuyor öyle amansız. Gözleri gözlerime değiyor sonra. Gülüyor ki kıyıya vuruyor güzeliği.

"İyiki doğdun, Flos mihi feram(kır çiçeğim)" diyorum.

Yine aksanıma gülecek diye beklerken öksürmeye başlıyor. Ah bir öksürüktür alıyor onu ki, nefesim kesiliyor. Ağlamayacağım evleneceğiz bugün, bugün ağlamak yok taehyung yapma diyorum içimden ama gözlerim uçsuz bucaksız nehir.

Gözleri derya deniz bana bakıyor. Ah çok iyi biliyor, o kadar iyi biliyor ki. Dermanı olmayan gözleri  benim dermanım. Bunu okadar iyi biliyor ki, ağlamayayım diye bana bakıyor güçlükle gülümsüyor fısıldarken.

"S-Sevgilim, doğrulmak istiyorum yardım eder misin?"

Gülümsüyorum. Ellerim belini buluyor, güçlükle de olsa elleri boynumu. Yatakta oturtuyor, sırtına yastıkları siper ediyorum.
Parmaklarıyla burnunu yokluyor, ölesim geliyor. Kan dolan parmaklarına bakıyor, az geliyor, ah  ölümü istemek işte o an az geliyor.

"Eylülün bir'i" diyor.

Titreyen kanlı parmaklarının titremesini görmemem için saklarken.

 𝙌𝙪𝙞𝙚𝙩 𝘼𝙧𝙩 | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin